21 Ocak 2002 22:00
'Şüpheli' avukatlar!
GÜNÜN YAZILARI
'Şüpheli' avukatlar!
Hacer Yücel
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ilçe emniyet müdürlüklerine ve bürolara gönderdiği
"avukatlara iyi davran" genelgesine rağmen avukatlar gözaltına alınıyor. Avukat Seyit Nusret Öztürk, "Anadilde eğitim" istedikleri için gözaltına alınan 16 kişinin müdafisi olarak gittiği Terörle Mücadele Şubesi (TMŞ)'nde gözaltına alındı. Bir gün nezarathanede tutuldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü 15 Ekim 2001 tarihinde avukatların Genel Bilgi Taraması (GBT) soruşturmasına maruz kalarak gözaltına alınmasına ilişkin bir genelge yayınlandı. Ancak yaşanan olaylar bu genelgenin de tıpkı diğer genelgeler gibi hükümsüz olduğunu gösterdi. Böylece büroları basılan, üstleri ve evrakları aranan, kimlikleri hakkında GBT incelemesine maruz kalan avukatlar, hayata geçirilemeyen bir genelgeye daha sahip oldular. Bu genelgede de tıpkı diğer genelgelerde olduğu gibi, "Avukatlara şüpheli şahıs gibi davranılmayacaktır. Her türlü yardımda bulunulacaktır" deniliyordu.
Gözaltına alındı Avukat Seyit Nusret Öztürk'ün Emniyet Müdürlüğü'nün genelgesine rağmen, gözaltına alınmasına neden olan olaylar şöyle gelişti: Anadilde eğitim isteklerini içeren dilekçelerinden dolayı 13 Ocak Pazar günü 22 kişi gözaltına alınarak TMŞ'ye götürüldü. İstanbul Barosu CMUK Uygulama Servisi bu kişilere üç avukat atadı. Bu avukatlardan biri de Seyit Nusret Öztürk'dü. Avukatlar hemen TMŞ'ye gittiler ancak gözaltına alınanların ismini doğrulatamadıkları gibi bu kişilerle görüşemediler. İsimler ancak bir gün sonra belirlenebildi. Öztürk 14 Ocak Pazartesi günü bir avukat arkadaşı ile TMŞ'ye tekrar gitti. Savunmanları olarak tayin edildiği 16 kişi ile görüşmeye çalıştı. Ancak müvekkileri ile görüşmeye çalışırken hakkında GBT soruşturması yapıldı. Öztürk, TMŞ'den ayrılırken bir derginin sorumlu yazıişleri müdürü olduğu dönemde hakkında açılan davalardan 12 yıl 5 ay hapis cezası aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. Ancak Öztürk'ün aldığı bu cezalar çıkarılan Basın Kanunu kapsamında ertelenmişti. Öztürk, hakkında açılan davaların ve verilen cezaların ertelendiğini, şu anda da bir kamu görevi yaptığını, yapılan işlem nedeni ile kamu hizmetinin engellendiğini, hukuka aykırı bir işlem yapıldığını söyledi. Ancak buna rağmen, Gayrettepe'de bulunan Asayiş Şube İnfaz Büro Nezarathanesi'ne götürüldü. Bunun üzerine İstanbul Barosu harekete geçti. Öztürk bir gün gözaltında tutulduktan sonra hakkındaki bütün dava ve dosyaların ertelendiğinin ortaya çıkması ile serbest bırakıldı.
Dava açacak Gazetemize bir açıklama yapan Öztürk, Emniyet Müdürlüğü'nün avukatlara şüpheli şahıs muamelesi yapılmayacağına ilişkin genelgesini hatırlatarak, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu kaydetti. İki yıl önce Pendik Trafik Şube'den ehliyetini almaya gittiğinde de gözaltına alındığını ve TMŞ'de iki gün tutulduğunu dile getiren Öztürk, "O zaman davalarımın ertelendiğine dair işlem yaptım. Ama aynı nedenden tekrar gözaltına alındım. Hayatım boyunca bu hep benim karşıma çıkacak mı?" dedi. Öztürk, bu konuda gerekli işlemleri yaparak yetkililer hakkında dava açmaya hazırlandığını bildirdi. Serbest bırakıldıktan sonra cezası olduğu gerekçesiyle kendisini gözaltına alan polislerin, "Avukat olduğunu söyleseydi bunlar olmazdı" şeklinde kendilerini savunduğunu söyleyen Öztürk, "Kimlik kartımı gösterip orada bulunma nedenimi söylemiştim. O yüzden böyle bir gerekçe çok komik. Üstelik ben içerde bulunduğum süre zarfında sorguya alınan bir müvekkilim tutuklandı. Şu anda Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunuyor. Bu uygulama ile işim engellendi" diye konuştu.
Kanunlar dikkate alınmıyor Karakollarda, cezaevlerinde sadece genelgeler değil kanunlar da dikkate alınmıyor. Örneğin Avukatlık Kanunu'na göre avukatın üstü ancak ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerde aranabilir. Yine Avukatlık Kanunu'na göre avukatın büro ve evi mahkeme kararı ile cumhuriyet savcısı ve baro temsilcisinin denetiminde aranabilir. Avukatlar hakkında soruşturma başlatılabilmesi de Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı. Yeni Avukatlık Kanunu'nun değişmesinin ardından 30 Mayıs 2001 tarihinde İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir genelge yayınlamıştı. Genelgede Avukatlık Kanunu ile gelen yeni düzenlemeler belirtilerek emniyet makamlarının avukatlara yardımcı olması, ihtiyaç duyduğu belgeleri göstermesi, vekaletname göstermesi halinde belgelerden örnek verilmesi istenmişti. Genelgede avukatlara yönelik işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlendiğine ilişkin hükümlerin uygulanacağı da bildirilmişti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 15 Ekim 2001 tarihinde yayınlanan son genelgede de emniyet binalarına çeşitli nedenlerle gelen avukatlara şüpheli şahıs muamelesi yapılmaması, kanunlar çerçevesinde yardımcı olunması ve bu konuda herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi istenmişti. Ancak yaşanan olaylar ne genelgelerin ne de kanunların dikkate alınmadığını gözler önüne seriyor.
Gözaltına alındı Avukat Seyit Nusret Öztürk'ün Emniyet Müdürlüğü'nün genelgesine rağmen, gözaltına alınmasına neden olan olaylar şöyle gelişti: Anadilde eğitim isteklerini içeren dilekçelerinden dolayı 13 Ocak Pazar günü 22 kişi gözaltına alınarak TMŞ'ye götürüldü. İstanbul Barosu CMUK Uygulama Servisi bu kişilere üç avukat atadı. Bu avukatlardan biri de Seyit Nusret Öztürk'dü. Avukatlar hemen TMŞ'ye gittiler ancak gözaltına alınanların ismini doğrulatamadıkları gibi bu kişilerle görüşemediler. İsimler ancak bir gün sonra belirlenebildi. Öztürk 14 Ocak Pazartesi günü bir avukat arkadaşı ile TMŞ'ye tekrar gitti. Savunmanları olarak tayin edildiği 16 kişi ile görüşmeye çalıştı. Ancak müvekkileri ile görüşmeye çalışırken hakkında GBT soruşturması yapıldı. Öztürk, TMŞ'den ayrılırken bir derginin sorumlu yazıişleri müdürü olduğu dönemde hakkında açılan davalardan 12 yıl 5 ay hapis cezası aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. Ancak Öztürk'ün aldığı bu cezalar çıkarılan Basın Kanunu kapsamında ertelenmişti. Öztürk, hakkında açılan davaların ve verilen cezaların ertelendiğini, şu anda da bir kamu görevi yaptığını, yapılan işlem nedeni ile kamu hizmetinin engellendiğini, hukuka aykırı bir işlem yapıldığını söyledi. Ancak buna rağmen, Gayrettepe'de bulunan Asayiş Şube İnfaz Büro Nezarathanesi'ne götürüldü. Bunun üzerine İstanbul Barosu harekete geçti. Öztürk bir gün gözaltında tutulduktan sonra hakkındaki bütün dava ve dosyaların ertelendiğinin ortaya çıkması ile serbest bırakıldı.
Dava açacak Gazetemize bir açıklama yapan Öztürk, Emniyet Müdürlüğü'nün avukatlara şüpheli şahıs muamelesi yapılmayacağına ilişkin genelgesini hatırlatarak, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu kaydetti. İki yıl önce Pendik Trafik Şube'den ehliyetini almaya gittiğinde de gözaltına alındığını ve TMŞ'de iki gün tutulduğunu dile getiren Öztürk, "O zaman davalarımın ertelendiğine dair işlem yaptım. Ama aynı nedenden tekrar gözaltına alındım. Hayatım boyunca bu hep benim karşıma çıkacak mı?" dedi. Öztürk, bu konuda gerekli işlemleri yaparak yetkililer hakkında dava açmaya hazırlandığını bildirdi. Serbest bırakıldıktan sonra cezası olduğu gerekçesiyle kendisini gözaltına alan polislerin, "Avukat olduğunu söyleseydi bunlar olmazdı" şeklinde kendilerini savunduğunu söyleyen Öztürk, "Kimlik kartımı gösterip orada bulunma nedenimi söylemiştim. O yüzden böyle bir gerekçe çok komik. Üstelik ben içerde bulunduğum süre zarfında sorguya alınan bir müvekkilim tutuklandı. Şu anda Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunuyor. Bu uygulama ile işim engellendi" diye konuştu.
Kanunlar dikkate alınmıyor Karakollarda, cezaevlerinde sadece genelgeler değil kanunlar da dikkate alınmıyor. Örneğin Avukatlık Kanunu'na göre avukatın üstü ancak ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerde aranabilir. Yine Avukatlık Kanunu'na göre avukatın büro ve evi mahkeme kararı ile cumhuriyet savcısı ve baro temsilcisinin denetiminde aranabilir. Avukatlar hakkında soruşturma başlatılabilmesi de Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı. Yeni Avukatlık Kanunu'nun değişmesinin ardından 30 Mayıs 2001 tarihinde İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir genelge yayınlamıştı. Genelgede Avukatlık Kanunu ile gelen yeni düzenlemeler belirtilerek emniyet makamlarının avukatlara yardımcı olması, ihtiyaç duyduğu belgeleri göstermesi, vekaletname göstermesi halinde belgelerden örnek verilmesi istenmişti. Genelgede avukatlara yönelik işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlendiğine ilişkin hükümlerin uygulanacağı da bildirilmişti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 15 Ekim 2001 tarihinde yayınlanan son genelgede de emniyet binalarına çeşitli nedenlerle gelen avukatlara şüpheli şahıs muamelesi yapılmaması, kanunlar çerçevesinde yardımcı olunması ve bu konuda herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi istenmişti. Ancak yaşanan olaylar ne genelgelerin ne de kanunların dikkate alınmadığını gözler önüne seriyor.
Evrensel'i Takip Et