'Evlerde el kızları'
Fotoğraf: Envato
Epeydir dilime takıldı. Ferhunde Özbay’ın kitabının adı: Evlerde El Kızları: Kitabın tam adı Evlerde El Kızları: Cariyeler, Evlatlıklar Gelinler. İletişim Yayınlarında 2002 yılında basılmış. Ben Halide Edip Adıvar’ın Döner Ayna’sına (roman, Can Yayınları) Ayşe Durakbaşa’nın yazdığı “Sonsöz”de gördüm. Evlerde El Kızları yazarının kitabını özetleyişi çok öğretici, “ hane halkı içinde ‘bizimkiler ve ötekiler’ diye ayrılan kadınlar üzerinedir... Aileden biri olarak sayılmasalar da hizmetçiler de evlerde öteki kadın konumundadırlar.”
Evlatlık kurumu daha çok kız çocuklarına yönelik, daha iyi bir hayata kavuşması umuduyla yoksul ailelerinin seçtiği bir kölelik kurumudur. Halit Ziya Uşaklıgil’in Ferhunde Kalfa öyküsü evin kızından ayrı bir biçimde davranılmayacağı vaadiyle yoksul ailesinden alınan, çeyizi yapılıp uygun bir kişiyle evlendirilmesini beklerken evin her santimetresine emek veren bir evlatlığın öyküsüdür . Ama bu kızın bütün yaşamı ailesi saydığı evdekilerin keyfine bağlıdır. Reşat Nuri Güntekin’in Kızılcık Dalları da evlatlık oluşun neler getirdiğini ve gizli fuhşa açılan yanını irdeler.
Bu evlatlıkların Cumhuriyet dönemi yaşamlarını Afet (Muhteremoğlu) Ilgaz Bedriye’de yazmıştı. Bedriye görünüşte okumuş bir ailenin yadımcısı/evlatlığıdır. Ama...
Döner Ayna (Can Yayınları, 247 s. 20TL) bütünüyle bir evlatlık romanı değil. Kadın, nikah ve nikah dışı çocuklar sorununun ve bu sorunun toplumdaki statü belirtilişindeki rolünün irdelendiği bir roman.
Döner Ayna’nın kahramanı Hanife bir ağanın nikahsız doğmuş kızıdır. Annesinin nikahsızlığı yüzünden durumu sürekli başına kakılır. Bir gün baba evine döner ama tam evlilik arifesinde babasından öc almak isteyen bir yanaşma tarafından kaçırılır. Annesinin ötekileşmesini yaşaması ve kaçıranın tehditleri polis karşısında doğru ifade vermesini engelleyecektir. Bütün korkusu bir çocuğu olması ve onun yaşadıklarını yaşamasıdır.
Okur adını gizlemeye zorlanan Hanife ile beyaz zehir kaçakçılarını, Beyoğlu’nun arka sokaklarını, birlikte yaşadıkları kadını evişçisi olarak çalıştırıp onların parasını yiyen, onlar üstünde cinsel zorbalık yanında her türlü baskıya yasal hakkı olduğuna inanan kabadayıları tanır. Bu arada bu kadınlar için tek korunma yolunun emeğinin asıl fiyatını saklamak olduğunu öğrenir. Neyse ki ortaya Sinekli Bakkal romanının Arnavut bahçıvanı (ve paşa damadı, binbaşı) Bilal çıkıp Hanifeye aşık olacak,onunla evlenerek onu bütün emekleri sömürülenler adına mutlu bir hayata kavuşturacaktır.
Ne var ki, nikahsız beraberliklerin çocuklarının durumu, kimliksiz kadın ve çocuklar sorunlarıyla bir çok ülkede birlikte yaşamaktadırlar. Tüm sömürülmeleri de sürmektedir.
- Onur’u ve TEKEL işçilerini kutlayarak 04 Ekim 2015 00:24
- Yasaklı kitapları okuma bayramı 27 Eylül 2015 00:55
- Ne uzun sessizlik 13 Eylül 2015 00:51
- Göçler ve Kemal Özer 06 Eylül 2015 01:00
- Bir yazarın çığlığı 30 Ağustos 2015 01:00
- Sosyal medya 23 Ağustos 2015 00:51
- Leblebici Horhor Ağa yeniden 16 Ağustos 2015 00:51
- 'Tabular, korkular ve kadınlar' 09 Ağustos 2015 01:00
- Cahillik başlıklı bir kitap 02 Ağustos 2015 01:00
- Güney sorunu ve yazı yazmak 26 Temmuz 2015 00:55
- Bayramda açık görüş 19 Temmuz 2015 00:13
- Çocuk işçiler ve iki ünlünün çağrısı 12 Temmuz 2015 00:53