12 Kasım 1999 22:00
Fuar, aydınlanma, iletişim araçları,
GÜNÜN YAZILARI
Fuar, aydınlanma, iletişim araçları, sivil örgütlenme
Sennur Sezer
Bir süredir İstanbul kentinin yaşayanları, fuar deyince kitabı anımsıyorlar. Kitap denince de akıllarına yalnız fuar geliyor. Bu hem iyi, hem kötü... Kitaba fuardan fuara zaman ayırmaları kitap satıcısını etkiliyor. Meydan seyyarlara kalıyor. Gerçi uzun süredir küçük yayıncının, belki büyük yayıncıların bir bölümünün de, tek umarı fuar. Toplu peşin paranın tek ele geçtiği yer. İşi fuarcılık açısından tartışmak istemiyorum. Kitapçıların şehrin bir köşesine yığılmasından, tekelleşmesinden falan da. Fuar, zamanı olanlar için konferanslara katılabilmenin, söyleşi izlemenin tek yolu. Çalışanların böyle bir olanakları yok. Kitaba ilgi duysalar bile, fuarın giriş parasına ne kadar ekleyip bir kitap alacaklarını hesaplıyorlar. Öğrenciler, biraz daha şanslı...
Bu yıl fuarın ana konusu "aydınlanma"ydı. Türkiye, üstüne çökmüş çeşitli karanlık olayları kültürün, edebiyatın, eğitimin aydınlığıyla ne kadar yırtabilir, biraz bu tartışıldı.
Biz Türkiye Yazarlar Sendikası olarak bu konuda biraz gerçekçi davrandık sanıyorum. Aydınlanma konusundaki panellere sivil örgütlenme ve iletişim araçları parantezini açtık. Sivil örgütlenmenin de, iletişim araçlarının da aynı etkide olduğunu savunamayız. Ama biri ötekini dengeler durumda.
İletişim araçlarının düzen savunucusu, kamuoyu yönlendiricisi olduğu bir ortamda, bu sözü iletişim araçlarının büyük bölümünün diye düzeltmek gerek, böyle bir panel, biraz da ironik bir içerik taşıyor bence. Mahmut Tali Öngören'in bu panele katılamayışı ise yalnız bizim için değil, paneli izleyecekler için de büyük eksiklik.
Onu bir yazısıyla anıp, paneli onun anısına bir saygı gününe çevirmeye çalışacağız elden geldiğince. İşine saygısı, çalışkanlığı ile bildirisini önceden isteseydik, onu da yerine getirirdi. Elimizde yazısı da olurdu. Ama hastalığın ve ölümün yakışmadığı adlar vardır. İnsan hakları savunucusu Mahmut Tali böyle adlardan biriydi.
Sözün kısası, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın iki panelini de izleyin.
13 Kasım Cumartesi B Salonu'nda (üst kat) 'Aydınlanmada Sivil Örgütlenmenin İşlevi' paneli var. Saat 16-18 arası. Kemal Özer yönetiyor. Ragıp Zarakolu, Işıl Özgentürk, Oral Çalışlar ve Güngör Gençay katılıyor. 14 Kasım saat 13.30-15.30 arası A Salonu'nda Osman Saffet Arolat, Nail Güreli, Zerrin Taşpınar ve Gülsüm Cengiz'in katılacağı 'Aydınlanmada İletişim Araçlarının Görevi Ne Olmalı?' panelini de ben yöneteceğim. Fuarın son günlerini olabildiğince değerlerdirmek gerekli.
Konferansları izlemek, alamadığımız kitapları, uygun bir zamanda almak için not etmek, yazar örgütlerinin stantlarına uğrayıp yazarlarla söyleşmek için son iki gündeyiz.
Bu arada, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın seçkisi Güzel Yazılar da yayınlandı. 10 milyonluk katkı payı, bir yıllık abonelik demek. Tek alırsanız seçki bir buçuk milyon. Bu sayısı depreme ayrılmış. Hem yerli, hem yabancı yazarlardan ürünler okuma fırsatı veren bu seçkiye doğrudan ulaşmak için, fuar bir olanak. Bence kaçırmayın. Fuarı, çevik kuvvet de bassa, arada bomba ihbarıyla boşaltılsa da kitapla bir şenlik ortamında başka buluşma olanağımız yok galiba.
Sennur Sezer
Bir süredir İstanbul kentinin yaşayanları, fuar deyince kitabı anımsıyorlar. Kitap denince de akıllarına yalnız fuar geliyor. Bu hem iyi, hem kötü... Kitaba fuardan fuara zaman ayırmaları kitap satıcısını etkiliyor. Meydan seyyarlara kalıyor. Gerçi uzun süredir küçük yayıncının, belki büyük yayıncıların bir bölümünün de, tek umarı fuar. Toplu peşin paranın tek ele geçtiği yer. İşi fuarcılık açısından tartışmak istemiyorum. Kitapçıların şehrin bir köşesine yığılmasından, tekelleşmesinden falan da. Fuar, zamanı olanlar için konferanslara katılabilmenin, söyleşi izlemenin tek yolu. Çalışanların böyle bir olanakları yok. Kitaba ilgi duysalar bile, fuarın giriş parasına ne kadar ekleyip bir kitap alacaklarını hesaplıyorlar. Öğrenciler, biraz daha şanslı...
Bu yıl fuarın ana konusu "aydınlanma"ydı. Türkiye, üstüne çökmüş çeşitli karanlık olayları kültürün, edebiyatın, eğitimin aydınlığıyla ne kadar yırtabilir, biraz bu tartışıldı.
Biz Türkiye Yazarlar Sendikası olarak bu konuda biraz gerçekçi davrandık sanıyorum. Aydınlanma konusundaki panellere sivil örgütlenme ve iletişim araçları parantezini açtık. Sivil örgütlenmenin de, iletişim araçlarının da aynı etkide olduğunu savunamayız. Ama biri ötekini dengeler durumda.
İletişim araçlarının düzen savunucusu, kamuoyu yönlendiricisi olduğu bir ortamda, bu sözü iletişim araçlarının büyük bölümünün diye düzeltmek gerek, böyle bir panel, biraz da ironik bir içerik taşıyor bence. Mahmut Tali Öngören'in bu panele katılamayışı ise yalnız bizim için değil, paneli izleyecekler için de büyük eksiklik.
Onu bir yazısıyla anıp, paneli onun anısına bir saygı gününe çevirmeye çalışacağız elden geldiğince. İşine saygısı, çalışkanlığı ile bildirisini önceden isteseydik, onu da yerine getirirdi. Elimizde yazısı da olurdu. Ama hastalığın ve ölümün yakışmadığı adlar vardır. İnsan hakları savunucusu Mahmut Tali böyle adlardan biriydi.
Sözün kısası, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın iki panelini de izleyin.
13 Kasım Cumartesi B Salonu'nda (üst kat) 'Aydınlanmada Sivil Örgütlenmenin İşlevi' paneli var. Saat 16-18 arası. Kemal Özer yönetiyor. Ragıp Zarakolu, Işıl Özgentürk, Oral Çalışlar ve Güngör Gençay katılıyor. 14 Kasım saat 13.30-15.30 arası A Salonu'nda Osman Saffet Arolat, Nail Güreli, Zerrin Taşpınar ve Gülsüm Cengiz'in katılacağı 'Aydınlanmada İletişim Araçlarının Görevi Ne Olmalı?' panelini de ben yöneteceğim. Fuarın son günlerini olabildiğince değerlerdirmek gerekli.
Konferansları izlemek, alamadığımız kitapları, uygun bir zamanda almak için not etmek, yazar örgütlerinin stantlarına uğrayıp yazarlarla söyleşmek için son iki gündeyiz.
Bu arada, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın seçkisi Güzel Yazılar da yayınlandı. 10 milyonluk katkı payı, bir yıllık abonelik demek. Tek alırsanız seçki bir buçuk milyon. Bu sayısı depreme ayrılmış. Hem yerli, hem yabancı yazarlardan ürünler okuma fırsatı veren bu seçkiye doğrudan ulaşmak için, fuar bir olanak. Bence kaçırmayın. Fuarı, çevik kuvvet de bassa, arada bomba ihbarıyla boşaltılsa da kitapla bir şenlik ortamında başka buluşma olanağımız yok galiba.
Evrensel'i Takip Et