28 Ocak 2015 00:57

‘Desteğimiz yaşamın barışın, doğanın değerini bilenlere’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, yaklaşan seçimlerde sağlığın hak olarak kabul edildiği, barışın yolunda ilerleyen, emeğin, insanın ve doğanın değerini bilen siyasi yapılara destek vereceklerini söyledi.

Paylaş

Elif Ekin SALTIK

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, yaklaşan seçimlerde sağlığın hak olarak kabul edildiği, barışın yolunda ilerleyen, emeğin, insanın ve doğanın değerini bilen siyasi yapılara destek vereceklerini söyledi. AKP’nin seçimlerden anayasayı değiştirecek bir güçle çıkmasının Türkiye’yi barıştan ve demokrasiden daha da uzaklaştıracağını vurgulayan İlhan, “Gericiliğin, faşizmin, önüne geçen bir seçim sonucuyla Türkiye rahat bir nefes alır” dedi.

AKP’nin 13 yıllık iktidarında sağlık ve eğitim alanında ciddi bir dönüşüm yaşandığı, sosyal devlet olmaktan çıktığımız yönünde tartışmalar var. Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle de artık ‘Yeni Türkiye’ yoluna girildiği ifade edildi. Bu ‘Yeni Türkiye’ seçim sürecine nasıl bir yolda ilerliyor?
Türkiye açısından yine zor bir seçim olacağı anlaşılıyor. AKP seçimlere en hazırlıklı parti olarak görünüyor. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına geçmiş olmasıyla birlikte şu ana kadar yürüyen biçimde bir cumhurbaşkanlığı yapmayacağı, siyasete daha çok müdahale edeceği, eskiden olduğu gibi ‘tarafsız’ bir cumhurbaşkanı olarak bu işi yürütmeyeceği çok açık. Zaten açıklıkla ifade ettiği bir başkanlık öngörüsü var. Bir başkan olmak istiyor, bir tek adam olarak ülkeyi yönetmek istiyor ve önümüzdeki seçimi de bunun için bir eşik olarak görüyor. Eğer düşündüğü gibi bir başarıyla seçimi tamamlarsa -kritik olarak anayasayı değiştirecek bir çoğunluk meselesi öngörülüyor-  ilk yapacağı şeyin bir anayasa değişikliği ve burada da bir başkanlık sistemini oturtmak; kendi yetkilerini alabildiğine genişletmek amacında olduğu anlaşılıyor. Bu tabii tehlikeli bir süreç. Çünkü zaten büyük oranda yetkileri kendi elinde toplamış görünüyor.
Yasama, yürütme, yargı üzerindeki kuvvetler ayrılığı son derece belirsizleşmiş durumda. Yasama organı büyük oranda kendi kontrolünde gözüküyor. İstedikleri yasayı istedikleri biçimde geçirebilecek durumdalar. Muhalefetin sesini dinlemeden, değişik toplum kesimlerinin duyarlığını göstermeden yasal düzenlemelere gidiyorlar. Bunu daha da derinleştirmek niyetinde oldukları görülüyor. Değişik toplum kesimleri arasındaki uçurumu kapatmak bir yana, bu uçurumu derinleştiren bir siyaset tarzları var. Kendi tabanlarını daha fazla güçlüleştirip diğer toplum kesimlerini yok sayan, onlarla aralarındaki çatışmayı da kendi tabanlarını kuvvetlendirmek için kullanan tehlikeli bir siyaset yapma biçimleri var. Umuyoruz seçimler bu biçimde sonlanmayacak. Toplumun değişik kesimlerini kucaklayan; emeğin değerini bilen; gericiliğin, faşizmin önüne geçen bir seçim sonucuyla Türkiye rahat bir nefes alır. Aksi takdirde Türkiye’yi daha zor bir süreç bekleyecek seçimlerden sonra.

‘AKP SAĞLIĞI DEĞER ALAN BİR PARTİ DEĞİL’

Peki HDP’den ve Emek Partisinden bütün demokrasi güçlerini kapsayan bir birlik çağrısı geliyor. Bu birlik çağrılarına siz nasıl bakıyorsunuz?
Tabii bizim gibi meslek örgütleri hayata daha çok değdikleri alanda müdahale edebilmeliler. Sonuçta TTB bir meslek örgütü ve sağlığın doğuştan bir hak olduğu ilkesini benimseyecek siyasi yapıları doğal olarak destekleyecektir. Türkiye’de hekimler doğaldır ki iyi hekimlik ortamını ve sağlığın hak olduğunu benimseyen yapılara desteklerini verecekleridir. Ayrıca kuşkusuz sağlığın olmazsa olmaz koşulları vardır. Bu koşulları sağlayacak olan siyasi partilere destek olacaklardır. Nedir bu koşullar? Kuşkusuz barış ortamı, çatışmanın olmadığı bir Türkiye. Sorunların konuşularak çözülebildiği bir Türkiye, hekimlerin özlemidir. Yine emeğin değerinin bilindiği, insanların nitelikli yerlerde barınabildiği, nitelikli biçimde çalışabildiği, dinlenebildiği, kendine zaman ayırabildiği; doğaya, kent yaşamına saygılı, doğanın tahrip edilmediği, insanların temiz su içip temiz hava alabildiği, nitelikli besinler alabildiği, bunun için yeterli gelirinin olabildiği bir yaşam ancak sağlıklı olabilir. Bunlar sağlığın olmazsa olmaz koşullarıdır. Dolayısıyla TTB de, Türkiye’deki hekimler de, ‘insanların sağlıklı biçimde yaşayabildiği Türkiye’ ön görüsünü sağlayan partilere destek olacaklardır. Adalet ve Kalkınma Partisinin böyle bir parti olmadığı açıktır. Türkiye’de hekimlerin desteği emeğin, yaşamın, barışın ve doğanın değerini bilen partilere olacaktır.

CHP’NİN ROL ÜSTLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ

HDK dışında Birleşik Haziran Hareketi de seçimlerde bir birlik oluşturma hedefiyle yola çıktı. HDK’yi oluşturan güçler ve BHH’nin içerisinde olduğu bir ittifak olur mu?
Tartışmaları ve bu güçleri çok yakından takip ediyoruz. Bütün bu siyasi hareketler birlik çağrılarını ve süreci kendileri değerlendireceklerdir kuşkusuz. Kendi tabanlarının taleplerini de dikkate alarak değerlendirmeler yapacaklardır. Yaşama karşı kararlar alan, barışı olması gerektiği biçimde desteklemeyen, emeğin düşmanı niteliğindeki bir siyasi partiye karşı seçimden daha da güçlenerek çıkmaya çalışan, emek ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadele edebileceği bir zeminin kurulması... TTB’nin talebi bu doğrultuda olacaktır.

Peki, CHP ile ittifak tartışmaları nerede duruyor? CHP ile diğer güçlerin bir araya gelmesi mümkün müdür?
CHP’de kuşkusuz Türkiye’de muhalefetin önemli bir parçası. Emekten yana muhalefetin bir parçası olması gereken, değişik toplumsal kesimlerin sesi olması gereken bir parti. Türkiye’de sesini yeterince duyuramayan hakları fazlasıyla gerilemiş olan işçilerin, emekçilerin, Alevilerin, Kürtlerin, Arapların hakları yönünde adım atması gereken bir parti. Seçimde umuyoruz o da diğer emek ve demokrasi güçleriyle birlikte AKP’nin geriletilmesi yönünde katkılar sağlayabilir. CHP’nin burada bir rol üstlenmesi çok önemli. Emek ve demokrasi mücadelesine katkısı daha fazla olur öncesine göre.

‘SEÇİME DÖNÜK DE TEMASLARIMIZ SÜRECEK’

TTB diğer emek ve meslek örgütleri olan KESK, DİSK, TMMOB ile birçok toplumsal, siyasal olayda bir araya geliyor. Seçimler öncesi de bir araya gelip bir birlik çağrısı yapar mı yine bu örgütler?
Türkiye’de TTB’nin de arasında bulunduğu emek ve demokrasi güçleri Türkiye’deki siyasi gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar. Doğrudan bir siyasi partiyi ya da doğrudan bir siyasi hareketi işaret etmek gibi bir özelliği yok bizim gibi meslek örgütlerinin. Kuşkusuz bu doğru da olmaz. Ancak belirttiğim ilkelere sahip siyasi hareketleri destekleyeceğimiz ve bu ilkeleri açıklayanlara desteğimizi vereceğimiz; bu ilkelerin karşısında olan siyasi partilere de destek vermeyeceğimiz çok açık. Seçimlere doğru alacağımız pozisyon kuşkusuz Türkiye’deki siyasi gelişmelerle, siyasi aktörlerin, siyasi, partilerin alacağı tavırla çok yakından ilişkili. Bu süreci çok yakından takip ediyoruz ve DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak bu anlamda yakın temaslarımızı sürdürüyoruz. Bizim gibi emek ve meslek örgütleri emek düşmanı, Türkiye’yi çatışma ortamına götürecek faşist hareketlere destek olmayacaklar. Bu hareketlerin, gericiliğin, emek düşmanlarının karşısında olacaklar. Güncel siyasi gelişmeleri de çok yakından izleyip ona göre daha net mesajlar gerek meslektaşlarımıza gerek yurttaşlarımıza gerek de emek ve demokrasi güçlerine verebilecek durumda olacağız.

YARIN: Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu

ÖNCEKİ HABER

Sonucu değiştirecek bir birliktelik gerekiyor

SONRAKİ HABER

Sadece Kürtlerin değil bütün halkların devrimi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...