07 Temmuz 2020 00:45

Demokrasilerde seçimin yeri

Fotoğraf: MA

Paylaş

Çoğu kişinin “Bu kadarı da olmaz” dediği o kadar çok şeyin gerçekleştiğine tanık olduk ki, artık herhalde ne tür gelişmelerle karşılaşılırsa karşılaşılsın şaşırılmayacaktır. Ancak buradan teslimiyet değil, hem şaşkınlığa düşmemek üzere kafalarda hem de aşılmaları bakımından pratikte her türlü girişime karşı hazır olmak gerektiği sonucu çıkar.

Şu son “çoklu baro” girişimini alalım. Yeni hazırlanan yasa taslağında; 31 Aralık 2019 itibariyle 89 üyeli Gümüşhane Barosuyla 4 bin 757 üyeli Antalya Barosunun Birlik seçimlerinde 4’er delegeyle temsil edilmeleri savunulmaktadır. Gerekçe, bunun demokratik olacağı iddiasıdır. Genel seçimlere uygulayın. Bir yasa değişikliğiyle, 2 vekilli Gümüşhane ile 16 vekilli Antalya’nın, aynı sayıda ve 10’ar vekil çıkaracaklarını düşünün!

Burjuvazi egemen sınıf olsun ya da olmasın, burjuva içerikli demokratik hak ve özgürlüklerle karakterize demokrasilerde seçimlerin yeri nedir? Siyasal düzenin ya da devlet biçiminin demokratik olup olmadığını, seçimler mi, halktan oy kullanmasının istenip istenmemesi mi belirler?

“Halkın iradesi” ya da “milli irade” denir. Bununla, seçimlerde oyunu kullanan halkın, toplam iradesini ortaya koyarak, ülke yönetimini belirlediği ileri sürülür. Adaylar gösterilmiş, kimlerin seçileceğini kararlaştırmak üzere sandıklara oylar atılmıştır. Sandıktan parlamentoda çoğunluğu sağlayacak sayıda vekil çıkaran partinin başbakanlık ya da başkanlığı kazanıp karacağı bir kabineyle ülkeyi yönetmesi demokrasi olarak ilan edilir.

Seçimsiz demokrasi olmaz. Ama, seçimler demokrasilerin yeterli şartı mıdır? Başka herhangi bir koşula ihtiyaç göstermeden, seçimle demokrasi arasına bir eşit işareti konabilir ve olan “halkın iradesi” gerçekleşeceğine göre, bu iradenin serbestçe oluşmasının koşulları önemsiz sayılabilir mi?

Ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü yoksa, sandıkta belirlenecek halkın iradesinin serbestçe oluşabileceğinden söz etme olanağı yoktur. Bireyler düşüncelerini serbestçe ifade edemeyecekleri gibi, yayarak başkalarını ikna edip görüşlerine kazanma olanağından da yoksun bırakılacaklar ve halk iradesinin özgürce oluşması engellenmiş olacaktır. Hele bireylerin ötesine geçilerek, halkın iradesinin, bugün Türkiye’de olduğu gibi, partilerin katıldıkları toplumsal siyasal mücadele aracılığıyla gerçekleşmesi varsayıldığında, bu mücadelenin serbestçe ve eşit koşullar altında yürütülememesi durumunda, halk iradesinin serbestçe ve demokratik biçimde oluşması olanaksızdır.

En başta, eşitçe kullanılabilecek demokratik bir hak olarak, örgütlenme özgürlüğü var olmalıdır. Bir ya da birkaç parti engelsizce örgütlenebiliyor, ama muhalif olanların türlü baskılarla örgütlenmelerinin önü kesiliyorsa, istendiği kadar seçim yapılsın, demokrasiden söz edilemeyecektir. Örgütlenme engelleri, toplantı ve gösterileri ya da bildiri ve afişlerinin sudan gerekçelerle yasaklanması veya bazılarına yapılırken başka partilere yapılmayan hazine yardımları olabileceği gibi, vekilliklerinin düşürülmesi, üyelerinin tutuklanmaları ya da kazandıkları belediyelerin kayyum atamalarıyla ellerinden alınmaları da olabilir. Ya da basın özgürlüğü. Bazıları sınırsızca yararlanırken, diğer bazı partilerin haberlerini veren gazete ve TV kanalları zorluk çıkarılıp kapatılıyorlarsa, seçim yapılsın yapılmasın ya da kaç seçim yapılırsa yapılsın, halkın iradesinin özgürce gerçekleşmesinden söz edilemez. Seçim, yapılsa bile, komediden öteye geçmez.

Dolayısıyla, seçimlerin, ancak ifade, örgütlenme, toplantı ve gösteri, basın özgürlükleri türünden demokratik hak ve özgürlüklerin varlığı koşullarında bir anlamı olabilir. Ve yalnızca seçim ve sandık demokrasinin göstergesi sayılamaz. Eğer demokratik hak ve özgürlükler yoksa ya da ciddi ölçülerle engellenmekteyse, öncelikle bu hak ve özgürlükler için mücadele şarttır ve seçimler onların kazanılmalarına koşut olarak anlamlanırlar. Buysa, demokrasi ve demokrasinin sahiplenilmesi açısından, hiçbir koşulda sokağın, yani hak mücadelesinin sandığın ardına süpürülüp atılamayacak olması demektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...