17 Şubat 2015 05:06

Samen Naseem için 'siyasi cinayeti' durdurun çağrısı

İran'ın işkence altında aldığı ifadelerle 19 Şubat'ta idam etmeye hazırlandığı 17 yaşındaki Kürt siyasi tutuklu için Uluslararası Af Örgütünün acil eylem çağrısına uyan İHD ve MAZLUMDER, 'siyasi cinayet' diye tanımladıkları bu girişimin bir an önce durdurulması için çağrıda bulundu.

Samen Naseem için 'siyasi cinayeti' durdurun çağrısı

İran'ın işkence altında aldığı ifadelerle 19 Şubat'ta idam etmeye hazırlandığı 17 yaşındaki Kürt siyasi tutuklu için Uluslararası Af Örgütünün acil eylem çağrısına uyan İHD ve MAZLUMDER, "siyasi cinayet" diye tanımladıkları bu girişimin bir an önce durdurulması için çağrıda bulundu.

En son geçtiğimiz yıl 59 Kürt tutukluya verilen idam cezası ile gündeme gelen İran'da son olarak PJAK üyesi olduğu ve "Allah'a düşmanlık", "İran Devrim Muhafızları'na karşı silahlı eylemde bulunma" iddialarıyla tutuklu olan Saman Naseem'e verilen idam cezası ile gündemde. 19 Aralık'ta idam edilecek olan, işkenceli sorguda zorla ifade imzalatılan ve hüküm giydiği tarihte 18 yaşının altında olan Naseem'in idamını engellemek amacıyla Uluslararası Af Örgütü imza kampanyası başlatırken İHD ve MAZLUMDER'den de destek geldi.

İmza kampanyasını başlatan Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Ece Milli, ölüm cezasının halen uygulanmakta olduğu İran gibi ülkelere yönelik bu cezanın kaldırılması çağrısında bulunarak ve bu ülkelerde ölüm cezasına mahkûm edilmiş bireyler için acil eylemler yürüttüklerini ifade etti. Naseem için de bu bağlamda bir acil eylem yürüterek İran yetkililerine infazın durdurulması çağrısında bulunduklarını kaydeden Milli, acileylem.org.tr sitesinde başlattıkları imza kampanyasında toplanan imzaları dilekçe metni ile birlikte yetkilere faks, eposta veya posta yolu ile göndereceklerini söyledi. Milli, kampanyanın başlamasıyla kampanyaya destek ve hızla büyüyen bir kamuoyu oluştuğunu belirtti. Milli, çocukların infaz edilmesini açıkça yasaklayan Kişisel ve Siyasi Hakları Uluslararası Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni hatırlatarak, sözleşmeleri imzalayan İran Devleti'nin derhal sorumluklarını yerine getirmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Naseem'e verilen idam cezasının bir an önce durdurulması gerektiğini belirten İHD İstanbul Şube Başkanı Abdulbaki Boğa da, dünyada halen birçok ülkede uygulamada olan ve 25 binin üzerinde tutukluyu tehdit eden idam cezasına tepki gösterdi. Boğa, insan hakları açısından yaşama hakkının vazgeçilmez, telafisi mümkün olmayan bir hak olduğunu ve yaşama hakkının sona erdirilmesinin bir ceza yaptırımı değil, bireyi ortadan kaldıran bir imha sürecini barındıran bir siyasal yaklaşım olduğunu belirtti. İran'da özellikle muhaliflere ve Kürt siyasilere yönelik idamlar gerçekleştirildiğini hatırlatan Boğa, Naseem'i Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesi döneminde yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'e benzetti. Boğa, Uluslararası Af Örgütü'nin Naseem için başlattığı imza kampanyasını desteklediklerini bunun daha fazla yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Ayrıca Avrupa Konseyi ve BM'nin bu konuda etkin bir çalışma yürüterek kesin kararlara ulaşması, İran ve idam cezasını uygulayan bütün ülkelerin uluslararası toplumdan dışlanması gerektiğini belirten Boğa, adaleti, adil yargılanmayı savunan insanlara seslenerek, Naseem için başlatılan imza kampanyasına destek olunması çağrısında bulundu.

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) avukatlarından Abdulhalim Yılmaz da idam cezasının geri dönülemez bir cezalandırma biçimi olduğunu bunun da haksızlık ve zulüm olduğunu söyledi. Dünyanın birçok ülkesinde kaldırılan ancak İran, Çin, ABD, Irak, Mısır, Kuzey Kore veya Japonya gibi bazı ülkelerde hala yürürlükte olan idam cezasının sıklıkla uygulandığını ifade eden Yılmaz, siyasi nedenlerle yapılan bu tür idamların "siyasi cinayetler" olduğunun altını çizdi. Devletin kişiyi doğrudan katletme imkânı bulamadığı durumlarda yargılama araçlarıyla aynı sonuca ulaştığını aktaran Yılmaz, "Saman Naseem'in işkence altında ifade verdiği, mahkeme önünde baskı ile alınan ifadeleri kabul etmediği, ancak mahkemenin bu beyanları dikkate almadığı, ayrıca savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılıyor. Hepsinden önemlisi, itham edildiği olay tarihi itibariyle 18'den küçük olan birisi için idam cezası verilmesi asla kabul edilemez. Dahası, 18 yaşından küçük olan birisinin veya siyasi suçla itham edilen birisinin idamı tamamen siyasi/politik cinayettir" dedi. İdamı önleme çabalarının önemli olduğunu ancak daha önceki kampanya ve tepkilerden bir sonuç elde edilemediği hatırlatmasında bulunan Yılmaz, mevcut yol ve yöntemler dışında yeni yöntemlerim denenmesi gerektiğini kaydetti. Siyasi nitelikteki itham ve yargılamaların hukukla ilgisinin olmadığını belirten Yılmaz, mahkemelerin verdiği kararın resmiyetinin ve bu kararın halk ve devlet adına verilmesinin bu durumu değiştirmediğini söyledi. (İstanbul/DİHA)

Evrensel'i Takip Et