30 Aralık 1999 22:00
Sendikacılar asgari ücrete tepki gösterdi
Belirlenen ücretin emekçilerin sefaletini daha da artıracağını belirten sendikalar ve siyasi partiler, IMF direktifleriyle hareket eden hükümete tepki gösterdiler.
Sendikacılar asgari ücrete tepki gösterdi
Asgari ücretin yıllık yüzde 25 oranında artırılması, çeşitli tepkilere neden oldu. Belirlenen ücretin emekçilerin sefaletini daha da artıracağını belirten sendikalar ve siyasi partiler, IMF direktifleri doğrultusunda hareket eden hükümete tepki gösterdiler. Asgari ücretin IMF'nin ve işverenlerin beklentileri doğrultusunda belirlendiğini, sosyal devlet ilkesinin unutulduğunu belirten Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, bütün bunların 2000 yılının zor ve mücadele yılı olacağını gösterdiğini söyledi. Türk-İş'te bir basın toplantısı düzenleyen Meral, memura ve emekliye yüzde 15 zam vererek enflasyonun altında ezen hükümetin, asgari ücretliyi de açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiğini ifade etti.
1999'daki brüt 93 milyon 600 bin lira olan asgari ücretle 217 dolar alınırken, 2000 yılı için belirlenen 109 milyon 800 bin liralık brüt asgari ücretle 203 dolar alınabildiğine dikkat çeken Meral, hükümetin enflasyonu kâğıt üzerinde gördüğünü söyledi. Aralık 1999 itibariyle dört kişilik bir ailenin mutfak harcamalarının 122 milyon 952 bin lira, yoksulluk sınırının ise 373 milyon lira olduğunu hatırlatan Meral, en büyük eksikliğin asgari ücretin tek kişi üzerinden tespiti dolayısıyla işçinin bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocuklarının değerlendirilmemesi olduğunu ifade etti.
IMF gölgesi
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim-Araştırma Dairesi Başkanı Çetin Uygur da, yeni asgari ücretin bir kişinin aylık mutfak masrafına bile yetmediğini söyledi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda tarafların eşit olarak yer almadığını ve bu yüzden antidemokratik bir yapıya sahip olduğunu belirten Uygur, "Bu temel yanlışlıklar üzerine 2000 yılı için yapılan asgari ücret çalışmaları üzerine bu kez IMF anlaşmasının gölgesi düşmüştür" dedi.
Emekçiler milenyuma sefaletle girdi
Hak-İş Genel Başkan Vekili Hüseyin Tanrıverdi, belirlenen asgari ücretin son 10 yılın en düşük asgari ücreti olduğunu kaydederek, ücretlilerin, milenyuma "sefalet ücretiyle" girdiğini söyledi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da, asgari ücretlinin açlığa mahkum edildiğini söyledi.
Asgari ücretin yüzde 17 artışla 80 milyon lira açıklanmasının, işçi sınıfına yönelik saldırının kararlılıkla sürdürüldüğünün yeni bir işareti olduğunu belirten EMEP Genel Başkan Yardımcısı Memet Kılınçaslan da, şunları söyledi: "Milletvekilinin yalnızca maaş olarak milyarlarca lira aldığı bu ülkede, işçiye 80 milyonu reva görüp onu sefalete atanların işçi düşmanı olduğundan kuşku duyulamaz. 80 milyonun altında kiralık ev bulmanın neredeyse imkânsız olduğu İstanbul gibi büyük şehirlerde, işçiyi, bu asgari ücretle yaşamaya zorlayarak, kapitalizm, insanlık dışı, vahşi, sömürücü karakterini dışa vurmaktadır." src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Depremzede yeni yıla titreyerek giriyor
Bolu'da, 12 Kasım depremi sonrasında kendi olanakları ile barınma sorunlarını gidermeye çalışan depremzedelerin kışlık çadır ihtiyacı devam ediyor. Her gün çok sayıda depremzede, kışlık çadır talebiyle Merkez İlçe Kriz Masası'na başvuruda bulunuyor. Ancak kriz merkezine başvuranlar, görevli yüzbaşı tarafından, "15 Ocak'a kadar kimse gelmesin. Çadırı olmayanları prefabriklere yerleştireceğiz" denilerek, geri çevrildiler.
Torpili olanlara çadır
Karaçayır semtindeki toplu konutların yanına kurulan çadır kentte ise yerleşim problemi devam ediyor. Depremzedeler, Tabaklar Mahallesi Muhtarı Emin Canpulat'ın, Anıtpark'ta yazlık çadırlarda kalanlar için tahsis edildiği söylenen 100 kışlık çadıra kendi yakınlarını ve yandaşlarını yerleştirmesinden şikâyet ediyorlar. Yazlık çadırlarda kalanlar soğuktan donmak üzere olduklarını belirtirken, her fırtına sonrası elektriklerin kesilmesi depremzedelere zor anlar yaşatıyor. Rüzgârlı havalarda çadırların yıkılma tehlikesi ise depremzedeleri uykusuz bırakıyor.
Yemek kuyrukları uzuyor
Bolu'da, 12 Kasım'daki depremin olumsuz sonuçlarını üzerlerinden atmaya çalışan ve normal yaşama dönmenin çarelerini arayan depremzedeler, yeni yıla ise Kızılay'ın iftar ve sahurda yemek dağıttığı aşevlerinin önünde, yemek kuyruklarında girecekler. Bolu kent merkezindeki depremzedeler, ramazan ayının sonlarına yaklaşıldığı bugünlerde, saat 15.00'te dağıtılmaya başlanan iftar yemeklerinden alabilmek için öğle saatlerinden itibaren aşevlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Depremzedeler, saat 03.00'ten itibaren de sahur yemeği alabilmek için aşevlerinin önünde kuyruğa giriyorlar.
Ölü sayısı 843
Bu arada, Düzce depreminde hayatını kaybedenlerin sayısının, dün saat 18.00 itibariyle 843'e ulaştığı belirtildi. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nden yapılan açıklamada, depremde yaralananların sayısı ise 4948 olarak bildirildi. Bolu-Düzce merkezli deprem nedeniyle derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12 bin 939, işyeri sayısı ise 2450 olarak belirlendi. Bölgede askeri ve sivil uçuşların asgari düzeye inmesi nedeniyle daha önce ilan edilen hava sahası kontrolüne ilişkin düzenleme ve NOTAM ise kaldırıldı.
Asgari ücretin yıllık yüzde 25 oranında artırılması, çeşitli tepkilere neden oldu. Belirlenen ücretin emekçilerin sefaletini daha da artıracağını belirten sendikalar ve siyasi partiler, IMF direktifleri doğrultusunda hareket eden hükümete tepki gösterdiler. Asgari ücretin IMF'nin ve işverenlerin beklentileri doğrultusunda belirlendiğini, sosyal devlet ilkesinin unutulduğunu belirten Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, bütün bunların 2000 yılının zor ve mücadele yılı olacağını gösterdiğini söyledi. Türk-İş'te bir basın toplantısı düzenleyen Meral, memura ve emekliye yüzde 15 zam vererek enflasyonun altında ezen hükümetin, asgari ücretliyi de açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiğini ifade etti.
1999'daki brüt 93 milyon 600 bin lira olan asgari ücretle 217 dolar alınırken, 2000 yılı için belirlenen 109 milyon 800 bin liralık brüt asgari ücretle 203 dolar alınabildiğine dikkat çeken Meral, hükümetin enflasyonu kâğıt üzerinde gördüğünü söyledi. Aralık 1999 itibariyle dört kişilik bir ailenin mutfak harcamalarının 122 milyon 952 bin lira, yoksulluk sınırının ise 373 milyon lira olduğunu hatırlatan Meral, en büyük eksikliğin asgari ücretin tek kişi üzerinden tespiti dolayısıyla işçinin bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocuklarının değerlendirilmemesi olduğunu ifade etti.
IMF gölgesi
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim-Araştırma Dairesi Başkanı Çetin Uygur da, yeni asgari ücretin bir kişinin aylık mutfak masrafına bile yetmediğini söyledi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda tarafların eşit olarak yer almadığını ve bu yüzden antidemokratik bir yapıya sahip olduğunu belirten Uygur, "Bu temel yanlışlıklar üzerine 2000 yılı için yapılan asgari ücret çalışmaları üzerine bu kez IMF anlaşmasının gölgesi düşmüştür" dedi.
Emekçiler milenyuma sefaletle girdi
Hak-İş Genel Başkan Vekili Hüseyin Tanrıverdi, belirlenen asgari ücretin son 10 yılın en düşük asgari ücreti olduğunu kaydederek, ücretlilerin, milenyuma "sefalet ücretiyle" girdiğini söyledi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da, asgari ücretlinin açlığa mahkum edildiğini söyledi.
Asgari ücretin yüzde 17 artışla 80 milyon lira açıklanmasının, işçi sınıfına yönelik saldırının kararlılıkla sürdürüldüğünün yeni bir işareti olduğunu belirten EMEP Genel Başkan Yardımcısı Memet Kılınçaslan da, şunları söyledi: "Milletvekilinin yalnızca maaş olarak milyarlarca lira aldığı bu ülkede, işçiye 80 milyonu reva görüp onu sefalete atanların işçi düşmanı olduğundan kuşku duyulamaz. 80 milyonun altında kiralık ev bulmanın neredeyse imkânsız olduğu İstanbul gibi büyük şehirlerde, işçiyi, bu asgari ücretle yaşamaya zorlayarak, kapitalizm, insanlık dışı, vahşi, sömürücü karakterini dışa vurmaktadır." src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dönDepremzede yeni yıla titreyerek giriyor
Bolu'da, 12 Kasım depremi sonrasında kendi olanakları ile barınma sorunlarını gidermeye çalışan depremzedelerin kışlık çadır ihtiyacı devam ediyor. Her gün çok sayıda depremzede, kışlık çadır talebiyle Merkez İlçe Kriz Masası'na başvuruda bulunuyor. Ancak kriz merkezine başvuranlar, görevli yüzbaşı tarafından, "15 Ocak'a kadar kimse gelmesin. Çadırı olmayanları prefabriklere yerleştireceğiz" denilerek, geri çevrildiler.
Torpili olanlara çadır
Karaçayır semtindeki toplu konutların yanına kurulan çadır kentte ise yerleşim problemi devam ediyor. Depremzedeler, Tabaklar Mahallesi Muhtarı Emin Canpulat'ın, Anıtpark'ta yazlık çadırlarda kalanlar için tahsis edildiği söylenen 100 kışlık çadıra kendi yakınlarını ve yandaşlarını yerleştirmesinden şikâyet ediyorlar. Yazlık çadırlarda kalanlar soğuktan donmak üzere olduklarını belirtirken, her fırtına sonrası elektriklerin kesilmesi depremzedelere zor anlar yaşatıyor. Rüzgârlı havalarda çadırların yıkılma tehlikesi ise depremzedeleri uykusuz bırakıyor.
Yemek kuyrukları uzuyor
Bolu'da, 12 Kasım'daki depremin olumsuz sonuçlarını üzerlerinden atmaya çalışan ve normal yaşama dönmenin çarelerini arayan depremzedeler, yeni yıla ise Kızılay'ın iftar ve sahurda yemek dağıttığı aşevlerinin önünde, yemek kuyruklarında girecekler. Bolu kent merkezindeki depremzedeler, ramazan ayının sonlarına yaklaşıldığı bugünlerde, saat 15.00'te dağıtılmaya başlanan iftar yemeklerinden alabilmek için öğle saatlerinden itibaren aşevlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Depremzedeler, saat 03.00'ten itibaren de sahur yemeği alabilmek için aşevlerinin önünde kuyruğa giriyorlar.
Ölü sayısı 843
Bu arada, Düzce depreminde hayatını kaybedenlerin sayısının, dün saat 18.00 itibariyle 843'e ulaştığı belirtildi. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nden yapılan açıklamada, depremde yaralananların sayısı ise 4948 olarak bildirildi. Bolu-Düzce merkezli deprem nedeniyle derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12 bin 939, işyeri sayısı ise 2450 olarak belirlendi. Bölgede askeri ve sivil uçuşların asgari düzeye inmesi nedeniyle daha önce ilan edilen hava sahası kontrolüne ilişkin düzenleme ve NOTAM ise kaldırıldı.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
