28 Kasım 2014 07:38

Halit Ergenç, Boğaziçi Üniversitesi’ndeydi

Ezgi Görgü
İSTANBUL


Boğaziçi Üniversitesi’nde Mithat Alam Film Merkezi’nin düzenlediği sinema söyleşilerinde oyuncu Halit Ergenç konuk oldu. Şenay Aydemir’in moderatörlüğünü üstlendiği etkinlikte sanatçı, hayatından, oyunculuğa geçiş sürecinden rol aldığı dizi ve filmlere ve Gezi sürecinde aldığı tavra kadar birçok konudan bahsetti. Söyleşiye yoğun bir katılımın olduğu gözlenirken Ergenç ve dinleyiciler söyleşiden memnuniyetle ayrıldı.

MÜHENDİSLİKTEN KONSERVATUARA GEÇİŞ
İstanbul’da geçen çocukluğunu anlatan Halit Ergenç, söyleşiye şehrin eski halinin olduğu bir ortamda büyüdüğünü anlatarak başladı, babasının müzisyen olduğunu ve evlerine Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Suat Sayın gibi isimlerin geldiğini, böylece müzikle iç içe yaşadığını söyleyen Ergenç, meslek seçmenin gerekliliğine dayanarak üniversitede gemi inşaatı mühendisliği okumaya başladığını aktardı. Ancak içindeki müzik aşkının hiç sönmediğini anlatarak “Ben ne yapacağım?” sorusunu sormaya başladığını ve konservatuar sınavlarına girdiğini söyledi. Konservatuara girdiğinde opera okumaya başladığını, okula başladıktan iki yıl sonra müzikal bölümü açılınca o bölüme geçtiğini söyleyen oyuncu, bundan sonra hayatının çok değiştiğini anlattı. 

DİZİLER EMPATİYE SEBEP OLUYOR
Müzikal konusunda daha iyi yapıldığı yerde bu işi yapmak istediğini düşündüğünü ve bu sebeple Amerika’ya gittiğini anlatan oyuncu, orada birçok oyunda rol alabildiğini ama başarılı bir süreç geçirmediğini söyledi. Haldun Dormen’le çalıştığını, müzikal oyunlarda sahne aldığını, Amerika’dan sonra dizi oyunculuğuna devam ettiğini anlatan Ergenç, Aliye, Binbir Gece ve Muhteşem Yüzyıl dizileriyle kamera önü oyunculuğunda da başarılı olduğunu gösterdi. 
Dizi sektörünün geçiş sürecini, nereden nereye geldiğini soran Şenay Aydemir, Ergenç’ten “Dizi oyunculuğunu sinemadan farklı gören oyuncuların olduğunu, diziden sinemaya geçen yönetmenlerin arttığını, dolayısıyla dizilerin zaman açısından, maddi yandan ve işlerliği açısından yararlı olduğunu ancak bir ömür törpüsü olduğunu da kabul etmek lazım” dedi. 
Dizilerin yurtdışına satılmasıyla beraber tanınırlığın arttığını, hem diğer ülkelerde gösterilmeye başladığını söyleyen Halit Ergenç, başından geçen bir olayı anlattı; “Yunanistan’da diziyi seyreden insanların Türklere karşı algısının değişebildiğini gördüm” diyerek, geçmişte düşmanlıkla birbirine karşı getirilen insanların ve toplumların dahi düşüncelerinin değiştiğini söyledi. 

‘BİZİM HALİT’ 
Aydemir’in eskiden rahat bir hayat sürerken şimdi şöhret meselesiyle nelerin değiştiği, nasıl baş edildiği sorusuna “ Oyunculuk yerini bulursa tanınırlığa yol açıyor, çok fazla tanındığınız zaman insanlarla hayata dair konuşmalarınız azalıyor ve insanlar besin kaynağınızı kesiyor. İnsanların ünlülere farklı bir bakış açısı olduğunun farkındayım ama insanlarla bir araya geldiğim, yaşadığımız yerde ilk başta gelen bütün ilgiyi alıp, yumuşatıp, karşılayıp ondan sonra ‘bizim Halit’ dedirtmeye çalışıyorum” diyerek kendisine yaşam alanları oluşturmaya çalıştığını anlattı. 
Oynadığı dizilere verilen aralarda sinema filmleri çektiğini hatırlatan Aydemir, Devrim Arabaları, Acı Aşk, Babam ve Oğlum, İlk Aşk filmlerinin bu boşluklarda sinema yoğunlaşması yaşadığını, şimdi de böyle bir durum olup olmadığını sorusuna Ergenç, kendisine enteresan gelen hikayeleri, senaryoyu okuduğu zaman içinde heyecan uyanıp uyandırmadığına ve ‘Ben bunu yapmak istiyorum’ motivasyonuyla oyunculuk yaptığına dikkat çekti.
Oyunculukla ilgili fikrinin Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filmini izledikten sonra değiştiğini söyleyen Ergenç, “Hayallerimden biri onun filmlerinde yer almak” derken, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz’la çalışmak istediğini söyledi.
Sinemayla ilgili deneyiminin çok fazla olmadığını düşünen sanatçı, bundan sonra sinema ve dizi arasında bir düşünme sürecine girdiğini söyledi; “Bu bir tercih meselesi, bir yanda dizi sektöründe ilerleyen bir kariyer var ve şu an bu konuda karar verme sürecindeyim” dedi. 
Gezi sürecine dair düşüncelerini paylaşan oyuncu Halit Ergenç, Gezi Parkı’na dış mihrak denildi, farklı iddialar söylendi ama polislerin hiçbir şey yapmayan, sadece orada duran insanlara gaz sıktığını, saldırabildiğini gördüğünü söyledi. Gezi’de biz ne yapabiliriz sorusunu sorduklarını, insanların canı yanarken ortalıkta anlaşılmayan şeylerin olduğunu söyleyen oyuncu, Kadir Topbaş’la görüştüklerini, Gezi Parkı’na yapılacak projeyi ondan dinlediklerinde mantıklı geldiğini ama bunun neden insanlara anlatılmadığını sorduklarını da kaydetti. Bir problem varsa insanları dinlemek gerektiğini, sorunun sebebinin araştırılabileceğini vurgulayan oyuncu, ”Ben ne gördüysem onu biliyorum, polisler hiçbir şey yapmadan sadece duran insanların ağızlarına gözlerine gaz sıktı” dedi. Gezi’de aslında çok farklı bir yerde anlaşmazlığın ve bunun farklı katmanlarının olduğunu söyleyen Ergenç, “İnsanlar Gezi Parkı’ndaki olaylara tepki göstermekte haklıydılar” dedi. Söyleşi, Halit Ergenç’in dinleyicilerin sorduğu sorulara verdiği cevaplarla bitti.  

Evrensel'i Takip Et