19 Ocak 2000 22:00

Önce Çiller, şimdi de Danıştay kurtardı

Önce Çiller, şimdi de Danıştay kurtardı
Fatih Polat
Danıştay 2. Dairesi, İstanbul eski Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ın, Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe'nin dövülerek öldürülmesine ilişkin ''adli soruşturmayı yanlış yola sevk eden ve failleri gizlemeye ve delilleri yok etmeye yönelik basın açıklamaları yaptığı'' yolundaki suçlamalardan yargılanmamasına karar verdi. Yüksek Mahkeme, İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak hakkında yargılanma kararını da bozdu.
Önce Çiller ve Ünüsan korudu
Danıştay'ın bu kararı, Taşanlar'ın olayla ilgili sorumluluğuna işaret eden gerçekleleri ortadan kaldırmadığı için, hiçbir şekilde kamuoyunun vicdanını tatmin etmesi mümkün değil. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Taşanlar ve Yardımcısı Kemal Bayrak'ın olayla ilgili olarak soruşturulması istemi dahi Metin Göktepe'nin öldürüldüğü 1996 yılının Ocak ayında, konuyu inceleyen müfettişlerce talep edilmişti. Konuyu araştırmak için görevlendirilen Polis Müfettişi Yaşar Gökışık ile Mülkiye Müfettişi Şükrü Ender ve Cengiz Akın hazırladıkları raporu 24.1.1996 tarihinde dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan'a gönderdi. Raporda, 07.1.1996 tarihinde Alibeyköy'de düzenlenen cenaze törenine katılanlar hakkında gözaltı talimatı çıkaran Taşanlar ile yardımcısı Bayrak hakkında "yasal olmayan toplu gözaltı ve gözaltında Göktepe'nin ölümüne varan muameledeki sorumluluklarından" dolayı disiplin ve ceza soruşturması açılması için izin talebinde bulundular. Bakan Ünüsan ile dönemin Başbakanı Tansu Çiller, aynı gün bu rapor hakkında görüşmek üzere bir araya geldiler. Bakan Ünüsan bu görüşmede belirleyen ortak tavır uyarında, Taşanlar ve Bayrak hakkında soruşturma açılması talebini reddetti ve Çiller'in konuyla ilgili ayrıntılı açıklama yapacağını bildirdi. Çiller ise, 26 Ocak 1996 günü yaptığ söz konusu açıklamada, "Bireysel olayları bütün polis grubuyla hemen özdeşleştirmemek lazım" dedi.
TBMM tutanaklarındaki gerçekler
Bunun ardından çalışmalarına 28.03.1996 günü başlayan TBMM Metin Göktepe Cinayetini Araştırma Komisyonu, Bakan Ünüsan'ı, müfettişlerin Taşanlar ve Bayrak hakkındaki ceza soruşturması açılması talebinin neden reddedildiğini sordu. Komisyon raporunun ilgili bölümünde şöyle dendi: "İstanbul Emniyet Müdürü ve İl Emniyet Müdür Yardımcısı için soruşturma izni verilmeyişinin sebebi Komisyon Başkanlığı'nca İçişleri Bakanı Teoman Ünisan'dan yazı ile sorulmuş, alınan cevapta, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 8 Ocak 1996 günü çıkabilecek olaylar hakkında önceden isabetli kararlar alarak ikinci bir Gaziosmanpaşa olayının meydana gelmesini önlediği..."
Müfettişler yargılanmaları için ısrar etmişti
Ancak müfettişler, TBMM Göktepe Komisyonu tutanaklarında Taşanlar ve yardımcısının cezalandırılması konusunda da ısrarlı davrandılar. Tutanaklardaki ilgili bölüm aynen şöyle:
"Cengiz Akın (Mülkiye Müfettişi): Bu yazılı emir -gözaltı emri- dolayısıyla biz Taşanlar ve Bayrak hakkında da soruşturma izni istedik. Ancak İçişleri Bakanlığı bu izni vermedi.
Yaşar Okuyan (ANAP): Siz bu iki kişi hakkında da soruşturma izni istediğinize göre, elinizde bunlarla ilgili karine var mıydı?
Cengiz Akın: Tabii vardı. Yani biz suçlu gördük ki, soruşturma izni istedik. Soruşturma, inceleme aşamasında biz bir kişiyi artık suçlu olduğuna inanıyoruz ki, soruşturma izni istiyoruz.
Başkan: Neden bu kanıya vardınız, bu iki emniyetçi için?
Cengiz Akın: İşte, şu duyum alındığı için. Herkesi gözaltına alın, diye talimat verilmiş.Yazılı talimat. Yürürlükteki yasalarda bu yok."
'Bize gözdağı mı vermek istiyor'
Polis Müfettişi Yaşar Gökışık'ın Meclis tutanaklarında yer alan şu ifadeleri de, üst düzey yetkililer hakkındaki 'delil'lerin karartılması gerçeğine işaret etmesi bakımından oldukça çarpıcı ve önemli: "Zaten, Orhan Taşanlar, bu Metin Göktepe olayını kendi başına araştırmak istedi. O günlerde düşündük, acaba bize gözdağı mı vermek istiyor, kendiliğinde bir iş mi yapacak diye." Gökışık'ın Meclis tutanaklarındaki ifadeleri bununla da sınırlı değil: "Yaşar Gökışık devamla; İçişleri Bakanlığı'nın önce bu olayda kendisini görevlendirdiğini, görev emrini alınca ilk önce Emniyet Müdürü Taşanlar'dan yazı ile görev listesini istediğini, daha sonra İçişleri Bakanlığı'ndan iki müfettiş daha görevlendirilerek olaya el koyduklarını, emniyet müdürüne kendilerine verebileceği bir belge olup olmadığını sorduklarında, olayla ilgili hiçbir bilgi ve belgesinin olmadığını bildirdiğini, daha sonra Taşanlar'ın olayı kendi açısından soruşturmak üzere bir şubeye yetki verdiğini tesadüfen öğrendiklerini..."
'İki kişi üstlensin, yurtdışına firar etsin'
Danıştay 2. Dairesi'nin yargılanmamasına karar verdiği dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Taşanlar'ın Göktepe olayındaki 'marifetleri' bunlarla da sınırlı değil. Yine Meclis Komisyon Raporu'nun şu bölümü Taşanlar'ın başka marifetlerine de işaret ediyor: "Polis Memuru Metin Kuşat 5.5.1996 tarihinde yapılan görüşmede; Emniyet Müdürlüğü'nde sözleşmeli çalışan İlhami Yelekçi isimli avukatın yanlarına geldiğini ve kendisinin Orhan Taşanlar'ın yanından geldiğini söylediğini, hatta 2-3 kişinin bu olayı üstlenip, yurtdışına firar etmesini, diğerlerinin de bu şekilde kurtarılabileceğini, bu sebeple olayı üstlenen arkadaşlara da yardımda bulunmalarının iyi olacağının söylendiğini..." Sanık polislerden Fikret Kacayan da Komisyon'da benzer ifade veriyor. Onun ifadesi de şöyle: "İlhami Yelekçi isimli avukatın kendilerine '3-4 kişi bu olayı kabul edin, diğer arkadaşlarınız kurtulsun' şeklinde beyanda bulunduğunu..."
Müfettişler, sanık polisler, TBMM Metin Göktepe Cinayetini Araştırma Komisyonu tutanakları bunları söylüyor. Danıştay'ın verdiği karar, bu gerçekleri ortadan kaldıramayacağı için Metin Göktepe davasının takipçilerini tatmin olması mümkün değil. Halkın, kamuoyunun vicdanın rahatlaması yukarıdaki gerçekleri dikkate alarak müfettişlerin talepleri doğrultusunda Taşanlar ve Bayrak hakkında cezai soruşturma açılmasına bağlı.

Evrensel'i Takip Et