03 Nisan 2016 01:00

Kamulaştırılan kimindir?

Kamulaştırılan kimindir?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir kuşağın öyküsünü bence gayet başarılı anlatan Bahoz’u (Kazım Öz, 2008) izleyenler de anımsar. İstanbul kitap fuarına gitmeye hazırlanan öğrencilerin içinde yer alan Cemal, arkadaşlarının kitapları çalma planlarını hayretle izler. Sonunda o da katılır aralarına, bir tür eğlencedir bu. Gülüşerek yürürlerken bu eylemin hırsızlık olup olmadığı, etik olarak neye tekabül ettiği konuşulur ve nihayet içlerinden fırlama olanı “Yahu kamulaştırma bu,” der. Konu kapanır.

Askerlik yapanlar bilir, “yer değiştirme” denir. Bir uyanmışsın jilet yok. Bir sonraki sabah köpük de yok; e jileti alan köpüğünü de alır haliyle. İlkin kızarsın, sonra alışırsın. Çok kıymet verdiğin bir şey gitmeyene kadar da öfkelenmezsin pek. Olur öyle, herkesin ihtiyacı olur o tuhaf yerde.

Bir de taşranın hırsızlarına dair efsaneler dolaşır daima. İki kardeş biliyorum ben mesela, ağabeyleri üzerine de ayrıca konuşmuşluğum var (Zeki Demirkubuz’un Masumiyet’ine şahit olmuştuk neredeyse bütün detaylarıyla, -isimler dahil). İki kardeş mesela, kışın ortadan kaybolurdu, “Ha onlar işe gitmişler,” denirdi mesela. Kendi memleketlerinde asla hırsızlık yapmadıkları, kafalarını kessen öyle bir şeye girişmeyecekleri, hatta hırsızlık yapanlara mani oldukları konuşulurdu. Uzaktan, hafif ürkerek ama sanırım içten içe takdir ederek konuşurduk haklarında küçük yaşlarda. Sonra başkalarından da duydum benzer şeyleri; taşranın hırsızı kendi memleketinde hırsızlık yapmaz, gider dışarıda mesleğini icra eder, yakalanmamışsa da döner kendi memleketinde o parayı yerdi. Bu yaz son model bir arabayla dolaşan iki kardeş, gelecek yaz cezaevinde olurdu, ondan sonraki yaz bir gözünün üzeri mor dönerdi, takip eden yaz da ailelerine ev alıverirlerdi. Tuhaf bir silsile, çok yakınına sokulmadıkça anlaşılamayacak bir etik bunalım.

İstanbul için çok görünür bir “mahalle” örneği var. Sonradan devletin taktığı adla “Mustafa Kemal Mahallesi” olan, Ümraniye ilçesi sınırlarındaki “1 Mayıs Mahallesi”. Kimileri için de “Çayan Mahallesi”. Şükrü Aslan’ın İletişim Yayınları’ndan çıkan 1 Mayıs Mahallesi - 1980 Öncesi Toplumsal Mücadeleler ve Kent’te  tafsilatlı bilgi var ama çok kabaca alıntılarsak: 1960-80 arasında toplumsal değişimlerin ve mücadelelerin hem tanığı, hem sanığıdır bu mahalle. Mahallelinin evlerine sahip çıkması, devletin istimlakı, isim değişiklikleri, devrimci güçlerin muhtelif deneyimi... Bu meyanda, 1 Mayıs Mahallesi (aka Mustafa Kemal Mahallesi) halk ile vatandaş arasındaki derin ayrımın çok görünür olduğu, billurlaştığı emsallerden biridir.

KAMU KİM, DEVLET KİM DİYARBAKIR NEREDE?

Kamu kimdir? Kökeni eski Türkçe; “kamug” referansı var sözlükte. Manası çok açık: “Bir memleketteki halkın bütünü, amme.” Cumhur yani bir bakıma. Halk. Yan yana yaşayan, en azından yan yana yaşamak zorunda kalan ve bu zorunda kalmayı normalleştirmeye gayret eden herkes. Devlet kim? Bu kamunun oluşturduğu bütünün hukuki temellerle tecessüm etmesi, şahsiyet kazanması. Diyarbakır nerede? Türkiye Cumhuriyeti’nin güneydoğusunda. Sancak olmuş, başkentlik yapmış, içinden nice mühim isim çıkarmış, Kürt Özgürlük Hareketi’nin en mühim merkezi olmuş, cezaevinde binlerce zulüm yaşanmış, son birkaç senedir bütün dünyanın kulağını kabarttığı bir mektubun mahfili olmuş şehir. Kalbi neresi? Sur. Sur’da devletin terörist dediği, kamunun ise kardeş bellediği insanlarla devlet arasında çatışmalar vardı. Ve bu çatışmaların sonunda yanmış yıkılmış mahalleyi devlet “acil kamulaştırma”ya karar verdi.

Hangi kamuya? Hangi kamunun? Soru işaretleri. Dilerseniz cümlenin başına koyun, yanıtı açık sorular. Kime? Kamuya.

Belki bir gün devlet de doğru cevaba yaklaşır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...