Putin-Çipras görüşmesi ve alternatif arayışı
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Rusya’ya yaptığı ziyaret özellikle AB ve IMF merkezleriyle Avrupa basınında değişik yorumlara yol açtı. Ziyaretin AB ve IMF’nin baskı ve tehditlerinin yoğunluk kazandığı bir süreçte gerçekleştirilmesi ve AB-Yunanistan ilişkilerinin gündemin maddelerinden birini oluşturması ziyareti rutin diplomatik ilişkiler çerçevesinden çıkarıyor.

Seyit ALDOĞAN
Atina
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Rusya’ya yaptığı ziyaret özellikle AB ve IMF merkezleriyle Avrupa basınında değişik yorumlara yol açtı. Ziyaretin AB ve IMF’nin baskı ve tehditlerinin yoğunluk kazandığı bir süreçte gerçekleştirilmesi ve AB-Yunanistan ilişkilerinin gündemin maddelerinden birini oluşturması ziyareti rutin diplomatik ilişkiler çerçevesinden çıkarıyor.
AB merkezlerinden yapılan açıklamalar ve Avrupa medyasındaki değerlendirmeler daha çok “AB içinde çatlaklara”, “Yunanistan hükümetinin dengeleri kullanarak AB’yi sıkıştırmasına” ve “tehlikeli politikalara” dikkat çeken ortak düşünceleri dile getiriyor.
Yunanistan Hükümetinin kurulmasıyla beraber AB ve IMF’nin “Troyka anlaşmalarının ve uygulama yasalarının” olduğu gibi devam etmesi yönündeki baskıları, hükümetin seçim öncesi açıkladığı programı uygulamama ya da sürece yayma açıklamasına rağmen ortadan kalkmadı ve varılan anlaşma gereği AB ve IMF’ye iletilen yeni “tasarruf önlemleri” yeterli bulunmayarak adeta yaptırım anlamına gelen şartlar dayatıldı. Seçim öncesi duyurduğu programdan vazgeçen hükümet yeni reçetelere ise karşı olduğunu söylüyor ancak troyka son süreçte vergi yasalarının yeniden düzenlenmesini, işten atmaları yasallaştıran yasanın uygulamaya konmasını, ücretlerde yeni kesintilere gidilmesini, katma değer vergisinin yükseltilmesini dayatıyor.
BÜTÇE AÇIĞI 2 MİLYAR DAHA ARTTI
Yeni hükümetin işbaşına gelmesinden bu yana bütçe açığının 2 milyar daha arttığı ve IMF’ye olan borç taksitlerinin ödenmesinin tehlikeye girdiği yetkililer tarafından yalanlanmış değil. Hatta Çipras’ın “gerekirse IMF borçlarını değil aylıkları öderiz” açıklaması AB merkezlerinde ve Yunanistan’da “iflas” tartışmalarını alevlendirmişti. Bu tartışmaların son süreçte daha da yoğunlaştığı biliniyor.
Diğer yandan Yunanistan hükümetinin yetkili bakanları tarafından yapılan açıklamalar ücretlerin ödenmesinin nisan ayından sonra tehlikeye gireceğini ve mayıs ayında bütçede nakit sıkıntısının ortaya çıkacağını gösteriyor. Çipras hükümetinin göreve gelmesinden sonra sıcak para akışını sınırlayan AB Merkez Bankasının bu tutumu ciddi sıkıntılara yol açmış bulunuyor.
AÇLIKTAN ÇÖP KARIŞTIRANLARI GÖRMÜYORLAR
Yeni borç diliminin serbest bırakılmasını, tüm troyka anlaşmalarının uygulanması ve yeni tasarruf önlemleri alınması şartına bağlayan AB ve IMF ile yapılan görüşmeler devam ederken Çalışma Bakan Yardımcısı ve SYRIZA’nın partisi içindeki etkili isimlerden Dimitris Stratulis’in “Sadece bütçe açığını görüyorlar ve açlık nedeniyle çöp bidonlarını karıştıranları görmüyorlar. Bir buçuk milyon işsize yeni işsizler eklenmek isteniyor. Bizim de kırmızı çizgilerimiz var” açıklaması ilk defa dile getirilmiyor. Hükümet içinde ciddi görüş ayrılıkları olduğu ve özellikle parti içindeki “sol kanadın” AB dışında alternatiflere yönelme konusunda baskılar yaptığı biliniyor. Sol kanat şimdiye kadar yapılan troyka anlaşmalarına karşı uzlaşma tutumu sergiliyor ama yeni yaptırımlardan yana olmadığını da açıkça dile getiriyor. Diğer yandan hükümetin küçük ortağı olan “Bağımsız Yunanlar” Partisi Başkanı Panos Kamenos’un yaptığı “AB ve IMF mevcut politikalarda diretirse ABD, Rusya, Çin ve Hindistan alternatifine yöneliriz” açıklaması basında geniş yer aldı ve muhalefet partilerinin tepkilerine yol açtı.
AVRO BÖLGESİNDEN ÇIKIŞ MESELESİ
AB ve IMF’nin varılan anlaşmalara ve Yunan Hükümetinin uzlaşma tutumuna rağmen Çipras hükümetine karşı “Avro bölgesinden” çıkarılması tehditleri ise nerdeyse her gün dile getiriliyor ve yeni önlemlerin gündeme gelmemesi durumunda bunun kaçınılmaz olduğu açıklamalara yansıyor. En son yapılan Avro Working Grup toplantısının sonunda AB ekonomi bakanları temsilcileri, 24 ve 25 Nisan tarihlerinde Yunanistan’ın sunduğu tasarruf önlemlerinin yeniden ele alınacağı ve ekonomik gidişatın yeniden değerlendirileceği açıklaması yaptı. Financial Times, Avro bölgesinden çıkışın mayıs ayında olacağını söylerken Yunanistan Hükümetinin referandum seçeneğini gündeme getirebileceği olasılığına da değiniyor. Referandum seçeneğinin değişik hükümet yetkilileri tarafından dönem dönem dile getirildiği biliniyor. Referandum seçeneği en son iki gün önce, SYRIZA’nın Avrupa Parlamentosu milletvekili olan ve parti içindeki ağırlığıyla bilinen Manolis Glezos tarafından dile getirildi.
MOSKOVA’DAN AVRUPA’YA MESAJLAR
Bütün bu belirsizlik ve anlaşmazlıkların devam ettiği bir süreçte AB ve IMF ye Moskova’dan mesaj gönderilmesi birçok yoruma konu olduğu gibi sadece “blöften” ibaret değil. Putin’in Çipras ile düzenlenen ortak basın toplantısında dile getirdiği “Yunanistan’ın eli kolu bağlanamaz ve ziyaret bir paradoks olarak görülemez” ifadelerine bir dizi ekonomik anlaşma ve kararlar eşlik ediyor. Aynı toplantıda bir gazetecinin Yunanistan’ın Avro Bölgesinden çıkarılması olasılığı ile ilgili sorusuna Çipras’ın “Hepimiz aynı gemide yolculuk yapıyoruz ve bazı yolcular kaçak olarak görülemez. Hepimiz yolcuyuz ve gemi hepimize ait” diyerek özellikle Almanya’ya mesaj iletmiş bulunuyor. Görüşmenin en önemli gündem maddelerinden biri de kuşkusuz Ukrayna sorunu nedeniyle AB’nin Rusya’ya uyguladığı ambargoydu. Çipras’ın “ekonomik bir savaş çözüm değil” demesi ve Putin’in Yunanistan’ın Rusya’ya yaptığı ihracatın ambargo nedeniyle yüzde 50 dolaylarında gerilediği üzerinde durması Yunan hükümetinin, AB’nin Rusya’ya karşı izlediği politikalara ters düşmesi anlamına geliyor.
Rus yetkililer Yunanistan tarım ürünlerine konan ambargonun kaldırılabileceğine yönelik açıklamalar yapmış bulunuyor. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un ve Almanya ekonomi bakanı sözcüsünün Rusya ya yapılan ziyaret konusunda AB içinde olabilecek çatlaklara dikkat çeken açıklamalar yapması duyulan rahatsızlığı ortaya koyuyor.
RUSYA-YUNANİSTAN İLİŞKİSİNİN BOYUTU
Çipras-Putin görüşmesinin ana maddelerinden biri de enerji hatlarının Yunanistan’dan geçmesi ve özelleştirmeler sorunuydu. Özelleştirmeler sorununda Yunanistan limanlarına ve sanayi yatırımlarına verdikleri önemi dile getiren Putin ilerideki süreçlerde değişik boyutları içerecek olan Yunanistan-Rusya ilişkilerinin boyutlarını da dile getirmiş oluyor. Yunanistan’ın Rusya’dan borç talebinde bulunmadığının Putin ve ve Çipras tarafından dile getirilmesi ise AB ve IMF ile “köprülerin atılması” gibi bir tutumun benimsenmediğini gösteriyor. Ancak Yunanistan hükümeti bölgedeki dengeler üzerinden yeni girişimler gündeme getirerek Alman-Fransız eksenine karşı değişik alternatif olanaklarına sahip olduğu yönünde mesajlar iletmeyi de ihmal etmiyor.
Kuşkusuz AB ve Amerika Çipras hükümetinin arayışlarının süreç içinde neden olabileceği sorunlardan dolayı rahatsız oluyor. Sol kanat temsilcisi olan ve troyka politikalarına karşı aldığı tutumlarla bilinen kalkınma enerji ve ulaştırma bakanı Panayotis Lafazanis son süreçte Çin ve Rusya ile ekonomik ilişkileri içeren görüşmelerde ilerlemeler kaydedildiğini açıklamış bulunuyor. AB ve IMF’nin sol kanattan duyduğu rahatsızlığa rağmen Çipras’ın Rusya ziyaretini Lafazanis ile birlikte gerçekleştirmesi de dikkat çeken noktalardan biri durumunda.
AB ve IMF’nin yeni borç dilimini serbest bırakmaması durumunda hükümetin referandum seçeneğini gündeme getireceği ise en güçlü olasılık durumunda. Böyle bir seçenek ise AB’nin duymak bile istemediği bir şey.
KRİZ İÇİN MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU
Bu arada Yunanistan Meclisi krize neden olan politikalar konusunda meclis araştırma komisyonu kurulmasını onayladı geçtiğimiz günlerde. Son günlerin ana gündem maddelerinden biri de bu. Ayrıca muhalefet partileri SYRIZA’nın dış politikasının NATO ve AB ilişkilerine büyük zararlar verdiğini söylüyorlar.
Evrensel'i Takip Et