30 Ağustos 2014 00:23

Çocuk havuzu medyası...

Çocuk havuzu medyası...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Perşembe günü Recep Tayyip Erdoğan yemin ederek kendi yandaşlarının neredeyse resmi bir ifade hassaslığında kullandığı deyimle “Yeni Türkiye’nin 1. Cumhurbaşkanı” oldu. Aslında Tayyip Erdoğan’ın “Eski Türkiye”nin kurumlarıyla da çok sorun yaşadığı söylenemezdi, zira on beş gündür kendisini hem başbakan, hem cumhurbaşkanı sayıyor; iki koltuktan birini adeta altından çekeceklermişçesine sahipleniyordu. Nihayet perşembe komedyanın en azından bu kısmı sona erdi ve “Reis” (biliyorsunuz hepsinin lakabı var) başbakanlığı “Hoca”ya emanet ederek Köşk’e -alkışlar arasında üstelik- geçiverdi. Dün çıkan yandaş gazetelerde beklenebileceği üzere söz birliği vardı, ana tema cumhurbaşkanlığının “millet” tarafından muzaffer bir şekilde devralınmış olduğuydu (Gül’ün bunca yıldır kimi temsil ettiği sorusuna yanıt yoktu). Asıl enteresan olan ise Tayyip Erdoğan tarafından son bir senedir yer yer gizliden, yer yer de açık açık itham edilen medya gruplarıydı. Yerel seçimlerden hemen önce Erdoğan’ın “paralel yapının organı” olarak tanımladığı Doğan Grubu gazeteleri Hürriyet ve Posta’nın yanı sıra Erdoğan tarafından hüngür hüngür ağlatıldığı ses kaydı İnternet’e düşen Demirören’in gazeteleri Vatan ve Milliyet dün neredeyse tıpatıp aynı birinci sayfayla çıktılar. Bu dört gazeteye göre Erdoğan, Atatürk’e “Cumhurla kopmuş olan bağları tekrar kurmak için söz vermişti.” Daha laik ve şehirli bir okur kitlesine yayın yapan bu dört gazetenin, yandaş gazetelerin aksine Anıtkabir mesajını öne çıkarması ayrıca manidar, ama asıl ilginç olan iki farklı grubun dört gazetesinin aynı gün aynı meseleyi önemli görmesi. Gezi zamanı sekiz gazeteye attırılan “Demokratik taleplere can feda” manşetinden rejimin medyayı tek elden kontrol etme yöntemini iyi biliyoruz. Dolayısıyla yandaşların ayrı, bu dört “kara koyun” gazetenin ayrı telden “Reis”i övmeleri kesif bir sipariş kokusu yayıyor. Doğan ve Demirören gruplarının eleştirel her şeyi özenle temizledikten sonra “hazır ol”a geçer gibi aynı haberi yapması, kabul etmek gerekir ki Tayyip Erdoğan’ın hegemonya kurma yolunda attığı çok önemli bir adım. “Reis”, halk bazında kıramadığı direnişi iş çevrelerinde tamamen kırmış ve arzuladığı rızayı tamamen yaratmış gözüküyor. Belli ki, medya patronları başta olmak üzere iş çevreleri bundan sonraki dönemde Erdoğan’ın köşeye sıkıştırdığı yüzde elliye karşı onun arkasında duracaklar. Yeni genel yayın yönetmeni Sedat Ergin yönetimindeki Hürriyet’e, kardeş gazetesi Posta’ya, Demirören gazeteleri Milliyet ve Vatan’a düşen ise kendi küçük havuzlarında oynamak olacak.


İTİNAYLA SALDIRGAN AKLANIR!

Kanaltürk televizyonunda yayınlanan “Songül Karlı ile Yeniden” programı, Türkiye televizyonları standartlarında bile hayret verici bir yayına imza attı ve eşini 43 yerinden tornavidayla darp eden Yakup Kara’yı canlı yayına çıkardı.

Program baştan sonra Kara’yı aklayacak şekilde dizayn edilmişti, öyle ki yapımcılar Kara’nın mavi tişörtünün üzerine orkestra elemanlarının giydiği, dekorla uyumlu eflatun gömleği giydirivermişlerdi. Saldırgan, orada olmayan, kendini savunamayan ve hâlâ tehdit altında bulunan eşini kötülerken karşısında en azından bir hukukçu ya da kadın hakları örgütü temsilcisi bulmayı bekleyenler yanıldılar. Program yapımcıları, Kara’nın karşısına astrologları çıkarmayı uygun bulmuştu! Astroloji konuşmak için gelen konuklardan İlahiyatçı Dr. Arif Arslan “Görevlerini yerine getirmeyen eşe karşı erkeğin kontrolünü kaybedebileceği” üzerine yaptığı manipülasyonla, stüdyo konuklarını da provoke etti. Programı izleyen stüdyo konukları, “Dört çocuklu bir kadının boşanmak gibi bir lüksü olamaz, onu dört çocuk yapmadan düşünecekti. Biz Müslüman bir ülkeyiz” gibi argümanlarla saldırgana destek verdiler. Programın Yakup Kara’nın konuk olduğu ilk bölümü -muhtemelen planlandığı gibi- saldırganın gözyaşları ve alkışlar eşliğinde sona erdi. O sırada yayını protesto etmek üzere Kanaltürk binası önünde toplanan Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu üyeleri kanalın güvenlikçilerinin müdahalesine uğradı, müdahaleyi haberleştirmek isteyen sendika.org internet sitesi muhabiri darbedildi ve ekipmanı gasbedildi. Güvenlikçiler muhabirin çektiği görüntüleri de yok ettiler.
Türkiye’de kahraman olmanın değişik yolları var. Ama garantili bir yöntem istiyorsanız, kendinizden zayıf birini bulup saldırın. İster eşinizi tornavidayla darp edin, ister madenci yakınlarını yerlerde tekmeleyin. Merak etmeyin başınıza hiçbir şey gelmez. Mahkeme salar, televizyon aklar, güvenlikçi korur. Yarın öbür gün danışman, müsteşar, bakan bile olursunuz. Yakup Kara’ya da en az bir aile bakanlığı danışman kadrosu bekliyoruz. Adamcağız o kadar ağladı televizyonda!
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...