12 Aralık 2002 22:00

Ayaklar suya eriyor

Başbakan Abdullah Gül, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde bir dönemeci oluşturan Kopenhag Zirvesi sona erene kadar, "Üyelik görşümeleri tarihinin 2003 yılı içinde belirlenmesi" talebini dile getirmeye kararlı görünüyor. AB zirvesine katılmak üzere Kopenhag'a giden Başbakan Abdullah Gül, dün Türkiye'nin talebine destek sunan Yunanistan, İtalya ve İngiltere temsilcileriyle bir araya geldi. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Pat Cox ile de görüşen Gül'ün, bugün ise, Türkiye'yle üyelik görüşmelerinin başlayacağ tarihi 1 Temmuz 2005 olarak belirleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder buluşması bekleniyor. Bazılarına Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı görüşmelerde Gül, Ankara'nın son 1 aydır güçlü bir şekilde dile getirdiği, fakat Fransa-Almanya önerisinin AB ülkelerinin tamamına yanını tarafından kabul edilmesi nedeniyle hayata geçme şansı sıfıra yakın gözüken isteği dile getirecek. "Üyelik görüşmelerinin 2003 yılında başlaması" isteği, ABD'nin AB Dönem Başkanı Danimarka ve diğer Avrupa ülkeleri temsilcilerine yaptığı baskıyla da desteklendi. ABD'nin Irak'a yönelik saldırı hazırlıklarını kolaylaştırma amacıyla uyguladığı bu baskı AB ülkelerinin kararını değiştirmese de, Washington Ankara üzerindeki gücünü artırmış oldu.

İlla ki 2003 Abdullah Gül, dün Yunanistan Başbakanı Simitis ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, "AB'den kesin bir tarih istiyoruz ve bu tarih 2003 olmalı" diye konuştu. "Bazı şeylerin bilincindeydik. Yani gerekli olan koşulları yerine getirme bilinci içindeydik. Şimdi ev ödevimizi yaptık sayılır. Kesin, açık ve net bir tarih almak hakkımızdır, müzakerelere başlayabilmek için" diyen Gül, görüşme tarihinin başlangıcının 2003 olmasını AB liderlerinden rica ettiklerini söyledi. Simitis ile görüşmesinde Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını belirten Gül, "Bu sorunun çözümü, iki tarafı da memnun etmeli. Şimdi 'AB'nin evine girelim' diyoruz. Orada bulunduktan sonra tüm sorunlar otomatik olarak çözülecek" dedi. Yunanistan Başbakanı Simitis de, Türkiye'nin AB üyeliğinin, birliğin genişlemesi ve güçlenmesi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Kopenhag zirvesinde üyelik görüşmeleri takvimiyle ilgili hangi karar alınırsa alınsın, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin sürekliliği için çaba sarf edeceklerini söyleyen Simitis, AB'nin Danimarka'dan sonraki dönem başkanlarının sırasıyla Yunanistan ve İtalya olduğunu hatırlatarak, her iki ülkenin de Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine önem verdiklerini söyledi. Simitis, "Kıbrıs sorunu mutlaka çözülmesi gerekir. Umarız fırsatlar değerlendirilir" diye de ekledi. Gül ve beraberindekiler, daha sonra İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'le buluştu.


ABD ve AB karşı karşıya Avrupa Birliği (AB) liderleri dün Kophenag'da bir araya gelerek "Doğu'ya genişlemeyi" ele alırken, başlıca tartışma konusu Türkiye oldu. Alman gazetelerinde yer alan haber ve yorumlarda Türkiye'nin durumuna geniş yer verildi. Haftalık olarak yayımlanan "Die Zeit" gazetesinin manşetten "Türkler Avrupalı mı?" sorusuyla verilen yorumlarda, Türkiye konusundaki yazılarıyla tanınan Michael Thurmann "evet", Almanya'nın eski başbakanlarından Helmut Schimdt ise "hayır" cevabı vererek konuyu ele aldılar.

ABD'nin amacı Schmidt yazısında, "AB hükümet başkanlarının çoğunluğu; sürekli Türkiye'nin gerçekten de şimdiye kadar yerine getirmediği kriterlerin arkasına gizlendi, fakat aynı zamanda ABD'nin yoğun baskısı karşısında da sanki Türkiye'yi AB'ye tam üye yapmak arzusu içerisinde oldukları gibi davrandılar" yorumunu dile getirdi. Artık Avrupa hükümet ve devlet başkanlarının, "stratejik çıkarları konusunda açık sözlü olmaları" gerektiğini savunan Schmidt, AB içinde İngiltere Başbakanı Tony Blair'in sözcülüğünü üstlendiği ABD açısından Türkiye'nin hem jeopolitik olarak, hem de Irak'a yönelik saldırı hazırlıkları için önemli olduğunu vurguladı. Schmidt, "Kuşkusuz bu stratejinin diğer bir yönünde de, NATO ve AB üyeliği arasında bir özdeşlik sağlanması suretiyle, bu iki kuruluşun Washington tarafından yönlendirilmesini kolaylaştırma fikri durmaktadır" dedi. Thurmann ise yazısında Türkiye ile AB arasında mutlaka bir bağın kurulması gerektiğini yazdı.

Erdoğan: 40 yıl beklemeyiz Süddeutsche Zeitung gazetesinin dünkü sayısında ise AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan bir röportaja yer verildi. "Türkiye 40 yıl daha beklemek istemiyor" başlığıyla verilen röportajda Erdoğan, "Son ana kadar 2004'te tam üyelik sürecinin başlatılması amacıyla bir takvim almaya çalışacağız" diye konuştu. Erdoğan röportajında ayrıca, Almanya'nın tutumundan yakınarak "Bizim yanımızda olan Almanya'dan çok şey bekliyorduk" dedi.

Evrensel'i Takip Et