29 Mayıs 2023 09:30

Seçim bitti mücadeleye devam

Recep Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: Halil Sağırkaya/AA

Paylaş

Dört yıl önceki seçimden bu yana hazırlığı yapılan, özellikle ana muhalefet blokunun teşvikiyle her günün bir seçim arifesindeymiş gibi yaşanmasına yol açan uzun bekleyiş nihayet bitti. Şimdi ekranda görünen iki sayının ne ifade ettiğini açıklama ve bir muhasebe çıkarma zamanı.

Tayyip Erdoğan’ın mimarı olduğu tek adam rejimi CB adayının ikbalini yüzde 50 artı 1 gibi bir skor elde etme şartına bağladığı için zorlu ve kıran kırana bir mücadeleyle geçti propaganda zamanı. Bu seçimin en önemli kazananının yıllardır yürüttüğü kültürel mücadele ile yurttaşları iki ayrı değerler kümesine toplamayı başaran iktidar gücünün şekillendirdiği veya yapılandırdığı beklentiler olduğu söylenebilir. Bu beklentiler geçmişin bir kayıplar, şimdinin tehditler alemi ama geleceğin sağlam ülküler sayesinde bir yükseliş ülkesi olacağı anlatılarıyla oluştu.

Devlet gücüne sahip olmanın bütün avantajlarını kullanan Erdoğan ve partisi elindeki medya gücü, polis, hukuk, maddi kaynaklar gibi sonuca açıkça etki edecek seferberlik avadanlığını bütün gücüyle harekete geçirdi. Bu bakımdan son derece eşitsiz ve adaletsiz bir seçim yaşandı. Ama rakipleri sindirmeye yarayan devlet gücü iktidar partisi seçmeni için bundan ibaret değildir sadece. Merkezi bürokrasiyle yerel bürokrasi arasında ikbal bağları kuran tek adam rejimi bu devlet gücünü en üstten en alta kadar hissedilir de kılmıştır. Bölüşüm ve paylaşımı ayarlayan bir mekanizmadır bu aynı zamanda. Diğer partilerin seçmenleri partilerine üye bile olmadan gönül bağlılığı ile yetinirken AKP kendi seçmenine görevler tayin eder, sorumluluklar verir, bunun karşılığında kendisini iktidarın bir parçasıymış gibi hissedebileceği olanaklar sağlar.

Ücretlerinin sınırlarına sığmayan yaşamlarının terör, dış güçler ve bunlarla iltisaklı rakip partiler tarafından tehdit altında olduğuna inandırdığı kitlelere beka korkusu, emperyalist devletler tarafından kuşatılma endişesi ve dört yanı düşmanla çevrili bir ülke miti yaratarak maneviyatın ve ülke sınırlarının bekçiliğini vaat etmiş; İHA-SİHA’lar, TOGG, Karadeniz’de doğalgaz ile kilosu 30 liraya yükselen soğanı telafi etmeyi vaat etmiştir Erdoğan’ın partisi. Buna rağmen bu partinin parlamentodaki gücü erimiş, Hizbullah’ın devamı olan partiyle birleşmesini zorlaştıran mekanizmaları da çoktan çözülmüştür.

Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olması değişim talebiyle Kılıçdaroğlu’nu destekleyen seçmenin kaybettiği anlamına gelmez; ya da hiçbir şey değişmesin diyen seçmenin kazandığı. Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinin toplam sonucu seçmenin istikrara da oy vermediğini gösteriyor alenen. Bir yanda domuzbağcı bir iktidar ortağı diğer yanda sosyalist ve HDP’li vekiller, birbiriyle rekabet halindeki burjuva sınıfların ikbal ve paylaşım ‘adaleti’ isteyen parçaları arasında milliyetçilik kılıfı altında süren kavgaları ile parlamento istikrarsızlığın alanıdır.

Dinamizmi ve politizasyonu bakımından son derece değişken olan ülke nüfusu için parlamentonun yeni dizilimi ne kadar yeni tartışmalara, kavgalara açıksa sosyal yaşam da aynı özellikleri göstermeye aday birikmiş sorunlar; krizin eşiğindeki ülke, boşalan hazine ve artan dış borç, yükselen enflasyon ve değeri düşen para vb. bütün bunların faturasının yoksul emekçilere yüklenmesiyle derinleşen istikrarsızlık hangi partiye oy vermiş olursa olsun ücretlilerin kapısını çalmaya hazır bekliyor.

Bu seçimler belki de oy kullanmak suretiyle mevcudu güvenceye almanın, beklentileri karşılamanın veya değişimi sağlamanın mümkün olmayacağını göstermesi bakımından da önemli olacak yakın bir gelecekte. Fabrikalardaki, işyerlerindeki, sokaktaki, amfideki hareket ile gençlerin, kadınların ve eşit halklar için sürdürdüğü mücadelelerden başka dönüştürücü gücün olmadığının da görüleceği bir süreç önümüzde.

Çünkü başladığı işi tamamlamak istediğini Hüdapar ittifakı sayesinde bir kez daha göze sokan ‘tek adam’ bloğu, özellikle yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamayan halkın taleplerini yerine getirmekte zorlanacağı ve varını yoğunu tekellere dağıtacağı koşullarda faşizan bir düzeni tahkim etmekten başka bir yönteme sahip değil.

Tek adam rejiminin yürütücüleri halkın iradesini bir sonraki seçime kadar ipotek altına alabilmek için seçim sonuçlarını meşruiyetin garantisi olarak kullanacaklardır kuşkusuz. Ancak büyüyen talepler ile iki seçim arasını avans kaydeden rejim kolay kolay geçinemez.

Şimdilik rejim kazandı. Ama değişim talebi bakidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...