25 Mayıs 2021 00:58

‘Kriz yok’ ama fabrikalar kapanıyor!..

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Dünkü taze haber. Hani, doruklardan başlayarak, “Büyüyoruz…”, “Kriz falan yok…”, “Pandemiyi en hafif biz atlattık, atlatıyoruz…” diye yüksek perdeden kocaman laflar ediliyor ya!.. Alın işte: “Renault’da Üretime Ara”. 12 Haziran’da başlıyor. Hem de dile kolay, tam 40 gün. Gerekçe ne? Kapitalizmin krizi! Oyak Renault’nun duyurusu şöyle: “Bileşen tedarikinde yaşanan küresel krizin Türkiye’ye de yansıması…”Türkiye’de kriz yokmuş da dışarıdan yansıyormuş! Eee, Özal’ı bu kadar rahmetle anmayıp, Türkiye’yi dünya kapitalizmine bunca entegre etti diye övmeyerek siz de aynı yolda yürümeye devam etmeseydiniz. 1 doların 8.5 TL’ye yakın etmesi de öyle.Türkiye’de de kapitalizmin yasaları işliyor ve uluslararası kapitalizmin bir parçası olan Türkiye ekonomisi, doğal ki dışarıdan da etkileniyor. Hem “yerli-milli” SİHA’larla övünürken neden şu Renault’yu ve neredeyse baştan aşağı montaja dayalı sanayiyi millileştirmediniz ki?!TOFAŞ da bir başka uluslararası sıkıntıdan etkileniyor. Tekelci kapitalizmin olağan birleşme/yutmalarından biri yaşanıyor: Peugeot, Citroen, Vauxhall gibi markalarıyla PSA grubu ile Fiat, Chrysler, Jeep, Alfa Romeo gibi markalarıyla FCA grubu birleşiyor. Her birleşme ise “personel fazlalığı” anlamına geliyor ve öncelikli uygulama “çalışan sayısının fazlalığı” gerekçesiyle taşeronlaşmanın yaygınlaşması. İşten çok işçi olunca, patronlar dayatıyor: “Kadro falan yok, kontrat ve düşük ücret, ister çalışır ister çalışmazsın”! Pandemiymiş, krizmiş, aç açıkta kalırmış işçi -bunlar patronun derdi değil. Kapitalist bu, kârına bakar işçiyi mi düşünür!Önce TOFAŞ’ta da üretime ara verilmişti. Oradaki de sadece birleşmeden gelen sıkıntı değil, kriz de etkili, chip ve kauçuk sıkıntısı yaşanıyor. Ve kriz Ford ve Toyota da dahil, tüm otomotiv sektörünü vuruyor. Marttan başlayıp nisanda sürerek, otomotivde birer ikişer hafta üretime ara verilmişti. O zaman gerekçe gösterilen, sanki patronlar işçilerini pek sevip gözetiyormuş gibi, Pandemiydi.Renault bu yıl her ay bir hafta işi durdurdu.1-8 Mart’ta sözde “pandemi” gerekçesiyle işi durduran Renault, 15-22 Mart arasında iş durdurmayı yenilemiş, ama arada gerekçenin “tedarik zincirindeki sıkıntı” olduğunu ağzından kaçırmıştı. 3-20 Nisan arasında üretime ara veren TOFAŞ ise arayı 4 Mayıs’a kadar uzatıp pandeminin yanına asıl gerekçesini eklemişti: “… Yurt dışından gerçekleşen tedarik ve teslimat süreçlerindeki aksamalar.”19 ve 21 Mart’ta Gölcük ve Eskişehir’deki fabrikalarında ikişer hafta üretime ara veren Ford Otosan, arayı önce 4, sonra 13 Nisan’a kadar uzattı. Söze pandemi ile girip gerekçeyi “Ana ortağımız Ford Motor Company küresel tedarikçileri ile sorunun çözümüne ve ana üretim hatlarına öncelik vererek elektronik bileşenlere ait materyallerin verimli şekilde kullanmasını sağlamaya çalışmaktadır” şeklinde açıkladı.

Toyota da kervandaydı, 21 Mart-5 Nisan arasında üretimi durdurdu.

İstisnaları olsa da, genel kural işçilerin “3 kuruşluk” ücretsiz izne çıkarılmasıydı.

Otomotiv sektörü pandemi gerekçesiyle üretime ara verdiyse, ne oluyor, hazine meteliğe kurşun attığı için üretime devam diyen yönetimi mi eleştiriyordu, yoksa yine, “Kriz yok” diyen yönetime bir eleştiri mi yapılıyordu?

Pandemiyi ve işçilerin sağlığını takan yok ve hiç olmadı. Krizse, evet, Türkiye’de olduğu gibi, dünya da henüz içinden sıyrılamadı ve oradan da yansıyor. E-ticaret şirketleri, Amazon örneğin satışlarını artırdı, ama otomobil satışları düşük. Üstelik dünya ticareti ve tedarik zincirleri de yeni yeni canlanma belirtisi gösteriyor.

Otomobil tekelleri örneğin, Avrupa’da da üretime ara verip işçileri zorunlu izne çıkardı. Daimler-Benz (Mercedes), Volkswagen, Audi, Ford, Opel ve Skoda gibi otomobil tekelleri, iki hafta üretimlerini durdurdular ve bundan, sadece Daimler’in, kısa çalışma başvurusu yapılan Avrupa genelindeki 300 binden fazla işçisi etkilendi. Aynı şekilde ABD merkezli Ford, General Motors ve Fiat Chrysler, ABD’deki fabrikalarını uzunca bir süre kapattılar.

Kapitalizm, pandeminin altında kaldığı gibi krizinin de altında kaldı ve tarihin çöplüğüne atılması şart!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa