31 Mart 2017 00:51

Şenlikten yangına

Şenlikten yangına

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Fransız sinemasında 90’lardan en çok bilinen filmlerdendir Protesto. Kassovitz’in filmi Paris gençliğinin bir gününü anlatır. Film isimleri pek manidar. Filmin orijinal adı ‘La Haine’, kin, nefret anlamına geliyor, örgütlü protesto değil olsa olsa tepki konu ediliyor. O zamanlar göçmenlere kimlik vurgulu yaklaşma adeti şimdiki kadar yaygın değildi, yabancı kahramanlarını sevimli göstermek için de özel çaba harcanmamıştı, sıkışmış, öfkeli, genç insanlardılar. Bu filmin, Nocturama’nın onunla özel bir ilgisi yok aslında, isyankâr gençlik filmleri geleneğinin son örneklerinden biri olması dışında. Ki Fransa sinemasında, hakikatte olduğu gibi kuvvetli bir gelenektir, bunun 68’i var, daha da öncesi var. Avrupa’nın ve dünyanın durumunda, sinemada da daha fazla örneğini görmeyi bekleyebiliriz pekâlâ. 

Bir de adının macerası yine ilginç. Çünkü filmin ilan edilen ilk adı, ‘Paris bir şenliktir’ anlamında ‘Paris est une fête’ idi. Hemingway’in Paris yıllarını anlattığı kitabının adından esinlenmişti. Ama filmin çıkmasına yakın Kasım 2015 Paris saldırılarının ardından bu isim yakışıksız geldi ve Nick Cave’in albüm adında karar kılındı. Nocturama gece görüşü anlamına geliyor ve hayvanat bahçesinde gece faal olan canlıların olduğu bölüme deniyormuş. Müzisyen de olan yönetmen Bonello, adın Yunanca ve Latince kırması olmasını sevmiş, ama bizde gösterime çıkarken daha anlaşılır bir ek yapıldı, en azından Filmekimi’nde: Nocturama Paris Yanıyor. 

Aynı yaşlarda, farklı sınıflardan ve kesimlerden bir grup genç anlatılıyor filmde. Kahramanların günlük hayatlarından kesitler izlemeyiz, sadece kararlı adımlarla yola çıkışları, birtakım paketleri bir yerden bir yere bırakıp metroda buluştukları görülür. Renklerine, giyimlerine bakarak, içlerinde siyah da beyaz da, zengin de yoksul da olduğu anlaşılır. Herkes görevini yerine getirir, eş zamanlı olarak Paris’in farklı yerlerinde bombalar patlar. Silahlı çatışma da çıkar ve eylemciler bir alışveriş merkezine saklanırlar. Kahramanları asıl bundan sonra tanımaya başlarız. 

Bombalama deyince aksiyonu bol bir film gibi gelebilir, ama çoğu bu saklandıkları yerde birbirleriyle sohbetleri, gerilimleri, duyguları, sorgulamaları üzerine. Tam da değil gibi, yani işin bu kısmı çok belli belirsiz, daha çok duygu üstüne. Yaratıcı olan kısım burası değil. Tartışmalar acımasız şiddet yanlısı ile pasifistin atışması misali, olabildiğince yüzeysel ve mükerrer. Bir yandan eylemcilerin siyasetleri olabildiğince belirsiz bırakılıyor, şehirde bombalı eylemler yaptıkları halde, ne dinci ne milliyetçi bir örgüt olmasalar gerek. Ama iki siyasi cümleyi bir araya getirmekte zorlanan gençler, neden bir arada durduklarını anlamak güç, eğer her sınıftan gençte ortak olan öfke yüzeyselliğinde değilse, o diğerleri gibi. Bir yandan da, birtakım muhabbetler yapılıyor, tartışmalar yaşanıyor, mesajlar veriliyor, bütün utangaç apolitizme rağmen. Yoksul gençlerin lüks mağazalarda pahalı sefalar sürmesinden çıkan mesaj kadar. Böylesi belirsizlikler genellikle seyircinin, kendi hayatına hiç benzemese de duyguyla özdeşlik kuruvermesini kolaylaştırır. Filmin duygusunu yakalamak kolay olmayabilir, çünkü çoğunlukla sessizce oturan ve sıkılan insanları izlemeyi içeriyor. Ancak duygusu paylaşmaya müsait, öfke zaten cepte, hatta hem kararlı hem şaşkın yoldaşlıkları da öyle. Üzerine düşünmeye de uygun; bu yukarıda bahsedilen isyankâr gençlik filmleri ortalamasından daha iyi olmayarak. 

İlginçleşen bir şey varsa, sonlara doğru müzik ve ses tasarımı için söylenebilir. Zaten, film o klip benzeri sahneler için çekilmiş dense ayıp olmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...