'Çanakkale içinden' vurmaya devam!

Bugün Çanakkale Savaşı’nın 100. yıl dönümü. Ama son aylarda her vesileyle “Çanakkale savaşı” üstünden bir propaganda yürütülüyor.
“Seyit Onbaşı’nın 350 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp topun namlusuna sürmesi, bu merminin bir zırhlıyı batırması” hamasetine bu yıl Çanakkale Muharebeleri’nde hayatını kaybeden “gerçek askerlerin” mektupları, anıları üstünden filmler yapılması, bir takım sergi  vb. etkinlikler düzenlenmesi eklenerek “ideolojik içeriğin” derinleştirilmesi amaçlandı.
AKP Hükümeti, özellikle son yıllarda; bir ucunda 250 bin askerin hayatını kaybettiği “Çanakkale Savaşı”, öteki ucunda 90 bin erin Allahüekber Dağları’nda soğuktan donup ölmesi olan“Sarıkamış faciası” etrafında, “Yeni Osmanlıcı milliyetçiliğin” propagandasının dozunu giderek artırdı. Onun içindir ki, her yıl “önceki yıldan daha görkemli törenler”, daha tumturaklı konuşmalar yapılıyor; törenlerin milliyetçilik dozu her yıl biraz daha artırılıyor.
“Çanakkale Savaşı” yıl dönümlerinde uçlaşan “Yeni Osmanlıcı milliyetçiliğe” sarılması, “doğal”dır. Çünkü, AKP, kendisine bir tarih yaratmak zorundadır ve Türk milliyetçiliği ile Osmanlıcılığın kesişiminin ürünü olan Çanakkale ve Sarıkamış olmadan AKP’nin bir tarih yazması da olanaklı değildir.
Ama elbette AKP’nin tarih anlayışında tarihte olan gerçekler önemli değildir. Nitekim elbette Çanakkale’de ve Sarıkamış’ta ölen genç insanlar, vatan, millet, namus, toprak, din… gibi kutsal bildikleri değerler için savaşıp ölmüşlerdir! Ama AKP’nin ideologlarını, milyonlarca yoksulu cepheye süren politika, onca insanın kimlerin çıkarları uğruna telef olduğu, cephedeki askerin Alman Generali Liman von Sanders Paşa’nın komutasında savaştıklarını bile bilmeden yok olup gitmeleri ilgilendirmiyor.
Alman emperyalizmi savaşta yenildi; Osmanlı, tarihin çöp sepetine atıldı; ama Cumhuriyet tarihi boyunca da egemenler, onların ideologları, bu büyük tarihsel acıları kullanmayı, istismar etmeyi sürdürdüler, “Türk milliyetçiliğini” biçimlendirirken Çanakkale muharebelerinin yarattığı acıları sürekli kaşıdılar; efsanelerle süslediler; tarih çarpıtıcılığının nadide örneklerini sundular. Şimdi de AKP Hükümeti ve ideologları; Çanakkale Savaşı’nı, “Yeni Osmanlıcı milliyetçiliğin” dayanağı olarak istismar etmeye, “tarihi, AKP’nin ihtiyaçları için yeniden yazmaya” devam ediyor.
Üstelik AKP ve ideologları, bu “Çanakkale” istismarcılığını daha da ileri götürüyor; genç nesilleri “dindar nesiller olarak yetiştirmek” için günümüz gençlerine Çanakkale ve Sarıkamış’ta ölenleri “idol” olarak gösteriyor; Çanakkale içinden gençleri vurmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu emekçilerinin hiçbir talebi için parmağını oynatmayan Memur-Sen tarafından düzenlenen, ‘100. Yılında Çanakkale Ruhu’ adlı konferansta AKP çevresindeki  gençlere hitap ederken gelecek nesillerin nasıl yetiştireceklerini de açıkladı: “Bu ülkenin gençliği Gezi’de gördüğünüz vandallar, etek giyerek sokakları ateşe veren o provokatörler, ırz düşmanları asla değildir…. Sizleri bu ülkede örnek bir gençlik olarak görüyorum.” dedi. Açıkça görülüyor ki, Erdoğan artık, AKP etrafına toplanan gençler dışındaki gençleri, vandallar, ırz düşmanları, provokatörler,… olarak görüyor. Ve yeni nesilleri “Çanakkale ruhu”yla; (kimin için ve ne uğruna cephe-ye sürüldüğünü, sömürüldüğünü ve telef edildiğini bilmeyen bir gençlik olarak) yetiştirmek istiyor. Bunun son günlerde sayısız belirtisi ortaya çıktı. Bunları gazetemizde her gün izliyoruz.
Kuşkusuz ki Çanakkale ve Sarıkamış faciası üstünden yürütülen kampanya, halkın acılarının ve yurtseverlik duygularının istismarı ile “tarih çarpıtılması” üstüne oturtulmaktadır. Bu yüzden tarihle ilgili; Çanakkale, Sarıkamış faciası gibi toplumda derin izler bırakan yaranın kaşınması sadece politik istismar amaçlı değildir. Dahası, onların bu tarih merakı, egemen sınıfların ideolojilerini yenileme ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden de bu tür yerel ya da ulusal çapta organize edilen anmalar, kutlamalar, törenler,… karşısında “Bizim dışımızda” denerek ilgisiz kalınması doğru olmaz. Tersine bunlar, ideolojik mücadele için, tarihin işçi sınıfı ve emekçi sınıflar açısından yeniden okunması, öğrenilmesi bakımından da son derece önemlidir.
AKP başta olmak üzere sermaye politikacılarının, bugün de “tarih çarpıtıcılıkları”nda vardıkları aşamayı ve gençleri “Çanakkale içinden” vurmaya devam ettiklerini bir kez daha açıkça göreceğiz.

Evrensel'i Takip Et