15 Mart 2015 01:12

MLS’nin yeni yıldızları

ABD’de futbol, bir diğer adıyla Major League Soccer (MLS) yeni takımları ve yeni yıldızları ile şimdiden dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Futbolseverlerin bir gözü de bu yıl Yeni Kıta’da, yıldız isimlerin mücadelesinde olacak.

MLS’nin yeni yıldızları

Ahmet Sercan ERGÜN*

Avrupa’da futbol sezonunun sonlarına doğru yaklaşırken başlayan MLS, son şampiyon Los Angeles Galaxy ve Chicago Fire arasında oynanan maç ile seyirciyle buluştu. Geçtiğimiz yıl 7 Aralık’ta sona eren ligi, Donovan ve Robbie Keane gibi yıldızların forma giydiği Los Angeles Galaxy kazanmıştı. Mart ayında başlayacak lig, konferans finalleri ve final maçıyla aralık ayında son bulacak. New York ve Orlando şehirlerinin katılımıyla Doğu ve Batı konferansında toplam 20 takımın mücadele edeceği lig, kuruluşunun 20.yılında birçok yeni yıldıza ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Transfer döneminde Avrupa’dan önemli yıldızlar (Gerrard, Lampard, Giovinco, Villa, Diskerud, Kljestan gibi) ABD’nin yolunu tuttu.

İşte karşınızda MLS’nin yeni yıldızları:

Sebastian Giovinco - Toronto FC
‘Ha patladı, ha patlayacak’ derken 28 yaşında ABD’nin yolunu tutan ‘’Atom Karınca’’ lakaplı oyuncu, kesintili Juventus kariyeri boyunca rotasyon oyuncusu olmaktan öteye gidemedi.
Hızı ve dribling yeteneği ile oynadığı takımlarda zaman zaman savunmacıların korkulu rüyası olan İtalyan oyuncu artık ABD’de top koşturacak; aslında tam olarak ABD olmasa da. MLS’nin Vancouver Whitecaps ve Montreal Impacts ile beraber 3 Kanadalısından biri olan Toronto FC’de top koşturacak olan Giovinco’nun performansı şimdiden merak konusu. Zira Parma kariyeri dışında İtalya’da beklenen etkiyi bırakamamış olan Torino doğumlu oyuncu için ABD, futbolun gün geçtikçe daha fazla izlendiği bir ülke olarak büyük bir şans. Kazandığı yıllık ücret ile (5 sezonluk kontrat karşılığı 35 milyon dolarlık sözleşme) en çok kazanan İtalyan oyuncu unvanını alan yıldız oyuncu, MLS’nin performansı merakla beklenen yıldızlarının başında geliyor.

Kaka - Orlando City FC
O şaşaalı günleri geride kalmış olabilir, ancak Kaka Leite kalite olarak hâlâ MLS’nin çok üzerinde bir oyuncu. En parlak dönemini 2003-2009 yılları arasında İtalya’da Milan forması ile geçiren oyuncunun parlak kariyeri, Los Galacticos forması altında geçirdiği sakatlıklarla sekteye uğradı. Geçen sezon Milan ile eski günlerini hatırlatan performanslara imza atan Kaka, MLS’nin yeni ’franchising’i Orlando City FC ile anlaştı. Dünya çapındaki ünü ve Brezilya Milli Takım forması giymiş olması, tribünlere Latin nüfusun iç saha/dış saha fark etmeksizin akın edeceğini şimdiden garanti ediyor. Fiziksel durumu ne kadar elverişli bilinmez ancak oyun aklı onu, MLS’nin bu sezon ve daha sonrası için fark yaratacak oyuncusu yapacaktır. Zaten ilk maçında uzatma dakikalarında attığı beraberlik golü ile Orlando City’nin MLS tarihindeki ilk golünü kaydeden 33 yaşındaki oyuncu, ligin en büyük yıldızlarından biri.

David Villa Sanchez - Nevv York City FC
3 La Liga, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonluğu ve elbette Dünya Kupası. Apoletinde bunlara ek olarak FIFA Dünya Kulüpler Kupası ve 3 İspanya Kupası -bunlardan ikisi Real Zaragoza ve Valencia formaları ile- bulunan yıldız oyuncu, MLS’nin yeni sakinlerinden; belki de en dikkat çekeni. Barcelona ve Real Madrid’in arasından sıyrılarak 1996’dan beri ilk kez başkente lig şampiyonluğunu getiren Atletico Madrid forması ile iyi işler çıkaran David Villa’nın ABD’nin yolunu tutması kimilerince garip karşılandı. Zira 97 maçta attığı 59 golle İspanya Milli Takım tarihinin en golcü oyuncusu olan El Guaje lakaplı tecrübeli oyuncu, Avrupa’da hâlâ istediği kontratı alabilecek formda olduğunu herkese gösterdi. Yine de kariyerinin sonuna yaklaşmış bir oyuncunun, kendi deyimiyle ‘’karşı konulamaz’’ bir projeye hayır demesi için herhangi bir sebep yoktu. 7 numaralı forma ve kaptanlık pazubandı emanet edilen İspanyol yıldız “MLS’nin gelişimine yardım etmek ve New York City’i ligin en iyi takımı yapmak istiyorum” diyerek de beklentileri karşılayacağının sinyalini verdi. Kaka ve onun lige gelişi ile beraber, stadyumlara Hispanik kökenli ve Latin nüfusun ilgisi kat ve kat artacaktır. New York gibi kozmopolit bir şehirde şayet futbola ilgi artacaksa, bu David Villa gibi yıldızların lige gelişi ile mümkün olacaktır.

Frank Lampard - Nevv York City FC & Steven Gerrard - Los Angeles Galaxy
İki efsane yıldızı birlikte ele alıyoruz çünkü onlar MLS’ye ancak haziran ayında katılabilecekler. Aynı zamanda ligin yeni ekibi New York City’nin de sahibi olan Şeyh Mansur, Lampard’ı Chelsea’den kopararak ABD’ye getirdi. Lig yarışında Chelsea’yi amansız takibini sürdüren Maviler’de, Lampard’ın şu ana dek yadsınamaz bir katkısı oldu; bu yüzden de devre arası bitecek kiralık sözleşmesi sezon sonuna kadar uzatıldı. 37 yaşındaki yıldız oyuncu, MLS trenine rötarlı bineceklerden biri. Kariyeri boyunca Liverpool ve İngiltere Milli Takımı’ndan başka bir formayı sırtına geçirmemiş bir oyuncu Steven Gerrard. Anfield efsanesi, 1998 yılından bugüne dek yaptıklarıyla Kop tribünlerinin unutulmazları arasına girdi bile. İstanbul’da kazandıkları Şampiyonlar Ligi finali ise hâlâ dün gibi akıllarda. Geçen sezon dramatik bir şekilde kaçan şampiyonluk, belki de onu çok sevdiği Liverpool şehrinden kopardı. ABD’nin yolunu birkaç yerel kupa şampiyonluğu ve 3 Premier Lig ikinciliği ile tutan Stevie’nin, Liverpool şehrinden kalbi buruk bir şekilde ayrıldığını söyleyebiliriz. Yine de onun ve Lampard’ın gelişi ile ABD’li futbolseverler, MLS tarihinde daha önce görülmemiş kalitede orta saha oyuncularını birlikte izleme şansı bulacaklar, Beckham bir istisna elbette. MLS’yi, daha önce hiç olmadığı kadar şenlikli ve rekabetçi bir sezon bekliyor.

*Hayatım Futbol Dergisi Yazarı

Evrensel'i Takip Et