‘Günler Dilsiz’ ‘Günlerin Kıyısından’
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz bir ay içinde iki kitap geçti elime. Biri, benle ilgili 13 Ocak 2014’te, İzmir Karşıyaka’da yapılan etkinlikte verildi bana, diğeri de kısa bir süre önce postayla geldi.
GÜNLER DİLSİZ
Osman Bozkurt’un şiir kitabı. Birkaç yıllık bir dostum O. Bozkurt. Sevgili Güngör Gençay Ağabey’imin aracılığıyla tanışmıştık. Bence birbirinden nefis şiirleri var. Ama üçünün bende ayrı bir yeri oldu, bazı anıları depreştirdiği için. Bunların ikisi G. Gençay’a adanmış. “Zaman” başlıklı şiirinin son dörtlüğü şöyle:
“Güngör der; günler gör anla no’lur/ ‘Kurnaz ve korkaktır zaman,’/Bir şairden nasıl eylem adamı olur/ İşte size yetmişinde bir insan.”
Bir diğer şiiri “Günler Bitti İşte” şu dörtlükle bitiyor:
“Gidiyordu yasını tuttuklarına /Sırları ve acılarını yanına alıp/Sevinçleri geride kalanlara savurarak/ Bir ilkbahar günü ilkbahar mezarlığına…”
Beni anılara götüren üçüncü şiir, “Bükreş’e Sitem” adını taşıyor. 35 yıl öncesinin Bükreş’i geldi gözlerimin önüne. O şiir de şöyle başlıyor:
“Şanına uygun yaşansa da o gün yaşanmasa da/ Bir mayıs gecesi ayrıldım Sirkeci garından/Zihnimde birikmiş meraklarımla.”
Şöyle de bitiyor:
“Düşlediğim gibi değil/ Düşündüğüm gibi buldum seni Bükreş/Ben mi geciktim sen mi erken dönüştün.”
(O. Bozkurt USAR Yayınları, İstanbul)
GÜNLERİN KIYISINDAN
/Trabzon yazıları:
Çoook yıllar öncesinden ve yine çoook uzaklardan, Trabzon’dan bir dostumun Attila Aşut’un kitabı. İkinci adından da anlaşılacağı üzere Trabzon’la ilgili bazı yazılarını bir araya getirmiş.
Birçok yerel ve İstanbul gazetelerinde, dergilerinde çıkan yazılarından, araştırmalarından çok iyi tanıyorum kendisini.
Ama üç şey vardı ki, onlar hep belleğimin köşesinde kaldı. Biri Türkiye İşçi Partisi’nin Trabzon’da kuruluşunu sağlayanlardan, biri, belki de birincisi oluşu... İkincisi “Kıyı” dergisi... Üçüncüsü de, benim yayıncılığa ilk başladığım yıllarda yayımladığı “Sömürücülüğe Karşı Savaş” adlı gazete. 1965-1968 yılları arasında çıkan bu gazete, gerçekten dönemin en önemli gazetelerinden biriydi.
“Günlerin Kıyısından/Trabzon yazıları” 318 sayfalık basbayağı kalın bir kitap.
Yazılarını dört bölümde toplamış Attila Aşut: “Bir Zamanlar Trabzon”, “Trabzon’un Aydınlık Yüzleri”, “Günler Geçerken” ve “Gidenlerin Ardından”…
Önsözde şöyle diyor: “Bu kitaptaki yazıları seçerken çok zorladığımı söylemeliyim. Bir dolu dergiyi, gazeteyi taradım. Elli yılı aşkın yazı birikiminden tek kitap çıkarmak kolay değildi.”
Günlerce, haftalarca uğraşıp, bu zorluğu aşmış ve çoğunluğu Trabzon’la ilgili yazıların bir araya geldiği bu kitabı hazırlamış.
(Attila Aşut, KIYI Yayınları, Trabzon)
İki dostumun da ellerine, beyinlerine sağlık...
- Bulgaristan'da çocuklar /1944, Türkiye'de çocuklar / 2014 15 Nisan 2014 00:05
- Balkon sefaları 08 Nisan 2014 00:04
- "Türkiye varsa, sıkılmak yok" 01 Nisan 2014 00:06
- Bilal’in Babasından ‘Daima Millet/Daima Hizmet’ masalları 25 Mart 2014 00:21
- Süslümanların çakma Allahı'nın SS'leri 18 Mart 2014 00:30
- Zübükspor’dan Çapultura’ya 11 Mart 2014 00:09
- Yabancı damadın önünde yine rezil oldum 04 Mart 2014 00:10
- Müslüman Türklerden 'tık' yok 25 Şubat 2014 00:37
- Önce mezarlıklar sonra camiler 11 Şubat 2014 00:17
- Bu düzen çürümüştür. Seyretme! birleş, hesap sor! 04 Şubat 2014 00:06
- S. Emek ve T. Uçarol 28 Ocak 2014 00:11
- Orkide ve Kaktüs 22 Ocak 2014 00:17