04 Mart 2014 00:10

Yabancı damadın önünde yine rezil oldum

Yabancı damadın önünde yine rezil oldum

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Birkaç aydır kızım Yağmur ile damadım Ryan benimle birlikteler. Rahatsızlığım yüzünden taaa Yeni Zelanda’dan İzmir’e gelmişlerdi. Hep bir aradaydık. Dolayısıyla birçok konuyu kızımın aracılığıyla gündeme getiriyorduk. Benim İngilizcem, Ryan’ın da Türkçesi yetersiz olduğu için, iki dili de iyi konuşan kızımın çevirmenliğinden yararlanmak iyi oluyordu doğrusu…
Ben biraz bazı şeyleri karşılaştırmayı severim. Doğal olarak binlerce kilometre uzaklıktaki Yeni Zelanda’yla Türkiye’yi bazı konularda karşılaştırmak hoşuma gidiyordu.
Yeni Zelanda’nın üçüncü büyük kentinde yaşıyorlardı, yani İzmir gibi. Ama Chrischurch’ün nüfusu 300 bin kadarmış yani İzmir’in hemen hemen 15’te biri. Zaten ülkenin toplam nüfusu da İzmir’inkini aşmıyordu.
Spor konusunda falan hiç karşılaştırmaya girişmedim. Çünkü örneğin kış sporlarında da otomobil, bisiklet yarışlarında da hemen tümünde vardılar.
Bir gün, nedendir bilmiyorum, galiba kütüphanecilik haftasıydı, birçok kişi kütüphanelere el attı. Ben de bir kütüphane çalışanı olarak bu konuyu dile getirmek istedim.
Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir tam bir “Kütüphane Yoksulu”ydu. Milli kütüphane, Atatürk İl Halk Kütüphanesi dışında pek dişe dokunur kütüphanesi yoktu. Belki birkaç tane kıyıda, köşede kalmış kütüphane, Çiğli Evka-2’deki Belediye Kütüphanesi gibi. Eskiden çok varmış, ama “Kitap okumak ne işe yarar” kafasında ya da kafasızlığında olan kişiler yüzünden hemen hepsi kapatılmış…
Ryan’a sordum, “Chrischurch’te kaç tane kütüphane var?” diye. En az 28-30 tane varmış. İnternet’e girdi, o kütüphanelerin fotoğraflarını çıkardı bana. Evet, yasaklanmalı İnternet, çünkü insana aşağılık kompleksi geliyor(!)…
İzmir’in 15’te biri ve birbirinden görkemli 28-30 kütüphane…
Özetle söylemek gerekirse, rezil oldum…
İkinci kez rezil oluşum da, bir süre önce Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün yayımladığı “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi” sayesinde gün ışığına çıktı.
Endekse göre, Türkiye basın özgürlüğü alanında 180 dünya ülkesi içinde 154. sırada yer alabilmiş. Oysa AKP’lilerin her şeyi bilen Başbakanlarına göre “Türkiye’de basın özgür”müş. Bu haşmetli palavrayı batılılar da, doğulular da, kuzeyliler de, güneyliler de yemiyor. Hatta T.C. sınırları içinde yaşayan Müslüman Türkler bile yemiyor.
Türkiye, 2005 yılında basın özgürlüğünde 98.ymiş. 2006’da 100. , 2007’de 101. , 2008’de 103. , 2009’da 123. , 2010’da 138. olmuş. Şimdi de 154. sıradayız. Afganistan, Irak bile bizden daha iyi durumda. Eritre’yi yeriz evelallah…
İlk 10 şöyle: 1-Finlandiya, 2-Hollanda, 3-Norveç, 4-Lüksemburg, 5-Andorra, 6-Lihtenştayn, 7-Danimarka, 8-İzlanda, 9-Yeni Zelanda, 10-İsveç…
Damadın ülkesi 9. , benim ülkem 154. sırada, ben rezil olmayayım da kim olsun?


Alo Fatih,
Alo Kanuni,
Alo Yavuz,
Alo 4. Murat
Sesim geliyor mu? Bir
yanıt verin, n’olur…          

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...