06 Eylül 2015 01:00

Göçler ve Kemal Özer

Göçler ve Kemal Özer

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Aklımdayken gençlere hatırlatıvereyim, günlük olayları başarıyla şiire yansıtmak , Türkiye’nin tarihini şiirle yazmak Kemal Özer’in hüneriydi. Yalnız bizim iklimimiz, yakın coğrafyayla yetinmez Olimpiyat stadyumlarına uzanırdı. Kırk günlük yolda yaprak kıpırdasa duyardı.  
Kemal Özer (1935, İstanbul - 30 Haziran 2009, İstanbul), çocukları, göçleri , işçileri yazarken fotoğrafları da kullanırdı. O küçük çocuğun karaya vurduğu fotoğraf,  bana onun yazdığı bir şiiri, göçmen çocuğunun annesine sorduklarını anımsattı bir an:
Bana öyle demedin mi
sınırı geçince ne korku ne gözyaşı
bana öyle demedin mi
 yalnız gerekeni alırız yanımıza
 bana öyle demedin mi, geçince sınırı
üzülüp durmayacak  yüreğin
Neden hâlâ üzülüyorum
sınırı geçmedik mi anne?
Kitabının adı Göçe Zorlanan’dı. Şimdi  sokakta hangi perişan çocuğa gözüm ilişse, hangi esmer yüzü, kıvırcık saçı görsem,  Kemal, fısıldıyor sanki:
Bir yangın koşuşturmasıydı  o gün
yeri göğü alıp alıp savuran
kapımızı namluların çaldığı
Günler umudun yaşaması için zor günler. Sınırları aşarak güzel bir yaşama ulaşamıyor kimse. Ekmeğini yemek, suyunu içmik için bir gölge bulamıyor.
Bu yüzden Kemal Özer  1993’te sormuş , ben de bu soruya katılmasam olmaz:
Kimin yüreği bölünmeden kalabilir
yeryüzü gurbete dönüştüğü zaman?
Yeryüzünün gurbete dönüşmesini engellemek ellerimizde değil mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa