Layık olduğu gibi karşılanacak

Layık olduğu gibi karşılanacak
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Merkezi, sendika, kitle örgütü ve siyasi partilere çağrı yaparak, emperyalist yeni dünya düzeninin baş temsilcisi, halkların kasabı Bill Clinton'ın Türkiye'de layık olduğu gibi karşılanması çağrısında bulundu. EMEP, emperyalizmin baş patronu Clinton'a, Türkiye'nin "sömürgesi", işçi ve emekçilerin de "kölesi" olmadığının gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
EMEP Genel Merkezi'nin Türk-İş, DİSK, Hak-İş, KESK başta olmak üzere işçi ve kamu emekçisi sendikaları konfederasyonları ile bu konfederasyonlara bağlı sendika genel merkezleri ve bu sendikaların İstanbul şubelerine, ayrıca TMMOB'a meslek odaları genel merkez ve İstanbul şubelerine, siyasi partilere, insan hakları kuruluşları genel merkez ve İstanbul Şubeleri'ne, radyolara gönderdiği çağrı ile, Türkiye'ye gelecek olan ABD Başkanı Clinton'ın layık olduğu gibi karşılanması çağrısı yaptı. Çağrı metninde, emperyalist yeni dünya düzeninin baş temsilcisi, IMF ve Dünya Bankası'nın baş patronu ABD'nin başkanı, halkların kasabı Bill Clinton'un, AGİT Zirvesi'ne katılmak üzere 15 Kasım'da Türkiye'ye geleceği hatırlatılarak, üstelik bu gelişin insan hakları ve demokrasi edebiyatına vesile yapıldığı belirtildi.
Yağma ve talana geliyor!
Bugünlerde IMF'nin yeni bir stand-by anlaşmasını hükümete dikte ettiği, bu anlaşma ile yüzbinlerce kamu emekçisinin işinden olacağı, ücretlerin dondurulacağı, özelleştirme yoluyla Türkiye'nen en stratejik kuruluşlarının emperyalistlerce yağmalanacağı, destekleme alımlarının tamamen kaldırılacağı, ülke tarımının yıkıma uğratılacağı vurgulanan çağrı metninde, "Türkiye mal ve paralarını pazarlayan emperyalistlere yüksek kazançlar sağlıyor. Bir koyup en az beş alıyorlar. Üstelik, Türkiye, emperyalist ABD'nin koca bir bölgeye yönelik planlarında önemli bir role sahip. Emperyalistler bunların hesabında. Clinton, ülkenin bağımsızlığını teslim alışını tescile geliyor" denildi.
'Demokrasi maskesi' takıyor
Clinton'ın, '68'li modern beyefendi görümünde, McCarthy'den bu yana önce soğuk savaşın, ardından Reagan'la globalizmin ve yeni dünya düzeninin patronluğunun, kan ve bombanın üzerine geçirilmiş "demokrasi" ve "insan hakları" kılıfı taktığı ifade edilen çağrı metni, şöyle devam ediyor: "Sömürgeciliğine insancıl bir görünüm veriyor. Türkiye'yi insanileştirmek, demokrasiyi rayına oturtmak, Evren'den sonra ona kalmış! Ama biz hepimiz biliyoruz ki; bütün dünyayı kana bulayan emperyalizm, ülkemizde de gericiliğin ve şiddetin tırmandırılmasını beslemekten geri durmamaktadır."
Bayrak emekçilerin elinde
Emperyalist yağmayı ve köleleştirmeyi, ancak işçi ve emekçilerin kendi öz güçlerine güvenerek önleyebileceği vurgulanan çağrı metninde, "İşbirlikçi patronlar kırıntı peşinde koşarken, ülkemizin bağımsız bayrağı, dün Yatağan'da enerji santrallerinde, SEKA'da, bugün Sümerbank işçilerinin ellerinde dalgalanmaktadır. Bu aynı zamanda, demokrasi davasının da bayrağıdır. İşçi ve emekçinin, tekelci sermaye ve onların baş patronu Clinton'dan beklediği hiçbir şey yok. Üstelik, elimizde avucumuzuda kalanları da kaptırmak istemiyorsak, patronların patronuna dur demek için üzerimize düşeni yapmalıyız" denildi.
Görev bizim omuzlarımızda
Sermaye saldırganlığını durdurmak, teftiş ve dayatmalarına engel olmanın, en başta işçi ve emekçi örgütlerinin, sendikaların, meslek örgütlerinin görevi olduğu hatırlatılan çağrı metninde, sendika ve örgütlerin örgütlü oldukları yerlerde ve diğer örgütlerle birlikte platformlarla bu emperyalist başını protesto etmek üzere ne yapabileceklerini mutlaka düşünmesi ve yapması gerektiği ifade edilerek, EMEP'in bu görevi üstlenenlerin yanında olacağı vurgulandı.
Çağrı metninde son olarak, "Emperyalizmin baş patronu Clinton'a, bu ülkenin sömürgesi, işçi ve emekçilerinin de de kölesi olmadığını göstermeliyiz" denildi ve "Kahrolsun emperyalizm", "Yaşasın bağımsız demokratik Türkiye" sloganlarına yer verildi.