31 Ekim 2015 01:00

AKP'nin tek başına iktidar umudunu gömmek için oylar HDP'ye

AKP'nin tek başına iktidar umudunu gömmek için oylar HDP'ye

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yarın Türkiye “sandık başı”nda olacak.
1 Kasım milletvekili seçimi, son 20 ayda gidilen dördüncü, son beş aydaki ikinci seçim olacak.
Ama daha seçim yapılmadan; “Sonuçlar 7 Haziran’a yakın olursa 1 Kasım’dan sonra bir ‘erken seçim’ daha olur mu”, “Dört partinin girme ihtimali olan Mecliste beşinci bir parti de doğar mı?” tartışmaları eşliğinde gidiliyor 1 Kasım seçimine.
Yarın seçim var ve doğal olarak, seçimde oy vermenin önemi, seçimin sonuçlarının ne olacağı, kime oy verilirse Türkiye’nin ve halkın yararına olacağı... Konuşuluyor ama halkın ve siyasetin gündemi bundan ibaret değil. Tersine, “çözüm süreci”, “eylemsizlik ve ateşkes”, Kürt sorununun demokratik çözümü, Hükümetin Suriye politikası ve bu politikanın son günlerde Rojava’yı, PYD-YPG’yi hedefe koymaya yönelmesi, IŞİD’li terörün böylesi boy vermesinde ve Ankara’nın göbeğinde barış ve özgürlük talep eden yığınlara saldırarak 102 kişiyi katletmeye kadar varmasında Hükümetin uyguladığı politikaların rolü, bölgedeki savaş ve barışa dair yeni Osmanlıcılığın amaçları, rolü, en başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere özgürlükler, gazetelerin, televizyonların “kayyuma” devredilme adına AKP’nin “medya havuzu”na atılmaları ...da en az seçim kadar gündemde. Dolayısıyla halk, bütün bu konuları, tartışarak gidiyor 1 Kasım seçimine!
Evet bütün bu tartışmalar yapılarak seçime gidiliyor ama 1 Kasım seçiminin doğrudan sonuçları bakımından asıl sorun AKP’nin “tek parti, tek lider”, “fiili başkanlık” yönetimi dayatmasını, buna dayanak yapacağı “AKP’nin tek başına iktidar” umutlarını da betona gömüp gömemeyeceğidir. Çünkü, seçimle işbaşına gelen ama 7 Haziran seçiminin sonuçlarını tanımayarak ve ülkeyi 1 Kasım’da yeniden seçime zorlayarak, seçimle iktidarı bırakmak, hatta diğer partilerle paylaşmak niyetinde olmadığını gösteren AKP, 13 yıllık iktidarı ile siyasi ortamı öylesi netameli hale getirdi ki, partiler arasında bir koalisyon olup olmama ihtimali bile çok zor görünüyor.
7 Haziran seçimi, AKP’nin “muhafazakar toplum” planını ve bu planın koçbaşı olacak “başkanlık sistemi” hayalini betona gömerek, AKP’nin artık geri alamayacağı bir kazanım sağladı. Ama Erdoğan ve AKP’si, bu hayallerini Anayasa ve yasalar çerçevesindeki girişimleriyle geçekleştiremeyeceğini görünce şimdi, “AKP’nin tek başına iktidar olması” ve başlıca devlet mekanizmalarını ele geçirmişliğinden yararlanarak, “fiili başkanlık”la bu amaçlarını gerçekleştirmek için “erken seçimi” zorladı. Onun içindir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Resepsiyonu’nda, “1 Kasım seçimi, 2023 hedeflerimiz için bir kırılma seçimidir” diyerek, 1 Kasım seçiminin kendileri için önemini ve amaçlarını da seçime iki gün kala yineledi.
Bu yüzden 1 Kasım seçimi, AKP’nin “tek parti, tek lider”, “fiili başkanlık” dayatmalarına hayır diyen ve “tek başına iktidar” umutlarını da betona gömen bir seçim olarak gerçekleştiği ölçüde demokrasi mücadelesinin ilerlemesine katkı sağlayan, barış mücadelesini güçlendiren bir seçim olacaktır.
Elbette sadece 1 Kasım’da seçim olacak olması seçimden beklenen sonuçları kendiliğinden getiremez. Tersine bu sonuçların gerçekleşmesi için; işçilerin, emekçilerin, her kesimden halkın, demokrasi güçlerinin oylarını; demokrasi mücadelesinin geliştirilmesi, özgürlüklerin sınırlarının genişletilmesi, işçi sınıfı ve emekçilerin haklarının daha özgürce kullanılacağı bir Türkiye için yeni adımların kolaylaşacağı, halkların kardeşleşmesi ve bölge ve Türkiye halklarının barış içinde yaşama mücadelesinin ilerletilmesi için kullanması gerekir.
Peki öyleyse, kime oy vereceğiz?
Elbette ki mevcut seçime giren partiler içinde bu amaç ve hedeflere en açık yaklaşan, bu mücadeleler içinden çıkıp gelen partiye oy vereceğiz!
O parti de tartışılmaz biçimde HDP’dir!
Onun için 1 Kasım seçiminde de tıpkı 7 Haziran’da olduğu gibi “Oylar HDP’ye” diyoruz!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...