20 Eylül 1999 21:00

Yetenek sınavlarında ülkücü şebeke

Beden eğitimi ve spor yüksekokulları "yetenek" sınavlarında, adayların yerine, 2-3 milyar lira karşılığında sınava giren, içlerinde beden eğitimi öğretmenlerinin de yer aldığı "sınav şebekesi" ortaya çıkarıldı.

Paylaş
Yetenek sınavlarında ülkücü şebeke
Üniversitelerin "yetenek sınavı" ile öğrenci alan beden eğitimi ve spor yüksekokulu bölümlerinde, "sınav şebekesi" açığa çıkarıldı. 2-3 milyar karşılığında asıl aday öğrencinin yerine sınava giren "joker"ler içinde beden eğitimi öğretmenleri, beden eğitimi ve spor yüksekokullarının üst sınıf öğrencileri ve lisansiyer sporcuların olduğu açıklandı.
Malatya Belediyespor'un eski futbolcularından Mikail Ökke'nin de aralarında bulunduğu "şebeke"nin Mehmet Yaşereş, Halil Şahin, Mustafa Gezek, Erkan Sarıçiçek ve Abuzer Türkoğlu'nun oluşturduğu belirtildi. Gözaltına alınanlar sorgularında; "Bize 'ülküdaşlarımız sınava giriyor. Onların yerine siz girin, kazandırın. Bu bölümlerde sayımız artsın' dediler" şeklinde konuştular.
Edirne'de gerçekleştirilen operasyonda, Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü'ne öğrenci alımı için yapılan sınav sırasında, adayların yerine sınava giren Mehmet Güngör İlkpınar, Mehmet Yiğit, Taylan Temel, Bülent Deniz Kutluer, Erdal Çoban, Erol Alagöz, Hakan Doğan, İbrahim Tomul ile Nihat Toğrulca suçüstü yakalandı.
Malatya'da gerçekleştirilen operasyonda da, kendi yerine başkasını sınava sokmak isteyen Malatyaspor Taraftarlar Derneği Başkanı Faysal Elkoca, İbrahim Gezen, Zülküf Dere, Özdemir Tez, Abuzer Türkoğlu, Yüksel Aracı, Abdulkadir Yılmaz, Serkan Karakaya, Bumin Sakar ile aracılar Tansel Doğan, Ersoy Duman, Atilla Koçyiğit, Hüseyin Ökke, ve Güray Duman yakalandı. Yetkililer, "şebeke"nin , 2 ile 3 milyar lira karşılığında başkalarının yerine sınava adam soktuklarını belirterek, firari sanıklar Mehmet Yaşareş, Mustafa Gezek, Mikail Ökke, Halil Şahin ve Erkan Sarıçiçek ile birlikte toplam 35 kişinin arandığını ifade ettiler.
Sınavlarda MHP parmağı
Her sınav döneminde, bazı üniversitelerin beden eğitimi ve spor yüksekokulu bölümlerinde sınavı kazanabilmenin "MHP" ya da "Ülkü Ocakları"ndan alınacak referansa bağlı olduğu ifade ediliyor. Yıllardır, bu konu biliniyor olmasına rağmen bu okulların sınavlarında "torpili" ortadan kaldıracak yöntem bir türlü uygulanmıyor. Bazı üniversitelerin beden eğitimi ve spor yüksekokulu bölümlerindeki MHP'li 'hocalar' açtıkları "Spor Akademilerine Hazırlık Kursları" ile hem maddi çıkar hem de "ülkücü" öğrencilerin sınavı kazanmasını sağlıyor.
"Ahmet Hoca-Mehmet Hoca nezaretinde" diye başlayan "Spor Akademilerine Hazırlık Kursları" afişlerindeki bu "Ahmet ve Mehmet Hocalar"ın bazılarının üniversitelerin beden eğitimi ve spor yüksekokullarında "hoca" olarak çalıştığı ancak, denetlenmediği için bir türlü açığa çıkarılıp engellenmediği de biliniyor.
"Çete" ile işbirliği mi?
Beden eğitimi ve spor yüksekokulları "yetenek sınavları" iki aşamalı yapılıyor. İki aşamalı sınavda başka bir öğrencinin yerine sınava girebilmek aslında oldukça zor. Sağlıklı bir denetim söz konusu olduğunda "imkânsız" denilebilir. Her ne kadar sınava başvuran aday sayısı çoksa da bu okulların kontenjanları oldukça sınırlı. Bu kontenjanlar, Ankara Gazi ve İstanbul Marmara üniversitelerini ayrı tutarsak kız ve erkek toplam olarak 100'ü geçmiyor. Birçoğunda bu sayı 50'ye kadar iniyor. "Joker"ler tanınmamak için ikamet ettiği iller dışındaki beden eğitimi ve spor yüksekokulu sınavlarına girse de, çok basit bir önlem ile (Örneğin, Mersin Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nun sınavı kazanan öğrencileri, hemen sınav sonrası, tanışma gerekçesiyle toplayıp video kayıtları yapması gibi) bu sahtekârlığın engellenebilir olmasına rağmen bu önlemin alınmaması, beden eğitimi ve spor yüksekokulları ile "çete" ilişkisini gündeme getiriyor. "Çete" olarak tanımlanan ve "ülkücü" oldukları açıklanan bu "joker"lerin, okul yönetimi ya da 'hoca'lar ile işbirliği olmaksızın böylesi bir sahtekârlığı gerçekleştirebilmeleri mümkün görünmüyor.
Örneğin, Mersin ve Adana Çukurova üniversiteleri beden eğitimi ve spor yüksekokullarında neden böylesi bir sahtekârlık yapılamıyor? Bunun iki nedeninden ilkini, objektik, şeffaf bir sınav yapılıyor olması ve "yetenek sınavı"nda kanaate yer verilmemesi oluşturuyor. Harran Üniversitesi'ne bağlı Urfa Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nun, yenetek sınavları için Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nu tercih etmesi bu okula duyulan güvenden kaynaklanıyor.
İkinci ve en önemli neden olarak ise, bu iki üniversitenin öğretim kadrolarının kurs açmaması, açılan kurslarla ne maddi ne de başka bir gerekçeyle ilişkiye geçmemeleri gösteriliyor.
Sıralar satılıyor
Sahtekârlığın bir başka boyutu da, elit sporcuları birçok okulun sınavına sokup daha sonra "sıra satılarak" yaşanıyor. Elit sporcuları toplayan çeşitli kurslar, bu öğrencileri 3-4 okulun sınavına sokuyor. Bu kursları açanlar, birden çok beden eğitimi ve spor yüksekokulu sınavını kazanan öğrenciyi, pazarlamaya başlıyor. Bu pazarlama şöyle gerçekleşiyor. Okullar, sınav sonucunda kazananları "asil" ve "yedek" olarak ilan ediyor. Birden çok okulun sınavını "asil" olarak kazanan öğrenci bu okullardan birine kayıt yaptırıyor. Bu öğrencinin "asil" olarak kazandığı diğer bir ya da iki okulun "yedek" listesinde ön sırada bulunan öğrenciler ile pazarlığa başlanıyor: "1 ya da 1.5 milyar verirsen, ber kayıt yaptırmam yedekten sen girersin." Elinde böyle birden çok okulun sınavını kazanan 3-5 öğrenci bulunan "hocalar" köşeyi dönüyor.
ÖNCEKİ HABER

Gümrüğün kapatılmak istenmesine tepki

SONRAKİ HABER

Türkiye'ye Kenan Bilgin sorgusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...