21 Haziran 2025 00:15

ABD İran’dan ne istiyor?

Bugün İsrail siyonizminin İran’a yönelik başlattığı saldırının 9. günü. Saldırılar sürüyor. ABD’nin yaptığı açıklamaya göre ‘Hava üstünlüğünü kaybeden’ İran da kendisini savunmaya çalışıyor.

İsrail ve İran karşılıklı açıklamalar yapıyor, kâh amaçlarını belirtiyor kâh karşılıklı olarak belirli bölge ve kentlerin boşaltılmasını istiyorlar. Ancak herkes biliyor ki ne yaptığı ve yapacağı merak edilen savaşın bir aktörü daha var ve yine kimse kuşku duymuyor ki gerçek aktör o: ABD. Trump, en az Netanyahu kadar konuşuyor. İran’ın teslim olmasını istiyor. İran’ın Lideri Hamaney’in yerini bildiklerini ve isteseler öldürebileceklerini, ama yapmadıklarını söylüyor. Son açıklamasıysa İran’a “Son bir şans verdiği” yolunda. Önce bir hafta demişti, sonra Beyaz Saray sözcüsü tarafından bu süre iki haftaya çıkarıldı. Trump “Diplomasiye şans veriyor”muş!

ABD, İran’dan isteneni, “Nükleer müzakerelerine geri dönmek” olarak açıklıyor. Trump, “İran’ın nükleer anlaşmayı söylediği şekilde imzalamasını, yoksa…” diye tehdit etti İran’ı. ABD ile İsrail’in açıklamalarına bakılırsa sorunun kaynağında İran’ın nükleer silah sahibi olmasını istememeleri var. İran nükleer programından vazgeçerse sorun kalmayacak görüntüsü veriyorlar. Ancak İran’ın nükleer programı ve bu alanda sağladığı gelişme Uluslararası Atom Ajansının denetiminde gerçekleşiyor ve nükleer programdan vazgeçilmesi gerçekte sadece bir gerekçe. İlk başkanlığı döneminde Trump’ın kendisi konuyla ilgili müzakerelerden çekilmişti! Ancak şimdi bu İran üzerinde baskı oluşturmanın manivelası olarak kullanılıyor. Henüz tam bir başarı kazandığı söylenemese bile ilk meyvesini verdiği de ortada. Nükleer müzakerelerin sürdürüldüğü Bahreyn’e birkaç İran uçağının indiği bilgisinin ardından Trump’tan “İran görüşmek istiyor” açıklaması geldi ve ajanslar ABD ile İran’ın görüştükleri haberini geçti.

Gerçek ne peki? İran’dan istenen ne? İsrail ve onu açıkça bir vurucu güç olarak kullanan Amerikan emperyalizmi İran’la ilgili neyi hedefliyor?

Türkiye’de yürütülen tartışmaları izleyenler ABD (ve İsrail’in) amacının “İran’ı bölmek”, güçten düşürmek için “federatif bir İran” yaratmak olduğunu düşüneceklerdir. Nedeni, Türkiye’nin politik ortamıyla medyayı da kapsayarak ideolojik atmosferinde başat olan sağlı sollu milliyetçilikken ülkede “bölünme” paranoyasının küçümsenmez bir etkiye sahip olmasıdır.

Bir yönüyle emperyalistler ve başta İsrail olmak üzere iddialı bölge güçlerinin Kürt sorununu Türkiye’nin “yumuşak karnı” olarak değerlendirmelerinin önünü alabilmek amacıyla “Terörsüz Türkiye” kampanyasına da ağırlık verilmişken savaşın amacının “İran’ı bölmek” olduğu üzerinde yoğunlaşılması anlaşılmaz değil.

Gelişmelerin bu yöne kayabilmesi olanak dışı değil. İran çok sayıda ulustan bileşiyor ve Farslar dışındaki ulusların ulusal haklarını tanımıyor. Azeriler, Beluciler, Kürtler, Araplar ulusal hak eşitliğine sahip değiller. Bunlardan Kürtler yakın zamanlarda rejime karşı silahla direndi, Pakistan’la İran arasında bölünmüş Belucilerse bütünüyle hareketsiz değil. Ve özellikle on yıllardır CIA’nın Azeriler içinde çalıştığı, ABD’nin amacına varmak için etnik ve dinsel/mezhepsel sorunları kullandığı biliniyor. Yine kullanmaktan çekinmeyecektir. Ezilen ulusların sorun ve taleplerinin istismarı ve İran’ın ABD’nin etkisinde federatif yapılar vb. halinde bölünmesi olası gelişmelerden biri olabilir; ancak bu ne tek seçenektir ne de ABD (ve İsrail’in) amaçladığı bundan ibarettir. Amaç İran’a egemen olmak, onu Amerikan emperyalizminin dümen suyunda bir ülkeye dönüştürmektir.

ABD, HAMAS’ın İsrail’e yönelik saldırısını fırsata çevirerek İsrail’in önünü açmış ve bölgeyi Amerikan-karşıtı güçlerden temizleyip emperyalist rakiplerini dayanaksız bırakarak Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmeye girişmiştir. Filistin’in ardından Lübnan’da bunun adımları atılmış, Suriye’de Suudilerle Körfez emirliklerinin desteğinde Türkiye ve İsrail’in inisiyatifiyle rejimin değiştirilmesi sağlanmış ve sıra İran’a gelmiştir. Şimdi İran rejimine boyun eğdirilmesi ya da devrilerek örneğin Pehlevi Hanedanının yeniden işbaşına getirilmesi seçenekleri sunuluyor İran’a. Bölünmesi ya da başka olasılıklar üzerinden yürünmesi bu stratejik hedefe bağlanmış durumda.

Tabii her zaman ve bugün bir de direniş seçeneği de var. Ortadoğu ve dünya halklarının desteğinde İran halklarının zorluklar içinde olsa bile direniş yolunu tutması ihtimal dışı değildir.

ABONE OL

Mustafa Yalçıner

ABD İran’dan ne istiyor?
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et