12 Kasım 2013 07:14

Türkiye, Yeni Zelanda: Kitaba verilen değer

Türkiye, Yeni Zelanda: Kitaba verilen değer

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçenlerde bir haber okudum. Giriş bölümünü aynen yazıyorum, başlığıyla birlikte:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı, 321 halk kütüphanesini sessizce yerel yönetimlere devretti… Kütüphaneler ‘Kültür’den çıktı…
Ankara-Koltuğa oturduktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bazı birimlerinin faaliyetlerini durduğu eleştirisi alan Ömer Çelik, bakanlığını küçültüyor. Ülke genelinde 321 kütüphane ‘sessiz sedasız’ Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘bünyesinden çıkartılarak’ yerel yönetimlere devredildi. Bakanlığın ‘bakmayacağı’ kütüphaneler arasında İstanbul’daki Caddebostan Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi, Ağva Halk Kütüphanesi ile Eskişehir Atatürk Çocuk Kütüphanesi, İzmir Birgi Uğur Mumcu Halk Kütüphanesi de var.” (Selda Güneysu, Cumhuriyet, 17.10.2013)
Nedense bizim Türklere (içinde bilumum halklar var), “cesur millet, kahraman ulus” falan derler. Evet, çoook yıllar önce, atlarına binmişler, dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık, yahşi adım yallah, Viyana kapılarından Mısır’a, Afrika’ya gitmişlerdir, ama sonunda hep general general geri dönmüşlerdir. O mesele eskilerde kaldı...
Şimdiki Türkler ise oldukça ödlek. İşçilerin, kadınların, gençlerin vd. haklarını savunmalarından korkarlar, hatta ağaçları koruyanlardan bile ödleri patlar, üzerlerine Tom ve Jerry’lerini yollarlar.
Ama Türklerin en çok korktuğu şey, basılı nesnelerdir. Kitaptan korkarlar, dergiden korkarlar, gazeteden korkarlar. Bu korkaklığımız öylesine ün salmıştır ki dünyada, geçtiğimiz günlerde ülkemize gelen Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ola Wallin, Türkiye’nin modern bir ülke olmasına karşın yetkililerin özgür ifadeden neden bu kadar korktuklarını anlamadığını söylemiş.
Evet, düşünceden, kitaptan korkuyor bizim çağdaş kahramanlar. İşte geçen yıldan bir haber: “Ankara Emniyet Müdürlüğünün listesinde hakkında toplatma kararı verilen 453 kitap ile 645 gazete, dergi, broşür, pankart bulunuyor. Piyasada rahatlıkla bulunabilen kitapların devlet nezdinde halen yasak olduğu dikkat çekiyor.” (Evrensel, 12.9.2012)
Binlerce kitap yasak Türkiye’de, on milyonlarca kitabın da Türkiye’ye girişi yasak… Ve Kültür Bakanlığı da elindeki kütüphaneleri elden çıkarıyor. 70-80 milyonluk Türkiye’de, Kültür Bakanlığı 321 kütüphaneyi başından savıyor.
Acaba tüm Türkiye’de, özeliyle, resmisiyle kaç kütüphane var?
Binlerce kilometre uzağa, Yeni Zelanda’ya şöyle bir bakıyorum. Ülkenin toplam nüfusu İzmir’den az, neredeyse.
Üçüncü büyük kenti Chrischurch, ülkenin güneyinde, Güney Kutbu’na çok yakın. Nüfusu 363 bin 200, İzmir’in ondabirinden az.
Bu küçücük kentte 23 tane kütüphane var, ayrıca bir tane de mobil kütüphane. İki tane kütüphane de depremler yüzünden yıkılmış, dolayısiyle kapatılmış.
Chrischurch’te tam 159 okul var. Tabii tüm okullarda da kütüphane.
“Fareler ve İnsanlar” gibi, “Şeker Portakalı” gibi kitapları bile il milli eğitim müdürlerinin, okullarda yasakladıklarını göz önüne getirirsek, bizim, Yeni Zelanda’nın düzeyine gelmemiz için daha yüzyıllar var.
Neyse, “Dinin gereği” olduğu söylenen, Sümerler’den bu yana, günümüz İsrail’inde bile takılan türbanımız var, o yeter…

NOT: Fotoğrafını gördüğünüz bina, 363 bin nüfuslu Chrischurch’teki 23 kütüphaneden bir tanesidir… Diğer fotoğraf da Chrischurch’teki bir kütüphanenin içini gösteriyor…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa