14 Ekim 2021 21:45

Hükümet sabotajı: Vatandaş merkezden vuruldu

Fotoğraf: Metin Aktaş/AA

Paylaş

Artık doların rekor üstüne rekor kırması sıradanlaştı.

Dün kırılan rekorun ardında ABD Merkez Bankasından gelen haberlerin yanı sıra… Hükümetin yangına benzin dökmesi de var!

ABD’den, kriz döneminde ekonomiye verilen desteğin gelecek ay azaltılacağı sinyali geldi. Pandemide ekonomiye bankalardan her ay 120 milyar dolarlık piyasaya para pompalanıyordu. ABD’de bu para musluğunun kısılacak olması paranın aktığı birçok ülkede depreme yol açacak.

Türkiye gibi ekonomisi ‘en kırılganlar’ listesinde yer alan ülkelerde deprem daha büyük olacak.

‘Ekonomisi kırılgan’ ne demek?

Dış borcunun milli gelire oranı en yüksek olan… İçeride kendi vatandaşına bile döviz ile yüksek borcu bulunan… Borcunun büyüklüğüne rağmen merkez bankasının kasası boş olan… Risk primi yüksek (Dışarıdan tefeci faizi ile borç bulabilen) ülke… Kısacası sapına kadar bağımlı bir ekonominin durumunun tarifidir ‘en kırılganlık’ hali! 

Bu kırılganlık nedeniyle depremin öncü sarsıntısı yaşanırken, hükümetten de sarsıntıyı büyütecek bir adım geldi.

Hükümet, Merkez Bankası yönetimine operasyon çekti! İki başkan yardımcısı ile bir Para Politikaları Kurulu üyesi görevden alındı.

Görevden alınan iki başkan yardımcısının ismi sürpriz olmadı. İkisi de Merkez Bankası’nın ekim başında ‘sermayedarlarla’ yaptığı toplantıya katılmayan isimlerdi.

Onaylamadıkları kararı savunmak zorunda kalmaktan kaçındıkları... Faiz indirim kararına şerh düştükleri iddiaları basına, görevden alınmalarından önce, yansımıştı.

Görevde kalanlar, damat bakan Berat Albayrak döneminde Merkez Bankasının 128 milyar doları eritilirken kilit rol oynayanlar.

KARARIN FATURASI AĞIR

21 ayda üç kez Merkez Bankası başkanı değiştiren AKP hükümeti şimdi de başkanı tutup yönetimi değiştirdi.

Her değişimin ağır bir faturası oluyor.

Mevcut başkan Şahap Kavcıoğlu’nun göreve getirildiği 20 Mart'tan bugüne çıkan faturaya bakalım.

Şahap Kavcıoğlu göreve geldiğinde dolar 7.21 liraydı. Dün 9.18 TL’yi gördü. Yaklaşık 2 liralık artış yaşandı.

Geliri TL olan milyonlarca vatandaşın parası yüzde 25’in üzerinde değer yitirdi. Meali: Halk durduğu yerde fakirleşti!

Dış borç 460 milyar dolar! Kurlar 2 lira artınca durduğu yerde borç 900 milyar lira büyüdü.

Döviz cinsinden iç ve dış borcunun toplamı 200 milyarı aşan kamunun (devletin) kasasından 400 milyar TL fazladan çıkacak. Meali: Verdiğimiz vergiler hizmet olarak dönmeyecek, finans sermayeye akacak!

Köprü, havalimanı, şehir hastanesi, otoyol, tünel vs. hazine garantili mega projelerden müteahhitlere taahhüt var. Toplamı şimdilik 160-170 milyar dolar. Meali: Müteahhitler kurdaki 2 TL’lik artıştan taahhüt gereği 300 milyar TL’nin üzerinde gelir elde edecek.

Yoksullaşanların cebinden çıkanlar birilerine oluk oluk akacak.

Şirketlerin 175 milyar dolarlık döviz borcu var. Şirketlerin faturası 350 milyar TL kabardı. Meali: Bir kısmı fiyatlara, bir kısmı baskılama yoluyla ücretlere yansıyacak, alım gücü düşecek.

Şirketlerin borcunun bedelini de emekçiler ödeyecek yani!

TL’nin sadece Eylül ayı başından beri yüzde 10 değer kaybetmesi iki puanlık enflasyon artışı demek. Meali: Enflasyon bel bükmeyi sürdürecek.

Listeyi uzatmak mümkün ama bu kadarı yeter sanırım.

BİLDİK İDDİA YİNE GÜNDEMDE: SABOTAJ

Hükümetin sorumluğunu örtmek üzere komplo teorileri devreye girdi.

Dolardaki artışı ‘sabotaj’a bağlamaya yönelik ilk taşı Sabah başyazarı Mehmet Barlas attı: “AK Parti iktidarı yola çıktığında Türk Lirası’ndan sıfırları atmıştı. Durum da gayet güzel devam ediyordu. Ama arkası arkasına sabotajlar geldi. Gezi kalkışması bunlara bir örnektir. Sonuçta dolar gide gide 9 TL’yi buldu”.

Oysa yaşananlar

Faiz-kur-enflasyon döngüsüne sokan zikzaklar çizen (Kendi etrafındaki sermaye ile TÜSİAD’la temsil edilen geleneksel hâkim sermaye arasında denge sağlayamadığındaki) politikanın ürünü…

Hem üretimde hem finansta dışa bağımlılığın sonucu olarak yaşanan gelişmeleri komplo ile açıklamak da bayatladı artık!

İktidarın yeni yaklaşımı TÜSİAD çevresinin çıkarlarıyla bire bir örtüşmüyor olsa da… Gelişmeleri asıl belirleyen hükümetin oluşturduğu zeminin ta kendisi!

Evet, AKP iktidarının, etrafındaki sermayenin ağırlığını koymaya başlamasıyla attığı faiz indirimleri, merkeze müdahale gibi adımlar öncesinde de durum matah değildi. 

Evet, faiz savunulası değil!

Lakin hükümetin adımları sorunları büsbütün derinleştiriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa