Bir o eksikti!
Geçtiğimiz yıllarda da gündeme gelen ancak yürürlüğe sokulmayan uygulama için Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Belli özelliklere sahip kişiler ile sözleşme imzalayacağız. Her ilçeye en az iki ve on bin nüfusa bir gözlemci düşecek şekilde seçim yapacağız” demişti.
HASTALAR ‘MUHBİR’ OLUYOR
Sağlık Bakanlığının yapısını değiştirecek olan “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” değişikliği ile hastanelerde “gönüllü ajan” projesi hayata geçiriliyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ilk kez 2009 yılında çalışmalarına başladığı, ancak geçen sürede hayata geçirilemeyen “gönüllü ajan” sistemi Sağlık Bakanlığının teşkilat taslağındaki düzenleme ile devreye sokuluyor. Bakanlık tarafından hazırlanan Taslak’ta yer verilen “Sağlık kurum ve kuruluşlarında hizmetin geliştirilmesi amacıyla Bakanlık, hizmetten faydalananların gönüllülük esasına göre yapacakları gözlemlerini değerlendirmek üzere gerekli düzenlemeleri yapar” maddesi, sağlık hizmetlerinin teftişinde yeni bir dönem başlatacak.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ilk kez 2009 yılında çalışmalarına başladığı uygulamanın adı, o dönemde “Gönüllü Sağlık Gözlemcileri Projesi” olarak duyurulmuştu. Geçen sürede hayata geçirilemeyen proje, Bakanlık tarafından hazırlanan taslakta yasalaştırılmayı bekliyor. Projenin detayları henüz Bakanlık tarafından açıklanmazken, projenin asli unsuru olarak hastaların hastanelerde yaşanan sıkıntıları Bakanlığa bildirmesi amaçlanıyor.
BAKAN AKDAĞ: SÖZLEŞMELİ AJAN
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ilk defa 2009 yılında gündeme gelen uygulama hakkında Akşam Gazetesine konuşmuş, şu bilgileri vermişti: “Gönüllük esas. Bu kişilere para falan ödenmeyecek. Belli özelliklere sahip kişiler ile sözleşme imzalayacağız. Her ilçeye en az iki ve on bin nüfusa bir gözlemci düşecek şekilde seçim yapacağız. Gözlemciler, en az 25 yaşında ve ilköğretim mezunu olacak. Devlet memuru olma şartları aranacak. Yani ağır ceza veya yüz kızartıcı suç işlememe ve kamu hizmetine engel hali olmama şartı aranacak. Bu gözlemcilere kimlik verilmeyecek. Kendilerini tanıtmaları yasak olacak. Gözlemci, kesinlikle kendini ifşa etmeyecek, gizleyecek. ‘Sağlık Bakanlığının gönüllü sağlık gözlemcisiyim’ derse aramızdaki sözleşme iptal edilecek. Önce web sitemizde ilana çıkacağız. Başvuruda bulunan kişileri, uzaktan eğitim modülleri ve doğrudan eğitim yoluyla eğiteceğiz. Eğitimin sonunda da sınav yapacağız”
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, hastanelerde gözlemcinin değerlendirmesi üzerine çalışanlara ceza verilmesi gibi bir düzenleme de haksızlıklar olacağını savunarak, “Bu nedenle biz bu yöntemi asla doğru bir yaklaşım olarak kabul etmeyiz. Hizmetin geliştirilmesi için çalışanlar ve vatandaşlar arasında anketler düzenlenebilir, talepler ve sorunlar değerlendirilebilir. Ama herhangi bir sorumluluğu olmayan ve sağlık hizmetleri sunumu hakkında da bir sağlık çalışanı kadar bilgisi olmayan kişilerin gözlemci sıfatıyla yaptıkları değerlendirmeler sonucunda yaptırım uygulamanın, düzenleme yapmanın hizmetin geliştirilmesine bir katkısı olmayacak, aksine çalışanın motivasyonunu olumsuz etkileyecektir” dedi. (HABER MERKEZİ)
SAĞLIKÇIYLA HASTA KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR
Dr. Çetin Erdolu (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Başkanı):
“Bir o eksikti!” diyoruz. Zaten her gün Sağlık Bakanlığı ya da Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sağlıkla ilgili yeni yeni tedbirler, kararnameler, yönetmelikler çıkartarak sağlığı daha fazla piyasalaştırarak sağlık hizmeti bir hak olmaktan çıkartan karar ve uygulamalar gündeme geliyordu. Sağlığın özelleştirilmesi adına, SGK’dan hak sahibi olanların yararlanacağı paketi küçültmek, daha fazla katkı, katılım payı almak adına zaten Sağlıkta Dönüşüm Programı başladığından beri Bakanlığa bağlı işleyen SABİM isimli, İnternet üzerinden işleyen bir ajanlık mekanizması vardı hastanelerde. SABİM’e uydurma, isimsiz bir elektronik posta attığınız zaman bile bu bir hasta şikayeti olarak değerlendiriliyor ve işleme koyma zorunluluğu bulunuyordu. Öte yandan yine hastanelerde bulunan Hasta Hakları Üniteleri hastaların hizmet sunumundan ya da tıbbi uygulamadan dolayı yaşadığı bir olumsuzluğu gidermenin ötesinde bir şikayet mekanizması haline gelmişti ve bu birimler üzerinden soruşturmalar yürütülüyordu. Bu son uygulamayla Sağlıkta Dönüşüm Programına karşı mücadele veren sağlık emekçileri daha da baskı altına alınmak isteniyor. Daha önce trafik ihlallerinin önlenmesi gerekçesiyle fahri trafik komiserliği gündeme getirilmiş, devlet memurlarının, bürokratların ellerine ceza makbuzları verilmişti. Ancak sonradan komşusuna kızan düzmece trafik cezaları yazmaya, mahkemeler bu cezaların iptalini isteyen davalarla dolup taşmaya başlayınca bu uygulama fiili olarak uygulamadan kalktı. Sağlık alanında da aynen böyle olacaktır. Sağlıkta Dönüşüm uygulamaları hekimlerle, sağlık emekçileriyle, hastaları her gün daha da karşı karşıya getiriyor ve genellikle sağlıkçılara karşı şiddetin giderek artması olarak meydana geliyordu. Bu uygulama şiddetin artmasına, emekçilerle hastaların daha da fazla karşı karşıya gelmesine neden olacaktır.
Evrensel'i Takip Et