Rant varsa tedavi yok

Hazal BOY  
Elif GÜMÜŞ
İstanbul

İstanbul’un tek fizik tedavi hastanesi koşulları yetersiz olan başka bir hastaneye taşınıyor. 70 bin metrekarelik yeşil bir alanda kurulu olan hastanenin taşınması tartışması yeni değil. Ancak taşınmanın aceleye getirilmesi rant sabırsızlığı olarak yorumlanıyor. Sağlıkçılar ve hastalar da kentin tek fizik tedavi merkezinin taşınmasına karşı çıkıyor.

GÜNDE 800 HASTA

İstanbul Bahçelievler’de bulunan İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi, E-5 karayolunun hemen üzerinde bulunuyor. Hastaneye girince yemyeşil bir bahçeyle karşılaşıyoruz. 70 bin metrekare üzerinde kurulu olan hastane İstanbul’un önemli ve az kalan yeşil alanlarından biri olma özelliğini de taşıyor.

268 yataklı, 394 çalışanı olan fizik tedavi merkezine günde yaklaşık 800 hastaya poliklinik hizmeti veriliyor. Depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle Bahçelievler Devlet Hastanesine taşınacak olan Fizik Tedavi merkezinin şu an bulunduğu araziye yeniden bir hastane yapılıp yapılmayacağı ise netleşmiş değil.

SES: YENİ HASTANE UYGUN DEĞİL

Hastanenin taşınmasıyla ilgili gazetemize konuşan SES Bakırköy Şubesi Eğitim Sekreteri Kahraman Keskin, hastanenin bulunduğu arazinin oldukça değerli olduğunu vurguluyor  Hastanenin depreme karşı yenilenmesine karşı olmadıklarını söyleyen Keskin, “Hastanenin yan tarafına yapılan alışveriş merkezi binalara zarar verdi. A blok neredeyse 10 yıldır yıkılmış, çökmüş bir şekilde duruyor” diyerek hastanenin tamamen kaldırmak istendiğine dikkat çekiyor.

Hastaneden boşalan arazinin yeni bir rant kapısı olarak kullanılacağını dile getiren Keskin, taşınacakları hastanede rehabilitasyon hizmeti verme kriterinin olmadığını belirtiliyor. Bu durum hastalara zarar verecek çünkü bu hastanede tedavi gören hastaların tedavileri 3-5 ay kadar sürmek zorunda.

SES Bakırköy Şube Sekreteri Ertan Taştan da taşınılacak hastanenin fiziki yapı ve ulaşım açısından yetersiz olduğunu söylüyor. “Hastalara adeta siz tedaviden vazgeçin dercesine ulaşılması zor bölgeye taşıyorlar”diyen Taştan, itirazlarının yeniliğe olmadığını, arazinin kasıtlı olarak şirketlere peşkeş çekilmek istendiğini, bu yüzden de bugüne kadar yapılabilecek olan yenileme çalışmanın yapılmadığını dile getirdi.

‘YIKARLARSA NEREYE GİDECEĞİZ?​’

Tedavi gören hastalar, hastanenin taşınmasını istemediklerini buraya ulaşımın kolay olduğunu söylediler. Fatma Bakırtaş, “Burayı yıkıp yeniden daha güzel bir hastane yapılacaksa yıksınlar, ama alışveriş merkezi, otel yapılacaksa bu saçmalıktır. Her yer zaten alışveriş merkezi” dedi. Bir diğer hasta olan Mehmet Reyhan, “Zaten fizik tedavi merkezleri az burası da yıkılırsa biz nereye gideceğiz?​” diye sorarken, evinin hastaneye yakın olduğunu söyleyen Adile Kuşçu da, “Buraya ulaşım çok rahat. Yeşil, güzel bir bahçesi var. Zaten burada başka yeşil bir alan daha yok. Hastanenin taşınacağı yer bu kadar güzel olacak mı?​”diye konuştu.

TÜZEL’DEN SORU ÖNERGESİ

HDP İstanbul Milletvekili A. Levent Tüzel, İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinin taşınmasını soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Tüzel, Sağlık Bakanlığından şu sorulara yanıt istedi:
* İFTREA hastanesi yerine 400 yataklı yeni bir hastane yapılacak mıdır? Eğer böyleyse ne aşamadadır? Projesi, süresi, müteahhidi, ihalesi vb. konularda durum ve bilgi nedir?
* İl özel idaresinin kaldırılmasından sonra bu tür yatırımların akıbeti ve benzer durumların çözülmesi açısından Bakanlığınızın ne gibi tedbiri ya da çözümü vardır?
* Henüz bitmediği söylenen Bahçelievler Devlet Hastanesinin 30 Mart seçimlerinden önce açılması ve hastaların sırf bunun için taşınmaya zorlandığı iddiaları hakkında ne söylenebilir?  Hükümetinizin ya da Bakanlığınızın mevcut 70 bin m2 arsa büyüklüğündeki hastane yerini başka bir kamu yatırımı karşılığında tahsis etmesi gibi bir durum söz konusu mudur?
*  Şayet taşınma gerçekleştiğinde fizik tedavi rehabilitasyon hastaları için hiç de elverişli olmayan Bahçelievler Devlet Hastanesinde çalışma zorunluluğu ne kadar sürecektir? Hastane çalışanları açısından yakın bir bölgenin gösterilmiş olması hastalar açısından aynı sonuçları doğurması mümkün müdür?
*  Bütün bu kafaları meşgul eden ve kamuyu ilgilendiren hususlarda tüm kamuoyunu bilgilendirici açıklama ve taahhüdü ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?