25 Aralık 2002 22:00

Sahne tozunu biz de yuttuk!

Çerkezköy'de kurulu Wolksvagen, içinde çalışan 1300 işçinin, arabalar için kablo sistemleri ürettiği büyük bir fabrika. Ücretsiz izin, bant sistemi, toplam kalite çemberi ve esnek istihdam gibi tüm uygulamalar yaşam buluyor bu fabrikada. Wolksvagen işçisi, yaşadığı zorluklara rağmen, farklı şeylere imza atabiliyor. Fabrika bünyesinde kurulan Vosti Tiyatro Grubu, geçtiğimiz cumartesi günü, altı aydır hazırlandıkları "Kuyruklu Yıldız Altında" adlı oyunu sundu. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç" adlı romanından uyarlanmış oyunun, oyuncuları gibi yönetmeni Selahattin Çiçek de fabrika işçisi.

Sanata önem verilmiyor On altı yıldır tiyatro ile ilgilendiğini söyleyen Selahattin Çiçek, fabrikanın planlama bölümünde. Tiyatro grubu, beş yıldır çalışıyormuş. Yılda bir oyun hazırlanıyormuş. Oyunla birlikte grubun üyeleri de değiştiği için, "Şimdiye kadar Wolksvagen'de tiyatro çalışmalarına katılan işçi sayısı, 100 bulmuştur" diyor Çiçek, diğer fabrikalarda da benzer çalışmaların olmasını dilediklerini belirtiyor. Bir başka amaçlarını da dillendiriyor: "Bu ülkede gençliğe ve sanata yeterince önem verilmiyor. Biz kendi cephemizden, bu eksikliği de gidermeye çalışıyoruz." Sekiz kişi rol alıyor oyunda. Oyunculardan Özlem Araç 26 yaşında. Fabrikada üretimde görevli. İlk kez böyle bir etkinliğin içinde yer almış Araç. İlk başladığında bu kadar sevip, heyecan duyacağını düşünmemiş. "Kendimi çok mutlu hissediyorum. Buradaki çalışmalarımız, iştekine hiç benzemiyor. İnsana ayrı bir moral veriyor. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla artık ilişkilerimiz daha farklı" diyor. Mesaiden sonra yorulsalar da ellerinden geleni yaptıklarını anlatıyor. Oyunda, evin oğlu Haldun ve üfürükçü bir hoca gibi birkaç rolde oynayan Tahsin Saroğlu, sekiz yıldır, üretimde kesme makinelerinde çalışıyormuş. Son katılanlardan biriymiş gruba. Destek gördükleri sürece devam etmeleri gerektiğine inanıyor. "Böyle bir şey olacağını hiç düşünmemiştim. Artık sahne tozu denen virüsü ben de yuttum. Sinemayı, tiyatroyu sürekli takip ediyorum" diyor. İş yorgunluğunun üzerine tiyatro çalışmalarının, tatlı bir yorgunluk yaşattığını söylüyor.

İnsanlar artık daha farklı Kamuran Özcan 20 yaşında bir genç kız. Oyunda ise zampara bir erkeği canlandırıyor. İki buçuk yıldır üretimde çalışıyormuş. Daha önce ortaokuldayken bir oyunda oynamış. "Şimdi de ailem yorulduğum için bazen söyleniyor. Ama genellikle hep olumlu şeyler söylendi" diyor. Vildan Erkoç da hiç beklemediği kadar keyif almış yaptığı işten. İki buçuk yıldır üretimde çalışıyormuş. Oyun çıkarmanın yanı sıra oyunculuk eğitimi de aldıklarını belirtiyor. Nasıl durulacağını, yürüneceğini öğrenmişler. Recep Sivrikaya, fabrikada güvenlik elemanı. O da oyunda farklı tiplemelerle çıkıyor karşımıza. Fabrikada iki yıldır çalışıyormuş. Daha önce halkoyunlarıyla ilgiliymiş. Tiyatro fikri de bu şekilde gelişmiş. Gün geçtikçe daha çok sevdiğini söylüyor. Haftada dört vardiya, günde on altı saat çalışıyormuş. Ama zorluk çekmediğini belirtiyor. "Hem tiyatro, hem de burada kurduğumuz arkadaşlıklar çok güzel" diyor.

'İnsan değişiyor' Hatice Topçu, fabrikada üç buçuk yıldır çalışıyormuş. Tiyatro grubuna da bu yıl girmiş. Tiyatro çalışmalarının, yaşamlarındaki monotonluğa engel olduğunu düşünüyor. "Bu bizim için büyük bir farklılık" diyen Topçu, dışardan zor gibi görünse de çalışmalarının çok zevkli geçtiğini vurguluyor. Zübeyde Yoleri, planlama bölümünde çalışıyor. Canlandırdığı hizmetçi Azmiye'nin, kendisi gibi yaşamadığını ama buna rağmen rolünü çok benimsediğini söylüyor. Tiyatroyla değişmeye başlayan yaşantısından söz ediyor. "Tiyatro insanı çok geliştiriyor. Çevreye, insanlara daha farklı bakmaya başlıyorsunuz. Artık duygularımı daha rahat ifade edebiliyorum". diyor. Yönetmen Çiçek'in ise yıllardır yürüttüğü bu çalışmalara ilişkin düşlediği başka bir şey daha var. "Belki bir gün bu fabrikadan, tiyatro oyuncuları da çıkar" diyor.

Evrensel'i Takip Et