Her alanı 1 Mayıs alanı yapmak için

Yarın 1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü!

Elbette her 1 Mayıs’ta olduğu gibi yarın da dünyanın her yanında işçiler, geleceklerini, kendi kurtuluşlarını işçi sınıfının kurtuluşuna bağlamış emekçiler, aydınlar, demokrat çevreler, işçi sınıfının bu en büyük (aynı zamanda tek) bayramını kutlayacaklar!

İşçi sınıfının dünya ölçüsünde ağırlaşan çalışma koşulları, sendikal bürokrasinin ihaneti ve kapitalist-emperyalist sistemin içine sürüklendiği sorunlardan çıkmasının başlıca yolu olarak işçi sınıfının sömürüsünü artırmayı esas aldığı dikkate alındığında, bu yıl 1 Mayıs’ın geçmiş yıllara göre daha anlamına uygun biçimde kutlanacağını söylemek yanlış olmaz.

Bu kapsamda, Türkiye’den EMEP’in de bileşeni olduğu Uluslararası Marksist Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML) 1 Mayıs’ta dünyanın tüm işçilerine ve ezilen halklarına, kapitalizme ve emperyalist saldırganlığa karşı birleşme, örgütlenme ve ortak mücadele çağrısı yaptı. Bildiride, dünyadaki politik çatışmalara ve emek mücadelesi alanındaki gelişmelere dikkat çekilirken, kapitalizmin işçi sınıfına ve halklara sömürü, savaş, yoksulluk ve kölece çalışmaktan başka bir şey vadetmediğine de vurgu yapılıyor.
Dünkü gazetemizde tam metnini yayınladığımız bildiride CIPOML, 1 Mayıs değerleri ile işçi sınıfının sömürüsüz, savaşsız, bir dünya ideali arasında bağ kurarak, 1 Mayıs’ta bütün dünyanın işçilerini ve ezilen halklarını sosyalizm bayrağı altında birleşmeye çağırıyor.

Evet, bu yıl bütün dünyada 1 Mayıs’ın daha kitlesel ve daha coşkulu kutlanması bekleniyor.
Türkiye’de ise 1 Mayıs hazırlıkları epeyce önceden başladı ve kutlamaların da dört-beş güne yayılacağı anlaşılıyor. Nitekim gazetemize gelen haberlere göre birçok işyerinde ve emekçi semtinde önceki günden itibaren yerel kutlamalar yapılmaya başlandı. Yarın da merkezi kutlamalardan önce “yerel” 1 Mayıs kutlamalarının yapılacağı görülüyor.

Dünyadaki hazırlıklar da dikkate alındığında, 1 Mayıs’ın en yaygın ve kitlesel kutlanacağı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini güvenle söyleyebiliriz. Çünkü Edirne’den Van’a, Samsun’dan Adana’ya başlıca illerde ve ilçelerde 1 Mayıs’ın kutlanması için yerel sendika şubeleri ve emekten yana çevrelerin önemli çabaları olduğu anlaşılıyor. Ve bütün birleştirme gayretlerine karşın bazı illerde konfederasyon rekabetinden dolayı, 1 Mayıs’ın ruhuyla taban tabana zıt olarak, “iki 1 Mayıs” kutlanacağı da belirtiliyor.  

İstanbul’da ise KESK, DİSK, TMMOB, TTB yöneticilerinin “1 Mayıs’ta Taksim” ısrarına karşın Anadolu yakasındaki sendika şubeleri ve ileri işçi-emekçi kesimlerinin yerel kutlamalardan sonra Gebze’de, sendika şubelerinin düzenlediği 1 Mayıs kutlamalarına katılacağı anlaşılıyor. Avrupa yakasında ise bazı sendika şubelerinin ileri işçi kesimlerinin yerel kutlamalar yapacağı, Taksim’e de bundan sonra “gidilebildiği yere kadar gidileceği” belirtiliyor.

Türk-İş’in Zonguldak’a, Hak-İş’in Konya’ya giderek 1 Mayıs’ın “Birlik, Dayanışma ve Mücadele” sorumluluğundan kaçarak günü kurtarmaya çalışmaları da elbette işçiler arasında ciddi biçimde eleştiriliyor. 

Yine DİSK ve KESK’in “1 Mayıs’ta Taksim’de!”de ısrar ederken, işyerlerinde ve sendika üyeleri arasında bu kararın gerektirdiği hiç bir çalışmayı yapmamaları da eleştiriliyor. Aslında bu kararın altında imzası olan, “iç toplantılarda”, “Bizim temsilcilerimiz bile Taksim’e gelmez” diyen sendikacıların kamuoyu karşısında “Taksim kararı”na sahip çıkmakla da yetinmeyip kararı öven konuşmalar yapmaları da elbette ki 1 Mayıs’tan sonra da “Taksim kararı”nın 1 Mayıs değerleriyle ilişkisinin tartışılmaya devam edileceğini gösteriyor.

Sendikal bürokrasiye, 1 Mayıs’ın sınıf karakteri ve değerlerinin çarpıtılmasına dair tüm girişimlere ve gayretlere karşın 1 Mayıs bu yıl dünyada ve ülkemizde coşkuyla kutlanacak!

Yaşasın 1 Mayıs!

Haydi her alanı 1 Mayıs alanı yapmak için alanlara!