MESS daha fazlasını istiyor

MESS daha fazlasını istiyor
MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu, Sosyal Güvenlik Reformu Yasası'nda yer alan işsizlik sigortasının işverenlere ağır yükler getirdiğini öne sürdü. Hükümetin yasayı kendilerine sormadan deprem karmaşası içinde görüştüğünü ifade eden Karakoyunlu, SSK'nın sorunlarının devam edeceğini belirtti.
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından düzenlenen "Sosyal Güvenlik Sistemimizdeki Son Değişiklikler" semineri, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu, sosyal güvenlik sisteminde 'reform' olarak sunulan İşsizlik Sigortası Kanunu'nun ülke gerçeklerine cevap verecek nitelikte olmadığını kaydetti. Karakoyunlu, emeklilik yaşının yükseltilmesini "iyileştirme" olarak değerlendirirken, kanunun 'reform' olarak adlandırılması için SSK'nın sağlık ve sigortacılık hizmetlerini kesinlikle birbirinden ayırarak kurumun sadece 'asli görevi olan' sigortacılık yapmasının şart olduğunu savundu.
Kanun ile birlikte SSK üzerindeki mali yükün işverene yüklendiğini öne süren Karakoyunlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Hatta o kadar ki, işçiye getirilen yüklerin de faturası yine işverene çıkarılmaktadır. Kanunun içerdiği birçok düzenlemenin benimsenmenin imkânı yoktur."
Seminerde konuşan SSK eski Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu ise, Sosyal Güvenlik Yasası ile getirilen işsizlik sigortasının çalışanlar açısından olumlu bir gelişme olduğunu savunurken, İşsizlik Sigortası Fon Yönetim Kurulu'nun özerk olmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, bu uygulama ile fonda toplanan paraların ilgili bakanın seçim bölgesine harcanacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, işsizlik sigortasının yürürlüğe girmiş olmasını, sağlıkta staj süresi getirilmesini ve emekli maaşlarının enflasyona endekslenmesini olumlu olarak nitelendirdi.
"Kusur" kavramı net değil
Yasa ile birlikte sosyal güvenlik destek primi ödenmesi koşulunun ve kaçak işçilikle mücadele edilmesini de yasanın kazanımları arasında sıralayan Kılıçdaroğlu, yasa ile işsizlik sigortası fonu oluşturmasını ise "güzel" diye nitelendirdi. "İşverenin fon aktarmaması durumunda gecikme faizi uygulanacak. Ancak yasada Hazine'nin katkı payını geç yatırmasına ilişkin bir yaptırım yok. Fonda yılda 500 trilyon lira para birikecek. Asgari faiz zorunluluğu yok. Fonların en az devlet tahvili faizinden değerlendirilmesi zorunlu olmalıdır. Fon Yönetim Kurulu'nun özerkliği yok. Fonlar ilgili bakanın seçim bölgesine harcanacak" diyen Kılıçdaroğlu, yasa çıkartılırken Ekonomik Sosyal Konsey'in işletilmemesini de eleştirdi.
Yasanın yıldırım hızı ile TBMM'den çıkarıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, yasada SSK emeklileri arasında maaş farkı bulunduğunu belirterek, "Bunun kaldırılması gerekir, ancak bununla ilgili bir düzenleme yasada yer almamaktadır" dedi. Tasarruf Teşvik Fonu'nun sonunun belli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, işsizlik sigortasından "kasıt ve kusuru olmadan işten atılanların" yararlanacağına dikkat çekerek, "kusur" kavramının net olmadığını ifade etti.
SSK'nın özerkliği yok
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Tankut Centel ise SSK'nın 1994 yılında ilk finansman açığı olduğu inancının doğru olmadığını, kurumun 1978 yılında yaşlılık sigortasında ilk açığı verdiğini söyledi. Centel, devletin sosyal güvenlik kuruluşlarına yaptığı yardımın sadece dolaylı yardımlar ile sınırlı kaldığını vurguladı. Finansman açığına sigorta fonlarının verimsiz kullanılmasının da yol açtığını anlatan Centel, sigorta primlerinin tahsilinde de büyük güçlükler yaşandığını belirtti. SSK'nın kurumsal özerkliğinin yok olduğunu ifade eden Centel, "Her Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı değiştiğinde kurum müdürlerinin de değiştiğini gördük. SSK genel müdürünün seçim yerine atama ile gelmesi yapısal açıdan özerklikle bağdaşmaz" dedi. Centel, bu gelişmeler ile birlikte Sosyal Güvenlik Yasası'nın "dayatma" ile çıkarıldığını savundu.