04 Nisan 2021 00:44

3. yılında Ekoloji Birliği nereye gidiyor?

Protestocu köylüler

Fotoğraf: Özer Akdemir

PAZAR
Paylaş

Ülkenin değişik yerlerindeki yerel ekoloji direnişlerinin ortak mücadele örgütü, dayanışma ve iletişim ağını yaratma çabalarının bir sonucu olan Ekoloji Birliği (EB) yaklaşık üç yıl önce, 24-25 Mart 2018 tarihinde 55 yerel ekoloji örgütünün Eskişehir’de yaptığı toplantının ardından kuruluşunu ilan etti. 11-12 Kasım 2017 Bergama toplantısı ile başlayan bu sürecin ilk adımı farklı bölgelerden 11 çağrıcı örgütün kendi yerellerindeki ekoloji örgütlerini Bergama’da toplantıya çağırması ile atıldı. Gerek iki gün süren Bergama toplantısı, gerekse bundan birkaç ay sonra 24-25 Mart tarihlerinde yoğun gündemlerle geçen Eskişehir toplantılarında, neden bir araya geliyoruz, neden ortak bir mücadele zemini ve ağına ihtiyaç var, ilkelerimiz, mücadeleye bakış açılarımız ne olmalı, nasıl bir örgütlenme biçimi gibi onlarca başlık tartışıldı.

Bu başlıklar Bergama ve Eskişehir toplantılarına katılan bütün platform, dernek, oluşumlar tarafından öncelikle kendi örgütlenmeleri içerisinde değerlendirilip, daha sonra bu iki toplantıda diğer katılan örgütlenmelerle paylaşıldı, tartışıldı. Yani EB, yerel ekoloji mücadelelerinin tabanında yapılan uzun tartışmalar sonucunda şekillendi ve kuruldu.

Bütün bunları neden mi yazdım? Kurucu eş sözcülerinden birisi olarak EB’nin son dönemde içinden geçtiği süreç konusunda görüşlerimi ve endişelerimi paylaşmak istiyorum. Bu nedenle EB’nin oluşum süreci ve tabandan yukarıya doğru gelişen kuruluş öyküsüne özellikle atıfta bulunan bir girizgah yapma ihtiyacı hissettim.

‘BİRLİK İÇİNDE CİDDİ KAFA KARIŞIKLIĞI VAR’

EB’nin özellikle pandemi nedeniyle yüz yüze gelinemediği, internet üzerinden yapılan toplantıların şekillendirdiği bu süreçte kuruluş felsefesi ve örgütlenme biçiminden farklı bir alana doğru savrulduğunu düşünüyorum. Birlik içerisinde son dönemde ciddi bir kafa karışıklığı yaşandığını görüyorum.

Şöyle ki; EB yukarıda da bahsettiğimiz gibi kuruluş sürecinden günümüze kadar tabandan yukarı doğru bir örgütlenme anlayışıyla kuruldu. Oluşturduğu bütün çalışma grupları, meclisler, komisyonlar, yürütme kurulu ve bölge toplantıları da bu doğrultuda şekillendi. Ekoloji mücadelesi kendi örgütsel, eylemsel ve araçsal ihtiyaçlarını kendisi belirlerken, EB’de bu ihtiyaçların giderilmesi için çaba gösteren bir yapı olarak kendini konumlandırdı.

‘KADIN VE GENÇLİK MECLİSLERİ KURULDU’

EB’nin şubat 2021’de yapılan olağanüstü meclis toplantısındaki tartışmaların ardından, henüz örgütlenme biçimi, EB ile nasıl ilişkileneceği ve genel örgütlenme şemasındaki yerine dair ortada genel kabul görmüş metinler olmasa da ‘kadın ve gençlik meclisleri’ adı altında iki yapı kurulması kararlaştırıldı.

Baştan söyleyelim ki, ‘EB Gençlik ve Kadın Meclisleri’ adı altında oluşturulan yapılar yerel ekoloji mücadelelerinin, örgütlerin, hareketin ihtiyacı olarak şekillenmedi. Bu yapılar, bir grup EB bileşeni örgüt temsilcisi tarafından ‘çalışma grupları’ olarak ortaya atılsa da sonrasında ayrı birer örgütlenme perspektifine büründürüldü. EB Kadın ve Gençlik Meclislerini öneren bileşen temsilcileri bu örgütlenmeleri kendi örgütlerinde bile yeterince değerlendirmediler. Yani aslında bu önerilen yapılar yerel hareketlerin ihtiyacı doğrultusunda ortaya çıkan ve EB’nin diğer bileşenlerine sunulan yapılar değil. Bu halleriyle tabandan değil tabiri caizse tavanda-tepede oluşturulup, EB bileşenlerine ‘dayatılan’ yapılanmalar. Dolayısıyla her şeyden önce EB’nin örgütlenme anlayışı ve ekoloji mücadelesi bakış açısına da ters.

Öte yandan EB, ülkedeki ekoloji mücadelelerini birleştirmeye çalışırken, mücadele en olmadık yerinden, yaş ve cinsiyet kategorilerinden bölünmek istenmekte. Bunun mücadeleyi geliştirmeyeceğini, aksine ortak mücadelenin bu şekilde bölünmesinin EB’yi oluşturan temel yaklaşımlara ve nihayet mücadelenin kendisine zarar vereceğini görmek gerekiyor.

Ekoloji mücadesindeki kadınların ve gençlerin dayanışması ya da bu mücadeleye daha aktif ve fazla katılımının hedeflenmesi ya da adına meclis-komisyon-çalışma grubu ne denirse densin ekolojik bilinç oluşturma çalışmaları yapmak üzere bir araya gelmeleri başka bir şey, örgütün içinde ayrı bir kadın ve gençlik örgütü çıkarmak başka şey!

‘ÜSTTE’ ÖRGÜTLENİP TABANA ‘GİYDİRİLMEYE’ ÇALIŞILDI

Yerel ekoloji mücadelelerinin ihtiyacı üzerinden şekillenmedikleri, tam tersi ‘üstte’ örgütlenip hiyerarşik bir şekilde tabandaki bileşen örgütlere ‘Giydirilmeye’ çalışıldıkları için EB’nin gövdesine de uymayan yapılar bunlar. Bu nedenledir ki EB’nin ana gövdesini oluşturan yerel mücadelelerde de bir karşılık bulacağını sanmıyorum. Çünkü yerel mücadeleler ‘Birlik’ten çeşitli kategorilerde ayrı ayrı örgütlenmeler yaratılmasını değil, dayanışmanın ve ortak direniş ağının örülmesi yönünde çaba göstermesini bekliyorlar.

Ayrı örgütlenmelerin güçleri böleceği en son iklim grevi sürecinde yaşanan eylemliklerde de görüldü aslında. Bazı yerlerde EB bileşenleri ile kendilerine ‘EB Gençlik Meclisi’ adını veren gençler, aynı konuda, aynı yer ve saat dilimi içerisinde ayrı ayrı eylemler, basın açıklamaları yaptılar. Bu ortak mücadelenin ve güçlerin bölünmesi değil midir?

‘KADIN VE GENÇLİK MECLİSLERİ YANLIŞINDAN DÖNÜLMELİ’

Kadınların ve gençlerin ekoloji mücadelesi içerisinde daha aktif olarak yer alması, gençlik mücadelesi ve kadın hareketinin ekoloji mücadelesi ile birleştirilmesi düşüncesi zaten EB’nin temel metinlerinde de var. Öte yandan mücadelenin bölünmesine yol açan, kendi eş sözcüleri, yürütme kurulları, ayrı karar mekanizmaları ile ‘Meclisin içinden iki ayrı meclis, iki ayrı örgüt çıkarmak EB’yi bir anda üç meclisli parçalı bir yapı haline getirir. Oysa dün olduğu gibi bugün de ekoloji mücadelesinin ayrışmaya değil Birlik’e ihtiyacı var. Mücadeleyi yaş-cinsiyet-meslek vb. kategorilerinde ayrı örgütlenmelerle bölmek değil tam aksine birleştirmek için çaba harcamak daha doğru olmaz mı?

Ekoloji Birliği ülkedeki ekoloji mücadelesini büyütme ve birleştirme perspektifi ile yol alacaksa, her şeyden önce yerel mücadelelerin sesi, ihtiyacı ve yönelimlerini dikkate almalıdır. Bu nedenle hareketin kendi iç dinamiklerine aykırı bir şekilde tepede oluşturularak yerel bileşenlere dayatılmak istenilen ‘Kadın ve Gençlik Meclisleri’ yanlışından dönülmesi gerektiğini düşünüyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...