22 Ekim 2013 09:24

Sennur Sezer, Abdullah Gül, Mehmet Görmez

Sennur Sezer, Abdullah Gül, Mehmet Görmez

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şimdi, başlıktaki bu üç ismin birbiriyle ne ilgisi var, diye düşünebilirsiniz. Hemen açıklayayım, Biri “Şiirin Cumhurbaşkanı”, ikincisi “AKP’lilerin Cumhurbaşkanı”, sonuncusu da “Türkiyeli Dincilerin Cumhurbaşkanı”...

Sennur Sezer, “Caiz midir?” başlıklı yazısında (Evrensel, 15,10,2013) “Bir bileni bulsam şunu soracağım: Devlet parasıyla/aracıyla, resmi sıfatla yapılacak hac yolculuğu haccı ifa sayılır mı?” diye soruyor. Devlet parasıyla/aracıyla haccı AKP’lilerin Cumhurbaşkanı yaptı. Artık haccın nasıl bir hac olduğunu en yukardaki makam bilir. Türkiye’deki bir bilene gelirsek, sanırım o kişinin Diyanet İşleri Başkanı olması gerekir. Kürtajdan biber gazının faziletine kadar herşeyi bilen, yorumlarda bulunan bu kişi bunu mu bilmeyecek?

Bir başka konunun üzerinde de duran Sennur Sezer şöyle diyor: “Bir de kurban meselesi var. Eskiden beri kurbanın borçla kesilebileceğine inanılır. (Hayvanın etiyle kendi ihtiyacınızı karşılarsınız.) Ama sıkıntıya düşecekseniz borçluyken kurban kesilmez. Öte yandan bu borca, İslami olarak rib’a (yani faiz) ödenmez. Şimdi kredi kartıyla kurban kesilebileceği fetvası verildi. Kredi için ödenecek faizi kimse hesaplamıyor galiba. Hani emekli maaşının içinde faiz var diye bu maaşı haram sayanlar? Bu soruyu onlara sorayım bari, faizden kazanılmış parayı borç alıp kurban kesmek caiz midir..” (age)

Sennur Sezer kardeşimin hac gezisi ve kredi kartıyla alınıp, kesilen kurbanın caiz olup, olmadığıyla ilgili sorularına diğer iki Cumhurbaşkanı’nın yanıt vereceklerini pek sanmıyorum. Çünkü o kadar çok şey var ki, aydınlatmaları gereken, konuşup, açıklama yapmaları beklenen.

Sayın Abdullah Gül’ün atadığına inandığım Malatya İnönü Üniversitesi rektörüyle ilgili bir haber... İşte bu konuyla ilgili bir gazete haberinin giriş bölümü: “Malatya İnönü Üniversitesinde bir sınav skandalı ortaya çıktı. Öğretim görevlisi kadrosu için yapılan ve nasıl duyurulduğu bilinmeyen sınava, sadece İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik’in kızı Elif Çelik girdi. Rakibi olmayan Elif Çelik, kadroya alındı.” (Sözcü, 17.10.2013) (Not: Bu yazı hazırlandığı sırada herhangibir açıklama yapılmamıştı?)

Sanırım en az bu da halkın parasıyla/aracıyla hacca gitmek kadar caizdir.

Sennur Sezer’in sorularına yanıt vermesi gereken, Diyanet İşleri Başkanı’dır, eminim. Ama yine eminim ki, o da yanıt vermez, veremez. Çünkü ben epeyce bir süredir, kendisine ve yakın çevresine bazı sorular sordum ve yanıtını alamadım. Bazı “Haram” sayılan şeylerle ilgiliydi, bu sorular.

Örneğin, “Domuz/ Faiz / Alkollü içki / Kumar”  dinimizce “Haram” kabul edilir. Buna bir de “Fuhuş”u ekleyeyim.

Ülkemizde, domuz etinden, faizden, alkollü içkiden, kumardan, fuhuştan gelen gelirlerden bir vergi kesilir. Bu vergiler Hazinede toplanır. Sonra bu paralar, örneğin Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan, tüm kamu görevlilerine, Diyanet İşleri kadrosuna, (yani imamlara falan), hatta cami yapımına, dinle ilgili işlere harcanır.

Pekiii, “Emekli maaşının içinde faiz var diye bu maaş haram sayılırken” domuzdan, faizden, alkollü içkden, kumardan, fuhuştan gelen paralar ne sayılıyor?

Eminim, “Helal” sayılıyordur.

Evet, adım gibi biliyorum, Diyanet’çilerimiz de, Ulema’lar da, bu ülkeyi yönetenler de Sennur Sezer’e yanıt veremezler.

Ne demiş atalarımız: “Helal sayılır, bu yoldaki tüm Haram’lar..” Yeter ki işin ucunda para olsun...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...