27 Mart 2014 06:00

Türkçenin dudaklarısın sen

1977’de Eksik Yaşam, 1988’de Sürçüyor Zaman, 1997’de Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman’ı yayımladı. Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman, Cemal Süreya hem de Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü aldı. 1996 Abdi İpekçi Ödülünü de (mektup dalında ).

Türkçenin dudaklarısın sen
Paylaş

Sennur  SEZER

1977’de Eksik Yaşam, 1988’de Sürçüyor Zaman, 1997’de Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman’ı yayımladı. Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman, Cemal Süreya hem de Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü aldı. 1996 Abdi İpekçi Ödülünü de (mektup dalında ).

Adı Enver Ercan, resmi kayıtlarda Ali Enver Ercan diye geçer. Fabrika işçiliğinden yazı işçiliğine geçti. Düzenli, programlı çalışıp para kazanmaya çalıştı. Yayınevleri, dergiler... Kurduğu Komşu Yayınlarına 2006 yılında Memet Fuat Yayıncılık Ödülü verildi. Yönettiği Varlık dergisini Kabataşlılar Derneği 2008 ve 2010’da Yılın En İyi Edebiyat Dergisi seçti. Arada örgütlenme konusunu da ihmal etmedi. Türkiye Yazarlar Sendikasında başkan olarak çalıştı üç dönem. Şimdi kurucusu olduğu Kültürlerarası Şiir ve Çeviri Dergisi Başkanı
Bir süre yaşadığı Tophane ona bir hafif İstanbul Külhanı havası vermiştir. Bu hava en iyi şiirlerinde sezilir, saygılıca dalga geçme diye tanımlanabilecek bir tavırla şaşırtıcı imgeler oluştururken dudağında gizli bir gülümseme vardır. Tedirginliğini göstermeden yaşamla ve şiirle hesaplaşır.

Türk edebiyatının pek çok şairiyle söyleşiler yapıp yayınlamıştı, İlhami Bekir Tez’den İlhan Berk’e . Kitabının adı kitabın maksadını açıklıyordu: Şair Çünkü Onlar.(1990) İstanbul şiirleri güldestelerini, Varlık şiirleri seçkilerini saymıyorum. Eşik Cini, Siyahî vb. dergileri de. Sonra 1994’te Şiir Uçar Söz Olur geldi. 2013’te Troya Folklor ve Araştırma Derneğinin Şiir Ödülü’nü aldı.

Enver bütün ekmek derdindeki yazarlar gibi kendisine çarpan şiiri bize yansıtamaz olmuştu. Üstelik bir süredir doktorlar, tedaviler, ben bu kışı çıkarır mıyımlar... Ona yakışmaz işler kısacası. Ama  “Kemoterapiden kaymak gibi olmuş cildi”. Söz arasında söylüyor apaçık. (Eh hatunlarla arası hep iyidir de, bu duyuru kimeyse, sanki bir çağrı... )   
Kısacası yeni kitabını da iletiverdi bize: Türkçenin Dudaklarısın Sen. Enver Ercan Türkçenin  dudakları olmuş şairlerin kimileriyle düşte söyleşiyor: Oktay Rifat;  Dağlarca, Sabahattin Kudret Aksal, Attilâ İlhan, Metin Eloğlu, Can Yücel, Cemal Süreya, Metin Altıok, Ece Ayhan... Herkesin en belirgin özelliği iki çizgide pardon iki cümlede belirleniyor:  “anıları kar topluyor inceden/ kesik kesik anlatıyor bir sevdadan kaçışını/ unutma mesafesi koymamış yine de/ İstanbul kokan dizeler mırıldanıp duruyor /’biri hariç hepsini bağışladım’ dese de.” (Metin Altıok’un Evinde)

Düşünde gördüğü şairlerin hepsinin ölmüş olması belki de rastlantı. Sağ olsalar düşlere itiraz edebilirler. Yoksa onları anması kendisinin de sağlık sorunlarıyla boğuşmasından değil kuşkusuz (“Tümör akciğerlere sıçramış”). Nasılsa İstanbul diken üstünde (“Şok irisi bir artçıda/bizim evin zemin kata kadar/ineceği kesin”)
Ölüm ha depremle gelmiş, ha kanserle onun niyeti gülümseyerek, hafif adımlarla (hafif süvariler gibi ) geçip gitmek hayattan. Enver acele etme, daha söyleyeceklerin var.

*Türkçenin Dudaklarısın Sen, şiir, Enver Ercan, Varlık,52 s.

ÖNCEKİ HABER

Dünya Kupası ve ‘2 Brezilya’

SONRAKİ HABER

Berkin’in babası M.E.’nin babasına sabır diledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa