Lice Katliamı sanıkları tutuksuz yargılanacak
Diyarbakır Lice’de 1993 yılında devlet güçleri tarafından yapılan katliama ilişkin, emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Yüzbaşı Tünay Yanardağ hakkında yeniden açılan davanın ilk duruşması, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Diyarbakır Lice’de 1993 yılında devlet güçleri tarafından yapılan katliama ilişkin, emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Yüzbaşı Tünay Yanardağ hakkında yeniden açılan davanın ilk duruşması, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya, o dönem Jandarma Bölge Komutanı olan ve Lice’de öldürülen Bahtiyar Aydın'ın ailesinin avukatları, katledilenlerin yakınları ve avukatları ile HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri de katıldı.
Avukatlar duruşmada sanıkların katılmamasına ve davanın sürekli olarak nakledilmesine tepki gösterirken, katliama tanık olanlar da tanıklıklarını anlattı.
İlk olarak, avukat Yunus Muratakan söz alarak, katliam nedeni ile Lice'de mağdur olan 1500 kişinin isimlerinin yer aldığı 3 klasörü mahkemeye sundu. Mağdur aileleri adına söz alan avukat Zeynep Sedef Özdoğan, davanın politik bir dava olduğunu ve İzmir'e nakledilmesinin hukuk dışı olduğunu belirtti.
Daha sonra söz alan avukat Tahir Elçi, davanın nakledilmesi ile ilgili, “Ne yazık ki insan haklarının ve yaşam hakkının ihlaline ilişkin bu davada zamanında yeterince soruşturma, kayda değer hiçbir işlem yapılmamış 20 yıl boyunca bu ağır soruşturma ihmal edilmiştir” dedi. Delillerin toplanmadığını ve zaman aşımı süresinin dolmasına bir gün kala davanın açıldığını belirten Elçi, “Bu davanın açılmış olmasını bile 20 yıldır adalet mücadelesi yürüten mağdurların yakınları sevinçle karşıladı. Bu dava Diyarbakır'da görülmeliydi” dedi.
Sanıkların duruşmaya katılmamalarının sebebinin 2 ay 10 günlük raporlu olmalarından kaynaklı olduğunu söyleyen mahkeme heyetine cevap olarak Elçi, “20 yılın sonunda şurada sanıklar adalet karşısına çıkmıyor, hesap vermiyorlar. Biz hastalığa inanmıyoruz yargılamadan adaletten kaçmak için bu duruşmadan kaçtıklarını düşünüyoruz. Sanık olmadan yargılama olmaz” dedi.
‘ÜÇ KARDEŞİMİ KAYBETTİM’
Daha sonra mağdurların yakınlarının ifadelerine geçildi. İlk olarak katliama tanık olan Mizgin Cantürk söz aldı. Cantürk, “Lice'de 3 kardeşimi kaybettim. Sonuna kadar şikayetçiyim. Olayın görgü tanığım o dönemde ilkokul 3. sınıftaydım. Olaydan en çok zarar gören mahallede oturuyordum. Hem askerin açtığı ateş hem de yukarıdan açılan helikopter ateşi sonucu eve yarım saatte gidebildim. Eve gittiğimde kardeşlerimin öldüğünü gördüm. Havuzun içine sığındım. Ertesi gün asker geldi yaralı halde babama işkence ederek gözaltına aldılar. Şimdi bu tanıklar kendi çocuklarının önünde yanında tavuk bile kesemiyor. Biz 17 saatte geldik ancak sanıklar İzmir’de olmalarına rağmen gelmediler. Sonuna kadar şikayetçiyim. Davaya katılma talebim var” dedi.
Daha sonra olayda kardeşini kaybeden İlhami Bayar söz aldı. Bayar, olayı akşam saatlerinde öğrendiğini belirterek, kardeşinin öldürülen Bahtiyar Aydın'ın Lice’ye geldiği zaman korumalığını yaptığını söyledi. Aydın'ın postası olan Mesut Kaçkar'ın dinlenmesi gerektiğini belirten Bayar, Kaçkar'ın olayı detaylı olarak bildiğini söyledi.
‘SAVCI DAHİL KİMSENİN TELEFONU ÇALIŞMAYACAK’
Daha sonra mağdurlardan Yahya Yiğitel konuştu. “Tam 23 senedir adaleti bekliyorum” diyerek konuşmasına başlayan Yiğitel, “Telekom’da çalışıyordum. Emekliyim. 5-6 gün tanık olduğum olayları anlatacağım. Saat 8.30'da ilçe Jandarma'ya gittim daimi telefonlarını yaptım. Bir askerin sesini duydum. ‘Lice’yi katledin sizi öldürecekler’ dedi. Çarşı bir anda boşaldı. Başlarında Yavuz Ertürk vardı askerlerin. Sabah 9'da başladı gece 23.00'a kadar silahlar susmadı. İki kobra, iki jet uçak vardı. Çoğu evleri bombalayan helikopterdi. İki tank geldi. Telekom'a sıktı. Ben o delikleri gördüm. Keşif yapılırsa gösteririm. Akşama kadar 35 kişiyi Türk Telekom'un içine koydum. Bir telefon çalışmayacak dedi müdür. Müdür, 'Jandarma, emniyet bir tek onların telefonu çalışacak savcının bile telefonunu keseceksiniz' dediler. Asker, 'Bu PTT'den bir tek telefon sesi gelmeyecek' dedi. Hiç kimse Lice'ye giremiyordu. Ben Lice'yi çok iyi biliyorum. Aydın'ın öldüğü yeri de biliyorum. Tarif edebilirim" dedi. Bir askerin 'Aydın'ı bir uzman çavuş vurdu' dediğini anlatan Yiğitel, uzman çavuşun adını bilmediğini söyledi. Yiğitel, ertesi gün tüm Liceliler'in Emniyet Müdürlüğü önünde toplandığını, dönemin valisi Ünal Erkan'ın kendi elleri ile itiraz eden herkesi, "Bu teröristtir bu teröristtir" diye gösterdiğini ve bir kızın da askerler tarafından alındığını söyledi. "Önce evimi soydular sonra yaktılar" diyen Yiğitel, bana ilk olarak "Irkın nedir? Irkın nedir?" diye sordular. Ben de "Devlet memuruyum" dedim. Sonra dayanamadım, "Ben Kürdüm" dedim. Eşyalarımın geri kalanını da yaktılar. İlçede farklı bir grup görmedim. Camiden kimse ateş etmiyordu. Komandodan geliyordu ateş. Komutanlar, 'Ya bizden olacaksınız ya da öleceksiniz' diyorlardı. Çok korkuyorduk. Şikayetçiyim. Davacıyım. Tütünlerim yakıldı evlerim yakıldı" dedi. Yiğitel'in ardından savcı "Olaylar neden çıktı?" diye sordu. Bunun üzerine Yiğitel, "Ben nerden bileyim. Ben gördüklerimi anlattım" dedi.
Yiğitel'in ardından Zarife Cantürk söz aldı. Cantürk, “Üç çocuğum öldü benim de vücudumda şarapnel parçası var. O dönem 9 aylık olan kızımın ise şu an bir gözü ve kolu yaralı. Adalet istiyorum şikayetçiyim” dedi. Davaya diğer tanıkların dinlenmesi için ara verildi.
TUTUKLAMA TALEBİNE RET
Duruşmada avukatlar; dava ile ilgili olarak keşif kararı alınmasını, iddianamenin yetersiz olduğunu belirterek, suçların insanlığa karşı işlenen suçlardan olduğunun kabul edilmesini, o dönemde bölgede jandarma görevi yapan kişiler, dönemin Genelkurmay Başkanı ve OHAL Valisi Ünal Erkan hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını, iki tutuksuz sanık hakkında da tutuklama kararı verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, keşif taleplerinin değerlendirileceğini belirterek, sanıkların tutuklanma taleplerini reddederek, duruşmayı
1 Haziran’a erteledi.
‘SANIKSIZ YARGILAMA YAPILDI’
Duruşma sonrası Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri adliye önünde bir açıklama yaptı. Platform adına konuşan Şiyar Kaymaz, Lice halkının faillerle yüzleşmek için geldiğini, ancak faillerin gelmediğini söyledi. Hesap sorulmadıkça yeni katliamlar olacağına işaret eden Kaymaz, “Türkiye Cumhuriyeti yeni bir toplumsal sözleşme yapacaksa yüzleşme yapılmalı. Bu kirli savaştan medyanın, iktidarın ordunun üstünün örttüğü gerçeklerin ortaya çıkartılması gerekiyor. Sorumlular hesap versin” dedi.
Avukat Tahir Elçi ise “Çok büyük bir suç işlendiği ortada. Biri general olmak üzere 16 sivil insan yaşamını yitirdi. Ancak yargı 20 yıldır adalet arayışına kulaklarını tıkadı. 20 yıl sonra dava açıldı ancak sanıkları göremedik. Küçük çocukların tutuklandığı bir ülkede 16 kişiyi öldüren kamu görevlileri yargı karşısına gelmedi. Böyle bir hukuk devleti olmaz. Böyle bir tutarsızlık karşısında yurttaşların adalete güveni olmaz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et