02 Nisan 2012 05:47

Bir bardak su...

Gözaltındayken polisin birinden su istedim. Bana dedi ki ‘Sen suçlusun, sen hak etmiyorsun. Sana su vermiyorum’. Cezaevindeki ilk gece hep bu sözleri düşündüm. Benim diğer çocuklardan farkım ne? Ben ne yaptım, niye bana su vermedi?..”2009 yılında söylemişti Mazlum bu sözleri bize. Diyarbakır’da bir DTP eylemi

Bir bardak su...
Paylaş
Elif Görgü

2009 yılında söylemişti Mazlum bu sözleri bize. Diyarbakır’da bir DTP eylemine müdahale eden polis tarafından gözaltına alınmış, ne yaptığını bile bilmediği halde “örgüt üyeliği suçu”ndan 10 ay ceza aldıktan sonra tahliye edilmişti. O sırada Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan 24 Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Mağduru çocuktan biriydi.

Okulundan uzak kalmış, siciline işlenen “taş atan çocuk” damgası nedeniyle ne iş yapacağını bilemiyordu. Cezaevinde gördüğü kötü muamele, ailesinin çektiği acı ve gelecek kaygısının yaraladığı 16 yaşında bir çocuktu Mazlum, yarasına en çok tuz basan da bir polis memurunun kendisine vermediği o bir bardak suydu.

Mazlum Erenci 2010 yılında dağa çıktı. HPG’ye katıldı. 29 Haziran’da, yani birkaç gün önce, Dersim’deki bir çatışmada yaşamını yitirdi. 19 yaşındaydı.

TMK MAĞDURU ÇOCUKLARDAN BİRİYDİ

2009’da bir mayıs günü Diyarbakır’da “Diyarbakır’ın kelepçeli çocukları” yazı dizisi için annesi Remziye Erenci ile birlikte anlatmıştı yaşadıklarını gazetemize. 14 Temmuz 2008’de DTP yürüyüşüne katılmış, il binasının önünde kitle ile birlikte Koşuyolu’na kadar yürümüştü: “Miting bittikten sonra dağılırken çevik kuvvetler taş atmaya başladılar. Ben de kaçmaya başladım. Kaçınca da yakalandım. Tutuklandığımı öğrenince ne hissettim? İnsan değişik değişik duygulara dalıyor. Her şey insanın gözünün önünden geçmeye başlıyor. Bundan sonra ne olacak diyorsun. Cezaevine ilk götürdüklerinde geceydi. Sabaha kadar bizi koğuşa vermediler. Hücrelerde kaldık. O hücrelerdeyken aklıma şu takılıyordu: Gözaltındayken polisin birinden su istedim. Bana dedi ki sen suçlusun, sen hak etmiyorsun, sana su vermiyorum. O gece aklıma hep bu takıldı. Acaba benim diğer çocuklardan farkım ne? Ben ne yaptım, bana niye su vermedi?​” demişti Mazlum.

‘HAYATIMA DEVAM ETMEYE ÇALIŞACAĞIM’

Cezaevinin etkilerini de şöyle aktarmıştı: “Cezaevinde idare tarafından tecrit ediliyorduk. Bazı kurslara adli suçlular çıkartılıyor ama biz çıkartılmıyorduk. Talep ettiğimizde ise ‘Suçunuz dolayısıyla sizi çıkarmıyoruz’ cevabını veriyorlardı. Tutuklandıktan 63 gün sonra mahkemeye çıktım. Mahkemeden dışarı çıkacağımı sanıyordum. Kötü geçtiğini görünce, hakimin bizi kafaya aldığını, dalga geçtiğini görünce ümidi kestim. Tabii kimseye yansıtmıyordum. Son mahkemede de küçük bir umut doğdu. Hakim cezaları sayınca 7 sene 8 ay deyince o cezayı yatacağımı düşündüm. Tahliye oldum. Okuldan bir sene kaybettim. Dosyama tutuklandığım kaydedildi. Sicilime geçecek. Sıkıntı çekeceğim. Bir devlet dairesinde çalışamayacağım, memur olamayacağım. Şimdi hayatıma devam etmeye çalışacağım kaldığım yerden. Dosyam Yargıtay’a gitti. Yargıtay’dan gelecek cevabı bekliyorum. Ona göre yeni bir plan çıkartacağım.”

REMZİYE ANNE’NİN SORULARI HÂLÂ CEVAPSIZ

Mazlum’un annesi Remziye Erenci ise oğlunu her ziyaretten sonra sabahı zor ettiğini uyuyamadığını anlatmıştı. “Gözaltında çok dövmüşlerdi. Oğlumun eli şişmişti. 4 gün kaldı gözaltında. Biz her akşam gittik babasıyla. Sonra 10 ay cezaevinde kaldı. Biz de babasıyla beraber onunla hapis kaldık sayılır. Şimdi benim oğlum çıkmıştır cezaevinden ama arkadaşları hala oradadır. 10 ay ziyaretine gittik geldik. Ben fazla Türkçe bilmiyorum. Kürtçe olsaydı daha rahat kendimi ifade ederdim” demişti Erenci.

İki gün önce oğlunun cenazesini görmek zorunda kalan Remziye Erenci, 2009’da “Çocuklarımıza bu kadar baskı yaptılar. Başbakan’ın hanımı hani televizyona çıktı, orada Gazze’deki çocuklar için yaş döktü. Biz de o çocuklar için yaş döküyorduk ama kendi çocuklarımız için de döktük gözyaşı. Gazzeli çocuklar çocuktur da bizim çocuklarımız çocuk değil mi? Oğlum tutuklandığı zaman 15 yaşındaydı. Sonra hapishanede 16 yaşına bastı. 15 yaşındaki çocuktan ne beklersin? Sen oradan geçiyorsun polisler sana taş atıyor sen ne yaparsın? Onların elinde, polislerin elinde bomba var cop var. Her şey onların elinde var. Ama bu çocukların elinde ne var? Sadece taş var. Sen birisi sana saldırdığı zaman kendini muhafaza edeceksin. O çocuklar yani bir taş atmışlar belki bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. 10 ay kaldı bu çocuklar hapishanede. Şimdi okula gidecekler, okulda herkes onlar hakkında konuşacak.  Bu nasıl adalettir?​” diye sormuştu. Soruları hala yanıt bulmuş değil.

Remziye teyze Türkçe bilmiyordu o zaman. Diyarbakır Cezaevi’nde oğluyla görüşebilmek için öğrenmişti daha çok. Kendi oğlunun tahliye edilmesine sevinmiş ama içerde kalan diğer çocuklara içi yanıyor, onları unutamıyordu. “Oğlumun bir arkadaşı vardı F. adında hep bizim eve gelirdi. O çocuk içerde kalmış ben hep onu düşünüyorum şimdi, onun için üzülüyorum. Çocukların yeri gülistandır zindan değil” demişti. “Halimizi bir tek analar anlar” diye de eklemişti en sonunda.

Ancak Remziye Erenci gülistan hayal ettiği oğlunu kabristana bırakmak zorunda kaldı.

Mazlum’un tabutunu ise kendisi gibi TMK mağduru olan ve bu yüzden çocuk yaşta boylarından büyük suçlamalarla hapis yatmış gençler taşıdı.

Kürt sorununda 30 yıllık çözümsüzlüğün yaşamına mal olduğu on binlerce Türk ve Kürt gencinden biriydi Mazlum. Genç ölümleri arttıran çok neden var hâlâ; imha politikaları, siyasi yasaklar, anti demokratik yasalar, darbe anayasası., halkın vekillerinin Meclis’e girmesinin engellenmesi gibi... Yürünecek siyasi yol uzun. Ama bazen bir dayanışma çabası, uzatılan bir barış eli, biraz iyi niyet de bir canı neden kurtarmasın?

Bir bardak su mesela..

Bir bardak su ne 30 yıllık ateşi söndürmeye yeter ne de bir genci dağa çıkarmaya elbet... Ama keşke o bir bardak suyu içebilseydi Mazlum o gün, o polis memuru 16 yaşındaki bir Kürt çocuğuna keşke o bir bardak suyu verebilseydi. Ya verseydi? (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Meclis temsil gücüne sahip değil

SONRAKİ HABER

'Mazlum'un yüreklere düşürdüğü ateş tüm ülkeyi kasıp kavuran ateştir'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa