21 Haziran 2015 01:00

'Evlerde el kızları'

'Evlerde el kızları'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Epeydir dilime takıldı.  Ferhunde Özbay’ın kitabının adı: Evlerde  El Kızları: Kitabın tam adı Evlerde El Kızları: Cariyeler, Evlatlıklar Gelinler. İletişim Yayınlarında 2002 yılında basılmış. Ben Halide Edip Adıvar’ın Döner Ayna’sına (roman, Can Yayınları) Ayşe Durakbaşa’nın yazdığı “Sonsöz”de gördüm. Evlerde El Kızları yazarının kitabını özetleyişi çok öğretici, “ hane halkı içinde ‘bizimkiler ve ötekiler’ diye ayrılan kadınlar üzerinedir... Aileden biri olarak sayılmasalar da hizmetçiler de evlerde öteki kadın konumundadırlar.”

Evlatlık kurumu daha çok kız çocuklarına yönelik, daha iyi bir hayata kavuşması umuduyla yoksul ailelerinin seçtiği  bir kölelik kurumudur. Halit Ziya Uşaklıgil’in Ferhunde Kalfa  öyküsü  evin kızından ayrı bir biçimde davranılmayacağı vaadiyle yoksul ailesinden alınan, çeyizi yapılıp uygun bir kişiyle evlendirilmesini beklerken  evin her santimetresine emek veren bir  evlatlığın öyküsüdür . Ama bu kızın bütün yaşamı  ailesi saydığı  evdekilerin keyfine bağlıdır. Reşat Nuri Güntekin’in Kızılcık Dalları da evlatlık oluşun neler getirdiğini ve gizli fuhşa açılan yanını irdeler.  

Bu evlatlıkların Cumhuriyet dönemi yaşamlarını Afet (Muhteremoğlu) Ilgaz  Bedriye’de yazmıştı. Bedriye görünüşte okumuş bir ailenin yadımcısı/evlatlığıdır. Ama...

Döner Ayna (Can Yayınları, 247 s. 20TL) bütünüyle bir evlatlık romanı değil. Kadın, nikah ve nikah dışı çocuklar sorununun ve bu sorunun toplumdaki statü belirtilişindeki rolünün irdelendiği bir roman.

Döner Ayna’nın kahramanı Hanife bir ağanın nikahsız doğmuş kızıdır. Annesinin nikahsızlığı yüzünden durumu sürekli başına kakılır. Bir gün baba evine döner ama tam evlilik arifesinde babasından öc almak isteyen bir yanaşma tarafından kaçırılır. Annesinin ötekileşmesini yaşaması ve kaçıranın tehditleri polis karşısında doğru ifade vermesini engelleyecektir. Bütün korkusu bir çocuğu olması ve onun yaşadıklarını yaşamasıdır.

Okur  adını gizlemeye zorlanan Hanife ile beyaz zehir kaçakçılarını, Beyoğlu’nun arka sokaklarını, birlikte yaşadıkları kadını evişçisi olarak çalıştırıp onların parasını yiyen, onlar üstünde cinsel zorbalık yanında her türlü baskıya yasal hakkı olduğuna inanan kabadayıları tanır. Bu arada bu kadınlar için tek korunma yolunun emeğinin asıl fiyatını saklamak olduğunu öğrenir. Neyse ki ortaya  Sinekli Bakkal romanının Arnavut bahçıvanı (ve paşa damadı, binbaşı)  Bilal çıkıp Hanifeye aşık olacak,onunla evlenerek onu bütün emekleri sömürülenler adına mutlu bir hayata kavuşturacaktır.

Ne var ki, nikahsız beraberliklerin çocuklarının durumu, kimliksiz kadın ve çocuklar sorunlarıyla bir çok ülkede birlikte yaşamaktadırlar. Tüm sömürülmeleri de sürmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...