27 Aralık 1999 22:00
Amerikan rüyasında kâbus
GÜNÜN YAZILARI
Amerikan rüyasında kâbus
Sami Güvercin
Pete Seeger, Amerika popüler müziğinin kurucularından biridir. Seeger, elli yıl boyunca popüler şarkıları siyasi bir güç olarak kullandı ve bu süre içinde sahneyi Woody Guthrie, Bob ve Bill Bragg'le paylaştı. 1919 yılında doğan Seeger, tüm yaşamını savaş karşıtı eylemlerde, nükleer savaş karşıtı kampanyalarda, yeni Latin Amerika müzik hareketine ve ekolojiye kadar uzanan davalara şarkı söyleyerek geçirdi.
Direnme ustası
Bu uzun boylu, zayıf adam gerçek bir direnme ustasıydı. Çünkü bir dönem siyaset anlayışından ötürü müzik dünyasının dışına itilen ünlü bir orkestranın üyesiydi. Weavers, savaş sonrası yıllarda düşüncelerinden ötürü en çok baskıyla karşılaşan bir topluluktu. Bu yüzden Seeger'in öyküsü içinde örnek alınması gereken tutumlar ve aynı zamanda da düşünsel savrulmanın müzik yaşamını nasıl etkilediğini gösteren bir yaşamı bize örneklemesi açısından önemlidir.
Romantik sosyalist
Otuzlu yıllarda, Seeger'in öyküsü romantik bir sosyalist öykü biçiminde okunabilir. Çünkü o, bir yandan popüler müziğin Leadbelly ve Guthrie gibi efsaneleriyle birlikte çalışırken, bir yandan müziği macera duygusu, idealizm, iyimserlik ve hatta yurtseverlikle birleştiriliyordu. Leadbelly ve Guthrie'nin tersine Seeger işçi sınıfı kökenli biri değildi. O, babasının aydın arkadaş çevresinde yetişme şansını yakalamış bir kolej çocuğu ve Harvard'dan terk bir gazeteci adayıydı.
Seeger okulu bırakıp işsiz kalınca, babasının arkadaşı olan Alan Lomax sayesinde folk müziğini araştırdı ve yine Lomax'ın aracılığıyla Appalachia'lı bir madencinin eşi olan Aunt Molly Jackson'la, Leadbelly'le ve Woody Guthrie'yle tanıştı. Bu tanışma onun müzik yaşamındaki en önemli dönem noktalarından biridir.
Pete Seeger'in Guthrie ile ilk karşılaşması Canifornia'dan gelen göçmenler yararına düzenlenen gösteride gerçekleşti. Belki bir amaca dönük yapılan bu konserde Buris Ives'den Josh White'a, Aunt Moolly Jackson'dan Leadbelly'ye dek herkes oradaydı. İşte Alan Lomax'ın ikisini bir araya getirdiği yer bu konserdir. Lomax bu birlikteliği oluşturmakla da kalmayıp onlarla birlikte politik şarkılar üzerine bir kitap yazmaya yöneldi. "Hard Hitting Song For Hard Hit People" adlı bu derleme kitap karşısında yayıncılar paniğe kapıldı ve kitap Woody Guthrie'nin 1967 yılındaki ölümüne kadar da ortaya çıkarılmadı.
Amerika'nın gerçek yüzü
Guthrie yanına aldığı kolejli gence Amerika'nın gerçek yüzünü göstermek için yollara düştü. Ve Seeger ilk şarkısı olan "66 Highway Blues"u bu gezi sırasında besteledi. Seeger artık sırtındaki Banjo sazıyla bar ve lokantalara giderek ekmek parası kazanmayı öğreniyordu. Aynı yıl müzik repertuvarının yeterliliğine kanaat getirip tek başına yolculuklara çıktı, ta ki trenden düşüp banjosunu kırana dek.
Tehlikeli konser
Bu yıllarda sol düşüncelere sahip olduğu düşünülen bir şarkıcı olmak, giderek tehlikeli hale gelmişti. Seeger ve ünlü şarkıcı Robeson, yaşamlarının en tehlikeli konserlerini New York'ta verdiler. Konser ilanı sol bir gazetede yayınlanınca organizatörler polis tarafından kışkırtılan gruplarca dövüldüler. Konserlerin iptal edilmesi isteniyordu. Bunun üzerine devreye Komünist Parti girip konseri 1 Mayıs gününe erteledi. Konser günü konser alanının etrafında Komünist Parti tarafından bir güvenlik çemberi oluşturuldu. Bu sayede konser olaysız gerçekleşti, ama konser sonrası yine polisin kışkırtmasıyla oraya gelen bazı gruplar insanlara ve Seeger'a saldırdılar. Büyük bir güçlükle Seeger ve arkadaşları linç edilmekten kendini kurtarabildi.
Hamburger için şarkı
Seeger ve topluluğu Weawers, sendikalar istediği sürece onlara katkıda bulunmayı sürdürdüler. Ama ABD'de giderek artan baskı ve sindirme politikaları sonucu sendikacılar bir bir görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılıyorlardı. Sendikacılara uygulanan en önemli baskı aracı antikomünist yemini imzalamaları doğrultusundaydı. Yemini imzalayanlar ise o güne kadarki en güzel sendika şarkılarını söylemelerine karşın, Weavers'la birlikte görünmekten kaçınıyorlardı. Seeger büyük bir ekonomik buhrana tutuldu ve zor günler geçirdi. Tam grup dağılmak üzereyken New York'taki Greenwich Village Vanguand'da haftada 400 dolara ve yiyebildikleri tüm hamburgerler karşılığında çalışmaya başladılar. Burada altı ay kaldılar. Ve burada çalışırken Decca plakla anlaşıp bir İsrail şarkısı olan "Tzena Tzena"yı kaset yaptılar.
Ekonomik dunumları düzelmiş, tekrar Seeger ve arkadaşları kendilerini pahalı gece kulüplerinde çalışır bulmuşlardı. Bu seferki menajeri ona kati surette sendikaların düzenlediği etkinliklere katılmamasını öğütlüyordu.
Ölüme terk
Soğuk savaşın yerini Kore savaşı almıştı. Ve antikomünist paranoya yükselişini sürdürüyordü. HUAC (Yurtiçi Amerikan Karşıtı Faliyetler Komitesi) yine işbaşına geçmişti. İşleri daha da karıştıran "imzasız" bir yayın oldu. Yayında komünist cepheyle ilişkisi olduğu söylenen ilerici aydın sanatçılar, yazarlar hedef olarak gösteriliyordu. Seeger de bu listedeydi. Bunun anlamı, Weavers HUAC kıskacına düşmüştü. 1952 Şubat ayında Harvey Matusow'un HUAC önünde grubun üç üyesinin Komünist partisi üyesi olduğunu açıklaması işleri daha da karıştırdı. Seeger ve grubu Weavers bu olay üzerine artık hiçbir yerden çağrı almaz oldu. Küçük kulüplerde çalışmaya zorlandılar. Sansüre uğramışlar, bir bakıma ölüme mahkûm edilmişlerdir. Tabii bu baskıcı ve sindirmeye dönük Seeger üzerinden gerçekleştirilen politika, diğer müzisyenleri de etkiledi. Seeger tam yedi yıl süren bir hukuk savaşı verdi. Bu arada mahkemelere 15 bin dolar tutarında para harcadı. Pete Seeger, 'Amerikan rüyasının' bütün dünyada egemen kılınmaya çalışıldığı bir tarihsel süreçte, kâbusun içine düşmüştü.
Her şeye karşın Seeger kendisinden sonra gelen kuşağa anlamlı bir mesaj bıraktı: Müzik, politikadan yalıtılarak yalnızca eğlence için yapılırsa geçicidir ve aynı zamanda da boğucu!
Sami Güvercin
Pete Seeger, Amerika popüler müziğinin kurucularından biridir. Seeger, elli yıl boyunca popüler şarkıları siyasi bir güç olarak kullandı ve bu süre içinde sahneyi Woody Guthrie, Bob ve Bill Bragg'le paylaştı. 1919 yılında doğan Seeger, tüm yaşamını savaş karşıtı eylemlerde, nükleer savaş karşıtı kampanyalarda, yeni Latin Amerika müzik hareketine ve ekolojiye kadar uzanan davalara şarkı söyleyerek geçirdi.
Direnme ustası
Bu uzun boylu, zayıf adam gerçek bir direnme ustasıydı. Çünkü bir dönem siyaset anlayışından ötürü müzik dünyasının dışına itilen ünlü bir orkestranın üyesiydi. Weavers, savaş sonrası yıllarda düşüncelerinden ötürü en çok baskıyla karşılaşan bir topluluktu. Bu yüzden Seeger'in öyküsü içinde örnek alınması gereken tutumlar ve aynı zamanda da düşünsel savrulmanın müzik yaşamını nasıl etkilediğini gösteren bir yaşamı bize örneklemesi açısından önemlidir.
Romantik sosyalist
Otuzlu yıllarda, Seeger'in öyküsü romantik bir sosyalist öykü biçiminde okunabilir. Çünkü o, bir yandan popüler müziğin Leadbelly ve Guthrie gibi efsaneleriyle birlikte çalışırken, bir yandan müziği macera duygusu, idealizm, iyimserlik ve hatta yurtseverlikle birleştiriliyordu. Leadbelly ve Guthrie'nin tersine Seeger işçi sınıfı kökenli biri değildi. O, babasının aydın arkadaş çevresinde yetişme şansını yakalamış bir kolej çocuğu ve Harvard'dan terk bir gazeteci adayıydı.
Seeger okulu bırakıp işsiz kalınca, babasının arkadaşı olan Alan Lomax sayesinde folk müziğini araştırdı ve yine Lomax'ın aracılığıyla Appalachia'lı bir madencinin eşi olan Aunt Molly Jackson'la, Leadbelly'le ve Woody Guthrie'yle tanıştı. Bu tanışma onun müzik yaşamındaki en önemli dönem noktalarından biridir.
Pete Seeger'in Guthrie ile ilk karşılaşması Canifornia'dan gelen göçmenler yararına düzenlenen gösteride gerçekleşti. Belki bir amaca dönük yapılan bu konserde Buris Ives'den Josh White'a, Aunt Moolly Jackson'dan Leadbelly'ye dek herkes oradaydı. İşte Alan Lomax'ın ikisini bir araya getirdiği yer bu konserdir. Lomax bu birlikteliği oluşturmakla da kalmayıp onlarla birlikte politik şarkılar üzerine bir kitap yazmaya yöneldi. "Hard Hitting Song For Hard Hit People" adlı bu derleme kitap karşısında yayıncılar paniğe kapıldı ve kitap Woody Guthrie'nin 1967 yılındaki ölümüne kadar da ortaya çıkarılmadı.
Amerika'nın gerçek yüzü
Guthrie yanına aldığı kolejli gence Amerika'nın gerçek yüzünü göstermek için yollara düştü. Ve Seeger ilk şarkısı olan "66 Highway Blues"u bu gezi sırasında besteledi. Seeger artık sırtındaki Banjo sazıyla bar ve lokantalara giderek ekmek parası kazanmayı öğreniyordu. Aynı yıl müzik repertuvarının yeterliliğine kanaat getirip tek başına yolculuklara çıktı, ta ki trenden düşüp banjosunu kırana dek.
Tehlikeli konser
Bu yıllarda sol düşüncelere sahip olduğu düşünülen bir şarkıcı olmak, giderek tehlikeli hale gelmişti. Seeger ve ünlü şarkıcı Robeson, yaşamlarının en tehlikeli konserlerini New York'ta verdiler. Konser ilanı sol bir gazetede yayınlanınca organizatörler polis tarafından kışkırtılan gruplarca dövüldüler. Konserlerin iptal edilmesi isteniyordu. Bunun üzerine devreye Komünist Parti girip konseri 1 Mayıs gününe erteledi. Konser günü konser alanının etrafında Komünist Parti tarafından bir güvenlik çemberi oluşturuldu. Bu sayede konser olaysız gerçekleşti, ama konser sonrası yine polisin kışkırtmasıyla oraya gelen bazı gruplar insanlara ve Seeger'a saldırdılar. Büyük bir güçlükle Seeger ve arkadaşları linç edilmekten kendini kurtarabildi.
Hamburger için şarkı
Seeger ve topluluğu Weawers, sendikalar istediği sürece onlara katkıda bulunmayı sürdürdüler. Ama ABD'de giderek artan baskı ve sindirme politikaları sonucu sendikacılar bir bir görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılıyorlardı. Sendikacılara uygulanan en önemli baskı aracı antikomünist yemini imzalamaları doğrultusundaydı. Yemini imzalayanlar ise o güne kadarki en güzel sendika şarkılarını söylemelerine karşın, Weavers'la birlikte görünmekten kaçınıyorlardı. Seeger büyük bir ekonomik buhrana tutuldu ve zor günler geçirdi. Tam grup dağılmak üzereyken New York'taki Greenwich Village Vanguand'da haftada 400 dolara ve yiyebildikleri tüm hamburgerler karşılığında çalışmaya başladılar. Burada altı ay kaldılar. Ve burada çalışırken Decca plakla anlaşıp bir İsrail şarkısı olan "Tzena Tzena"yı kaset yaptılar.
Ekonomik dunumları düzelmiş, tekrar Seeger ve arkadaşları kendilerini pahalı gece kulüplerinde çalışır bulmuşlardı. Bu seferki menajeri ona kati surette sendikaların düzenlediği etkinliklere katılmamasını öğütlüyordu.
Ölüme terk
Soğuk savaşın yerini Kore savaşı almıştı. Ve antikomünist paranoya yükselişini sürdürüyordü. HUAC (Yurtiçi Amerikan Karşıtı Faliyetler Komitesi) yine işbaşına geçmişti. İşleri daha da karıştıran "imzasız" bir yayın oldu. Yayında komünist cepheyle ilişkisi olduğu söylenen ilerici aydın sanatçılar, yazarlar hedef olarak gösteriliyordu. Seeger de bu listedeydi. Bunun anlamı, Weavers HUAC kıskacına düşmüştü. 1952 Şubat ayında Harvey Matusow'un HUAC önünde grubun üç üyesinin Komünist partisi üyesi olduğunu açıklaması işleri daha da karıştırdı. Seeger ve grubu Weavers bu olay üzerine artık hiçbir yerden çağrı almaz oldu. Küçük kulüplerde çalışmaya zorlandılar. Sansüre uğramışlar, bir bakıma ölüme mahkûm edilmişlerdir. Tabii bu baskıcı ve sindirmeye dönük Seeger üzerinden gerçekleştirilen politika, diğer müzisyenleri de etkiledi. Seeger tam yedi yıl süren bir hukuk savaşı verdi. Bu arada mahkemelere 15 bin dolar tutarında para harcadı. Pete Seeger, 'Amerikan rüyasının' bütün dünyada egemen kılınmaya çalışıldığı bir tarihsel süreçte, kâbusun içine düşmüştü.
Her şeye karşın Seeger kendisinden sonra gelen kuşağa anlamlı bir mesaj bıraktı: Müzik, politikadan yalıtılarak yalnızca eğlence için yapılırsa geçicidir ve aynı zamanda da boğucu!
Evrensel'i Takip Et