Ekonomi kimin için büyüyor?
SULTANGAZİLİ TEKSTİL İŞÇİSİ HATİCE GÜL, HÜKÜMETE TEPKİLİ: BU MU BÜYÜME?
Birbirine sıkışık binalar, yaşanan ulaşım sorunları, işçilerin, kadınların, öğrenci gençlerin okul-ev arasındaki uzak mesafelerde gidiş gelişleri... Burası İstanbul’un ‘yaşam kalitesi’ adıyla yapılan araştırmada hep son sıralarda çıkan Sultangazi ilçesi. Yoksul emekçi ailelerin geçim sıkıntısı içinde yaşadıkları ve hayatlarını sadece ev iş arasında geçirdikleri onlarca ilçeden biri...
İstanbul’da 39 ilçe arasında yapılan ‘Yaşam Kalitesi Araştırması’nda Kadıköy, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli yaşam kalitesi en yüksek ilçeler listesinin başındayken, Esenyurt, Gaziosmanpaşa ve Sultangazi ise bu listenin en sonlarında yer aldı. Yine araştırma kapsamı içinde yer alan eğitim, sağlık, ulaşım, sosyal yaşam ve ekonomi gibi konularda da Sultangazi ilçesi sınıfta kaldı.
SİGORTA YOK, SOSYAL HAYAT YOK
Araştırmalar, istatistikler şöyle dursun, biz yıllardır Sultangazi’de yaşayan ve konunun asıl muhatabı olan bir aileye kulak verdik.
Ağrı’dan İstanbul’a göç eden ailede baba aşçılık, anne ise tekstil sektöründe işçilik yapıyor. Yaşam kalitesinin düşüklüğünü en yakından hisseden anne Hatice Gül, şunları anlattı: “36 yaşındayım ve 1990 yılından beri İstanbul’da yaşıyorum, işsizlik yüzünden memleketimden göç ettim. Tekstilde çalışıyorum. Sigorta primim ödenmiyor. 850 lira ücret alıyorum. Bu imkanlarla yaşam koşullarımızın iyi olmasını bekleyemeyiz tabii ki!”
YILDA BİR SİNEMA
İlçesindeki sosyal alanların yetersizliğinden de söz eden Hatice Gül “Çocukları en son geçen yıl sinemaya götürdük. Yılda bir kez gittiğimiz sinema bile bize bayram gibi geliyor. Tatil desek o da yok. Bizim en fazla tatilimiz şehir dışındaki akrabaları ziyaret oluyor. Yani sadece yol parası verebiliyoruz. Fazlasına gücümüz yetmiyor” diye konuştu.
TÜM İMKANLAR ZENGİNLERE
Ekonomik zorluğun sosyalleşmeyi engellediğini de belirten Hatice Gül, Sultangazi halkının büyük bir kısmının diğer ilçelerde yaşayan insanlardan ekonomik olarak daha geride olduğuna dikkat çekti.
Gül, halkın siyasi görüşünün mevcut iktidarla uyuşmaması nedeniyle de ilçeye hiç yatırım yapılmadığını dile getirdi. Hatice Gül şöyle devam etti: “Devlet zenginlere her türlü olanağı eğitim olsun, sağlık olsun, yol hizmeti olsun yaratıyor. Ama tabiri caizse daha varoş kalan ilçelere ne alt yapı veriliyor ne de yatırım yapılıyor.”
Hükümeti eleştirmeye devam eden Hatice Gül, “Ekonomi olarak büyüdük diyorlar ama biz hiç bir şey göremiyoruz, madem büyüdük ben tekstil işçisiyim niye sigortam yok? Niye ücretimi zamanında alamıyorum? Niye hâlâ taşeronlaşma devam ediyor? Niye diğer ülkelere göre en pahalı suyu biz içiyoruz? Ebetteki iktidarın iyi yaptığı işler de var fakat bunlar sadece göstermelik. Ağzımıza bir parmak bal çalıp susmamızı istiyorlar” diye konuştu.
CEVAP GELDİ HİZMET GELMEDİ
Yerel yönetimlerin ayrımcılık yaptığını da söyleyen Hatice Gül, şunları söyledi: “Sokağımdaki bir yol sorunu nedeniyle belediyeye başvurdum. Internet ortamında yaptığım başvuruya cevap geldi ama hizmet gelmedi. Sokağımızdaki problem hâlâ giderilmedi. Aslında sadece benim değil bütün sokak sakinlerinin başvurması gerekirdi. Kimse verdiği oyun peşine düşmüyor, sorgulamıyor, oy verdiğimiz insanlar şimdi bize hizmet sunmuyor. Bunun bu hale gelmesinden biz de sorumluyuz.” Gül, tüm sorunların çözümünün birlikte hareket etmekten geçtiğine dikkat çekti. (İstanbul/EVRENSEL)
GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞIP TEMEL İHTİYAÇLARINI ZOR KARŞILIYORLAR
Bir başka mahalle sakini Mehmet Akpınar 22 yıldır bu ilçede yaşıyor. Kendisi öğrenci. Babası gıda sektöründe işçi olarak çalışıyor. Mehmet Akpınar’ın babası aylık 1200 lira ücret alıyor. Annesi ise ev kadını. Kirada yaşıyorlar ve evin toplam nüfusu 5. Mehmet Akpınar Sultangazi’nin yapılan araştırmada İstanbul’da İlçeler arasında yaşam kalitesi sıralamasında son sıralarda olmasını şöyle değerlendiriyor: “Babam aldığı ücretten 450 TL kira veriyor. 3 çocuğu öğrenci. Bunların eğitim masraflarını karşılamaya çalışıyor.”Bu kadar gider varken tatil yapma olanaklarının olmadığını anlatan Akpınar, “Ayrıca eğitim sistemindeki ticari zihniyetin artması da bizim gibi yoksul ailelerin bütün sosyal hayatını kısıtlıyor” diye konuştu.
SİNEMAYA GİDEMİYORLAR
İlçesiyle ilgili gözlemlerini de dile getiren Mehmet Akpınar, şunları söyledi: “Mahallemiz toplumsal olayları takip eden insanların bulunduğu bir ilçe. Kentsel dönüşüm projesiyle bu ilçede belli kısımlarda devlet buralarda yıkım planını hayata geçirmek istiyor. Gelir dağılımının adaletsiz olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve en düşük gelir elde eden bu insanların yaşamı yıkımlarla yok olacaktır. Bu semtin insanları yakın yerlerde çalışmıyorlar. Bu nedenle ulaşım sorunu da yaşanıyor. 12 saat mesainin ardından 1 ila 1.5 saat da yolda geçiyor. Bu yüzden insanlar ne bir sinemaya ne de bir tiyatroya gidebiliyor.”
BİRLİKTE MÜCADELE EDİLMELİ
Dinlenebildikleri tek yerin ev olduğunu anlatan Mehmet Akpınar, çoğu asgari ücretle çalışan mahalle sakinlerinin temel ihtiyaçlarının dışında harcayacak paraları olmadığı için de sosyal yaşamlarının başlamadan bittiğini ifade etti. Bu sorunun nasıl çözüme kavuşturulacağına da değinen Akpınar, “İnsanların insanca yaşayabilmesi için iş sahası genişletilmeli, çalışma saatlerinin dünya standartlarına indirilmeli, asgari ücretin temel ve sosyal ihtiyaçları karşılayabilecek düzeye getirilmesi gerekir” dedi. Akpınar bunun için de ülkede yaşayan her milliyetten ve inançtan insanların birlikte mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi.
Evrensel'i Takip Et