07 Aralık 2014 05:41

IŞİD’in cazibesi

Alman Der Spiegel dergisi, bu haftaki sayısı için, farklı kaynakların verilerini toplayarak, dünyanın çeşitli bölgelerinden Suriye ve Irak’a giderek IŞİD’e katılan militanların sayısını aktüalize etmiş. Buna göre Türkiye’den gidenlerin sayısı 1000, Almanya’dan gidenlerin sayısı 550 görünüyor. Bu, ‘tespit edilen kişilerin rakamı’ olarak veriliyor, yani işin bir de tespit edilemeyen kısmı söz konusu. O kısmı spekülasyon olacağından biz resmi rakamlar üzerinden ilerleyelim.

Paylaş

Elmas TOPCU*

Alman Der Spiegel dergisi, bu haftaki sayısı için, farklı kaynakların verilerini toplayarak, dünyanın çeşitli bölgelerinden Suriye ve Irak’a giderek IŞİD’e katılan militanların sayısını aktüalize etmiş. Buna göre Türkiye’den gidenlerin sayısı 1000, Almanya’dan gidenlerin sayısı 550 görünüyor. Bu, ‘tespit edilen kişilerin rakamı’ olarak veriliyor, yani işin bir de tespit edilemeyen kısmı söz konusu. O kısmı spekülasyon olacağından biz resmi rakamlar üzerinden ilerleyelim.  

IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun hava saldırılarını arttırması, IŞİD’ın Irak ve Suriye’de birçok yerde püskürtülmesi, savaş taktiğini değiştirmesi, Batı’dan Iraklı Kürtlere yapılan silah yardımı ve verilen silahlara yönelik askeri eğitim ile ilkbahar aylarında eğitilmiş Peşmerge ve Irak güçleri ile büyük operasyon başlatılacağı açıklamaları üzerine Batı, Avrupa ve ABD’de saldırı ihtimali artmış görüyor. Hem ABD hem de Avrupa istihbaratları, alışılmışın dışında bir sıklıkla saldırı düzenlenebileceği yönündeki açıklamalarında bulunuyorlar. Almanya’da iç istihbarattan sorumlu teşkilat olan Anayasayı Koruma Dairesi (BfV) Başkanı Hans-Georg Maaßen, son haftalarda hemen her gün büyük bir medya kuruluşuna uzun uzun mülakatlar veriyor, artan tehlikeye dikkat çekiyor. Federal Savcılık ve Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) her hafta IŞİD’e katılanların sayısını yukarı doğru düzeltip, kaçının geri döndüğünü ve tehdit oluşturup, oluşturmadığını duyuruyor. Son açıklamada, Irak ve Suriye’deki radikal İslamcılara katılıp geri dönenlerin sayısı 180 olarak verildi. Yakın takibe alınan bu kişiler ile IŞID’e destek verenlere yönelik yürütülen 300 soruşturma olduğu vurgulanıyor.

KİMLER, NİYE KATILIYOR?

Radikal İslamcı terör ile etkin mücadelenin sadece askeri veya hukuki yollarla yapılmayacağını bilen analistler, Alman hükümeti için araştırmalar yapmaya hız verdi. Amaç, kimlerin, nerede ve nasıl radikalleştiğini tespit edip, radikalleşmelerini engellemeye yönelik çalışmaları arttırmak. Son bir araştırma da Irak ve Suriye’ye giderek IŞİD ve onunla birlikte hareket eden örgütlerin saflarına katılanları büyüteç altına almış.

Frankfurter Allgemeine’nin ulaştığı bu araştırmaya göre, 2014 Haziran ayı sonuna kadar Suriye’ye giden 378 kişinin biyografisi enine boyuna incelenmiş. Buna göre, tipik veya tek tip bir cihatçı profilinden söz etmek mümkün değil. ‘Yine de bir iki genelleme yapmak mümkün’ deniyor raporda.

İstihbarat, emniyet ve Terörle Mücadele Merkezi’nin, uzmanlarla birlikte değerlendirdiği bilgiler ‘islamcı motivasyon’ ile Almanya’yı terk edenlerin %89’unun erkek, %11’inin kadın olduğunu ortaya koyuyor. Yani ‘cihat’ büyük oranda bir erkek fenomeni. Almanya’dan giden cihadistlerin büyük bir bölümü 21-25 yaşları arasında, yani gençlerin birey olma, kendini bulma, yaşlı kuşağa başkaldırma çağında. Bu noktada kısa bir not ilave etmek iyi olacaktır; Almanya’da gençler meslek eğitimi yapmıyorsa liseden mezuniyet ve yüksek okula başlama yaşı Türkiye’den yüksek. Bu nedenle 21-25 yaş geleceği için dönüm noktası.
Cihatçılara katılan ikinci büyük grubu 15-20 yaş arası, yarı çocuk sayılabilecek kişiler oluşturuyor. Almanya’dan gidenlerden 56’sı bu yaş aralığında. Suriye ve Irak’taki cihatçı gruplara Almanya’dan katılanların 37’sinin de 31-35 yaş arası, yani ‘yerleşik düzene geçmiş’ grup olduğu rapor ediliyor.  Suriye’ye gidenlerden birinin de 1950 doğumlu olduğu belirtiliyor.

Peki görece çok genç yaşta olan cihatçı grup çoluk çocuğa karışmadığı için mi alıp başını gitmiş? İstatistikler, gidenlerin yarısının evli, 104’ünün de çocuk sahibi olduğunu ortaya koyuyor.

Almanya’dan Suriye ve Irak’a gidenlerin neredeyse tamamı IŞİD’e katılmış. Gidenlerin %61’i Almanya’da doğmuş, diğerleri ise 31 başka ülke doğumlu. İkinci büyük grubu Suriye doğumlular izliyor. Ardından %6 ile Türkiye doğumlu cihatçı grup geliyor. Onu ise %3’er oranla Lübnan ve Rusya doğumlular takip ediyor.
Alman emniyet, istihbarat ve terörle mücadele birimlerinin hazırladığı raporda giden cihatçıların hangi ülke vatandaşı olduğu da incelenmiş; %37’si Alman vatandaşı, %24’ü çifte vatandaş, yani hem Alman hem de bir başka ülke vatandaşı. Suriye ve Irak’a giderek IŞİD’e katılanların %14’ü Türkiye vatandaşı, %5’i Suriye, %4’ü Rusya. Gidenler arasında sonradan Müslüman olmuş radikal İslamcıların oranı ise %14. Sonradan Müslüman olmuş kadınlar arasında Suriye’ye gidip, cihatçılara katılanların oranı erkeklerin iki katı!

Eğitim seviyelerine gelince… Radikal İslamcılara katılanların eğitim seviyesi Almanya ortalamasına yakın; IŞİD’e katılanlardan 116’sının bir lise diploması var. Ayrıca 31’i realschule denilen lise türünden, 41’i üniversiteye gidişin daha kolay olduğu ve gymnasium diye tanınan okuldan mezun. Gidenlerin 46’sı bir meslek eğitimine başlamış, 43’ü üniversite öğrencisi, 8’i de yüksek okul mezunu.
Raporda eğitim seviyesinden çok istihdam durumu dikkat çekiyor; Almanya’dan IŞİD’e katılanların %21’i işsiz olarak kayıtlıymış. Sadece %46’sı çalışıyormuş, ancak onlar da kalifiye olmayı gerektirmeyen, düşük ücret sektöründe.

Dikkatleri çeken bir diğer nokta da IŞİD’e katılan radikal islamcıların sabıkaları; Giden 378 kişiden 249’u poliste kayıtlı bir suç işlemiş. Genellikle şiddete başvurma, hırsızlık, gasp veya uyuşturucu suçları. Radikalleşmelerinden sonra ise işledikleri suçun niteliği değişmiş ve siyasi suçları, şiddet suçu ile hırsızlığın önüne geçmiş.

PEKİ NASIL RADİKALLEŞMİŞLER?

Alman istihbarat ve emniyet birimlerinin IŞİD’e katılanların profilini çıkardığı rapora göre, internet üzerinden kendi kendine radikalleşenlerin oranı %18 civarında. En etkili radikalleşmenin ise arkadaş çevresi aracılığı ile olduğu tespit edilmiş. IŞİD’e katılanların %30’u arkadaşları aracılığıyla, %23’ü selefilerin camilerine giderek ve orada bağlantılar kurarak radikalleşmiş. Selefilerin sokaklarda düzenlediği ve Türkiye’de hükümete yakın bir çok köşe yazarının defalarca ‘zararsız’ diye nitelediği Kuran dağıtma kampanyası da Alman istihbarat birimlerinin tespitine göre radikalleşmede önemli bir rol oynamış, zira orada gençler radikal İslamcı çevrelerle tanışmış, yakınlaşmış ve bu ilişkiler onları IŞİD’e katılmaya götürmüş.  
Kendisi de bir dönem radikal islamcı selefilere sempati duyan, ancak daha sonra ayrılan ve halen Almanya’da radikal islamcı gençlere yönelik projeler yöneten, psikolog Ahmad Mansour’a göre, cihatçıların en kolay ağına düşürdüğü iki grup var; İlki, zaten kriminal bir geçmişi olan, Müslüman veya sonradan Müslüman olan gençlerden oluşan, hayatını düzene sokmakta zorlanmış ve kendisine bir sistem sunan, otoriter bir güç arayışındaki gençler. Müslüman ailelerden gelen ikinci grup ise muhafazakar yetişmiş, büyüğüne, geleneklere,dini ve ahlaki değerleri sorgulaması yasak, eleştiriye açık olmayan ailelerde yetişenler. Buna IŞİD’in başarısı ve antisemitizmin, Sünni İslam dışındaki yönelimlerin yok sayıldığı, Batı nefretinin tetiklendiği, demokratik değerlerin tehdit olarak gösterildiği resmi devlet politikalarının hüküm sürdüğü köklerin bulunduğu ülkelerin resmi propagandası da eklenirse… O da başka bir yazının konusu olsun...

*Elmas Topcu, 15 yıldır gazeteci olarak çalışıyor. Köln’de yaşayan Topcu, Türkçe, Almanca haberler yapıyor. Ağırlıklı olarak radyoya çalışsa da televizyon veya sinema belgesellerine de katkıda bulunur.

ÖNCEKİ HABER

Papa ve Bartholomeos

SONRAKİ HABER

Mesele ağaç değil…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...