13 Ağustos 1999 21:00
Başkentte göğüs göğüse
Başkentte göğüs göğüse
Ankara'lı işçi ve kamu emekçileri, iş bıraktıktan sonra işyerleri önünde toplanıp, kortejler halinde Kızılay'a yürüyerek, meydanın bir bölümünde basın açıklaması yaptılar. Emekçilerin Kızılay Meydanı'nı kaplamak isteğine karşı çıkan polisler, sık sık cop ve biber gazları kullanarak topluluğa saldırdı. Polisin saldırgan tavrı nedeniyle polislerle emekçiler arasında göğüs göğüse çatışmalar ve taşlı-sopalı kavgalar yaşandı.
Bu arada polis sayısı yetmemiş olacak ki, İl Jandarma Alay Komutanlığı'na bağlı iki tabur asker de Kızılay Bölgesi'ne sevkedildi. Askerler başta Gökdelen önü olmak üzere çeşitli yerlerde konuşlandı. Bu görüntüler yıllardır çeşitli gösterilere tanık olan Kızılay'da ilk kez yaşanan bir manzara olarak dikkat çekti.
4 bine yakın emekçinin katıldığı Kızılay'daki eylemde TÜMTİS, Basın-İş ve Tez Koop-İş dışında Türk-İş ile Kamu-Sen ve Memur-Sen ile emekli derneklerinin üye ve yöneticileri yer almadı.
Kızılay'a yürüyüş
İşçi ve kamu emekçileri, saat 10.00'dan itibaren Kızılay'a doğru yürüyüşe geçtiler. Dört ayrı güzergahı kullanarak ve trafiği keserek yürüyüşü sürdüren emekçi grupları saat 11.00'de Kızılay'a ulaştılar. Bu andan itibaren, Kızılay Meydanı'na giren tüm yollara panzerlerle desteklenen barikatlar kuran polislerle emekçiler göğüs göğüse geldi.
Polisin saldırgan bir tutum izlediği olaylar sırasında, Sıhhıye yönünden alana grimek isteyen ve BES, SES, Tüm Maliye-Sen, Ankara Tabib Odası ve EMEP üyelerinin bulunduğu tarafta sık sık çatışmalar yaşandı. İşçi ve emekçiler, "yılgınlık yok direniş var", "Yüklen emekçi kazanacağız", "Direne direne kazanacağız", "Emekçi düşmanı hükümet istifa", "MAI, MIGA, Tahkim, Kahrolsun emperyalizm", "Barikatı aşalım, Kızılay'a taşalım" sloganlarıyla meydana girmek istediler.
Çıkan ilk çatışmada polis barikatının dağıtılması üzerine, arkadan panzer ve takviye çeviklerle barikat güçlendirildi. Bu bölgede sık sık kısa süreli arbedeler yaşandı, zaman zaman polisler şişe ve bozuk para yağmuruna tutuldu.
Emekçilerin bekleyişi sürerken, polisin özellikle SES, BES ve Tüm Maliye-Sen pankartlarını hırsla yırtması üzerine ortalık bir kez daha karıştı. Bazı polislerin, slogan atanların ya da barikatı aşanların gözlerine biber gazı sıkması üzerine yaşanan gerginlik, taşlı sopalı-şişeli-çatışmaya dönüştü. Coplarla ve zehirli gazlarla saldıran polis karşısında bir süre gerileyen emekçiler, kısa zaman içinde toparlanarak, yeniden kortej oluşturdu. Çatışmalar sırasında yaralananlar oldu.
Aynı şekilde YKM binası önünde toplanan ve Kızılay Meydanı'na girmek isteyen TÜMTİS, Tez Koop İş ve Enerji Yapı Yol Sen üyeleri arasında da kısa süreli çatışmalar oldu. Bu arada polis tarafından gözaltına alınan Tüm Maliye Sen üyesi Mehmet Karaaslan ile bir TÜMTİS üyesi tepkiler üzerine serbest bırakıldı.
Polisle görüşme
Emekçilerin meydana girme isteğini polisin şiddet de kullanarak engelleme çabası sürerken, Emek Platformu yetkilileri ile Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Kutlay Çelik arasında görüşmeler yapıldı. Emniyet yetkililerinin, görüşmenin gazeteciler tarafından da izlenen bölümlerinde, kamu emekçilerini suçlayan ve "saldırgan" olarak niteleyen söylemler içine girmeleri dikkat çekti. Uzun tartışmaların ardından, emekçilerin büyük bölümünün YKM binası civarında ve Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nı da kapsayacak şekilde yayılması konusunda anlaşıldı.
2 saatlik bekleyiş
İki saate yakın süren çatışma ve direnişin ardından işçi ve emekçilerin büyük bir kısmı YKM civarında birleşirken, çatışmaların yaşandığı Sakarya Caddesi girişindeki emekçiler yerlerinden ayrılmadılar. Daha sonra topluluğa seslenen KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullanarak demokrasiyi adım adım inşa ettiklerini söyleyerek, Ecevit'in dayatma sözlerine karşılık "IMF'nin direktifleri ile haraket etmek dayatma değil midir? Biz emekçilerin ve ülkenin geleceği için mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Hükümetin kurulduğu günden bu yana uyguladığı politikalarla halkı inim inim inlettiğini belirten Erdem, hükümetin hayat pahalılığı yemiyormuş gibi emekçilerin ve Türkiye'nin geleceğini karartan iki yasayı gündeme getirdiğini vurguladı. Erdem, "Bu mücadele baskılara, haksız dayatmalara rağmen daha örgütlü ve birleşik şekilde devam edecektir." dedi.
Yüzbinler sokakta
DİSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay ise, "İstanbul, İzmir ve Kocaeli'de hayat durdu. Yüzbinler sokaklarda. Bizi sokak hareketi olarak niteliyorlar. Dün Meclis'teydik. Kendileri nerdeydi?" diyerek, hem eylemleri sürdüreceklerini hem de uzlaşma arayışlarını sürdüreceklerini söyledi. Meclis'te "Gizli oylama yapılsaydı bu yasa geçmezdi" dendiğini aktaran Karabay, "Bunu nasıl içlerine sindiriyorlar. Bugün vicdanlarının sesini dinleyip oy kullanamayanlar yarın nasıl oy isteyecekler" diye sordu.
Konuşmaların ardından işçi ve emekçiler daha sonraki eylemlerle ilgili hazırlak yapmmak üzere Kızılay'ı terk ettiler.
Ankara'lı işçi ve kamu emekçileri, iş bıraktıktan sonra işyerleri önünde toplanıp, kortejler halinde Kızılay'a yürüyerek, meydanın bir bölümünde basın açıklaması yaptılar. Emekçilerin Kızılay Meydanı'nı kaplamak isteğine karşı çıkan polisler, sık sık cop ve biber gazları kullanarak topluluğa saldırdı. Polisin saldırgan tavrı nedeniyle polislerle emekçiler arasında göğüs göğüse çatışmalar ve taşlı-sopalı kavgalar yaşandı.
Bu arada polis sayısı yetmemiş olacak ki, İl Jandarma Alay Komutanlığı'na bağlı iki tabur asker de Kızılay Bölgesi'ne sevkedildi. Askerler başta Gökdelen önü olmak üzere çeşitli yerlerde konuşlandı. Bu görüntüler yıllardır çeşitli gösterilere tanık olan Kızılay'da ilk kez yaşanan bir manzara olarak dikkat çekti.
4 bine yakın emekçinin katıldığı Kızılay'daki eylemde TÜMTİS, Basın-İş ve Tez Koop-İş dışında Türk-İş ile Kamu-Sen ve Memur-Sen ile emekli derneklerinin üye ve yöneticileri yer almadı.
Kızılay'a yürüyüş
İşçi ve kamu emekçileri, saat 10.00'dan itibaren Kızılay'a doğru yürüyüşe geçtiler. Dört ayrı güzergahı kullanarak ve trafiği keserek yürüyüşü sürdüren emekçi grupları saat 11.00'de Kızılay'a ulaştılar. Bu andan itibaren, Kızılay Meydanı'na giren tüm yollara panzerlerle desteklenen barikatlar kuran polislerle emekçiler göğüs göğüse geldi.
Polisin saldırgan bir tutum izlediği olaylar sırasında, Sıhhıye yönünden alana grimek isteyen ve BES, SES, Tüm Maliye-Sen, Ankara Tabib Odası ve EMEP üyelerinin bulunduğu tarafta sık sık çatışmalar yaşandı. İşçi ve emekçiler, "yılgınlık yok direniş var", "Yüklen emekçi kazanacağız", "Direne direne kazanacağız", "Emekçi düşmanı hükümet istifa", "MAI, MIGA, Tahkim, Kahrolsun emperyalizm", "Barikatı aşalım, Kızılay'a taşalım" sloganlarıyla meydana girmek istediler.
Çıkan ilk çatışmada polis barikatının dağıtılması üzerine, arkadan panzer ve takviye çeviklerle barikat güçlendirildi. Bu bölgede sık sık kısa süreli arbedeler yaşandı, zaman zaman polisler şişe ve bozuk para yağmuruna tutuldu.
Emekçilerin bekleyişi sürerken, polisin özellikle SES, BES ve Tüm Maliye-Sen pankartlarını hırsla yırtması üzerine ortalık bir kez daha karıştı. Bazı polislerin, slogan atanların ya da barikatı aşanların gözlerine biber gazı sıkması üzerine yaşanan gerginlik, taşlı sopalı-şişeli-çatışmaya dönüştü. Coplarla ve zehirli gazlarla saldıran polis karşısında bir süre gerileyen emekçiler, kısa zaman içinde toparlanarak, yeniden kortej oluşturdu. Çatışmalar sırasında yaralananlar oldu.
Aynı şekilde YKM binası önünde toplanan ve Kızılay Meydanı'na girmek isteyen TÜMTİS, Tez Koop İş ve Enerji Yapı Yol Sen üyeleri arasında da kısa süreli çatışmalar oldu. Bu arada polis tarafından gözaltına alınan Tüm Maliye Sen üyesi Mehmet Karaaslan ile bir TÜMTİS üyesi tepkiler üzerine serbest bırakıldı.
Polisle görüşme
Emekçilerin meydana girme isteğini polisin şiddet de kullanarak engelleme çabası sürerken, Emek Platformu yetkilileri ile Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Kutlay Çelik arasında görüşmeler yapıldı. Emniyet yetkililerinin, görüşmenin gazeteciler tarafından da izlenen bölümlerinde, kamu emekçilerini suçlayan ve "saldırgan" olarak niteleyen söylemler içine girmeleri dikkat çekti. Uzun tartışmaların ardından, emekçilerin büyük bölümünün YKM binası civarında ve Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nı da kapsayacak şekilde yayılması konusunda anlaşıldı.
2 saatlik bekleyiş
İki saate yakın süren çatışma ve direnişin ardından işçi ve emekçilerin büyük bir kısmı YKM civarında birleşirken, çatışmaların yaşandığı Sakarya Caddesi girişindeki emekçiler yerlerinden ayrılmadılar. Daha sonra topluluğa seslenen KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullanarak demokrasiyi adım adım inşa ettiklerini söyleyerek, Ecevit'in dayatma sözlerine karşılık "IMF'nin direktifleri ile haraket etmek dayatma değil midir? Biz emekçilerin ve ülkenin geleceği için mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Hükümetin kurulduğu günden bu yana uyguladığı politikalarla halkı inim inim inlettiğini belirten Erdem, hükümetin hayat pahalılığı yemiyormuş gibi emekçilerin ve Türkiye'nin geleceğini karartan iki yasayı gündeme getirdiğini vurguladı. Erdem, "Bu mücadele baskılara, haksız dayatmalara rağmen daha örgütlü ve birleşik şekilde devam edecektir." dedi.
Yüzbinler sokakta
DİSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay ise, "İstanbul, İzmir ve Kocaeli'de hayat durdu. Yüzbinler sokaklarda. Bizi sokak hareketi olarak niteliyorlar. Dün Meclis'teydik. Kendileri nerdeydi?" diyerek, hem eylemleri sürdüreceklerini hem de uzlaşma arayışlarını sürdüreceklerini söyledi. Meclis'te "Gizli oylama yapılsaydı bu yasa geçmezdi" dendiğini aktaran Karabay, "Bunu nasıl içlerine sindiriyorlar. Bugün vicdanlarının sesini dinleyip oy kullanamayanlar yarın nasıl oy isteyecekler" diye sordu.
Konuşmaların ardından işçi ve emekçiler daha sonraki eylemlerle ilgili hazırlak yapmmak üzere Kızılay'ı terk ettiler.
Evrensel'i Takip Et