02 Ocak 2014 15:05

Güzel günler gelmez bize...

Gençliği, onun enerjisini, cesaretini, ataklığını yanına almayan bir gücün, girdiği mücadelede başarıya ulaşması beklenemez

Güzel günler gelmez bize...
Paylaş

Yusuf SAVAŞ
Gaziantep
İşçi

Tüm dünyada işçi sınıfı ve emekçilerin açlık, sefalet ve hastalıktan başka bir şey kazandıkları yok. Hele bir de asgari ücretle çalışıyorsan. En ağır koşullarda çalışan, hiçbir güvencesi olmayan, ölüme terk edilmiş köleler.

Hükümet sermayenin istekleri doğrultusunda işçilerin gelecek güvencesi olarak gördükleri kıdem tazminatını fona devretmek istiyor. Bir işçi onca yıl çalışıp kendine değil sadece patronlara ve devlete kazandıracak. Dışarıda işsizlik ordusu, içeride ise ucuz ve düşük ücretle çalışan köleler. Üzerimizde ağır bir yeryüzü tabakası, üstündekiler hem sömüren, hem de yönetenler, bir avuç insan dışı yaratıklar. Altındakiler ise işçi sınıfı, dünyayı güzelleştiren ve bütünleştiren emekçiler.

İşçi gençlik ve tüm gençlik yığınlarının bu güçlere karşı örgütlü bir taban oluşturması gerekir. Bilinçli ve kararlı bir gençlik bu çürümüş hayatı değiştirip yeni bir hayat kurabilir. Gençler az çok olup biteni anlamaya başladığı andan itibaren kendisini, önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş maddi ve manevi bir yaşama ortamı içinde bulur. Genç işçilerin yoğun olduğu hemen her iş kolunda ya da fabrikada yaşanan grev ve direnişler mücadelelerin daha kararlı ve militanca yaşanmasını sağlıyor.

SERMAYENİN İDOLLERİ

Sermaye kesimi gençlik yığınlarını ucuz iş gücü olarak çalıştırma ve geçmişten bugüne kullanarak sermayelerine sermaye katmak istediler. Sermaye kesimi kendi idollerini yoksul mahallelerdeki işçi ve öğrenci gençlik yığınlarının beyinlerine dayatıp ve dini bir araç olarak kullanıp, uysal muhafazakar bir gençlik yetiştirme, grevdeki işçi ve emekçilere, üniversitedeki kızlı erkekli öğrencilere, polis devletiyle orantısız güç kullanarak baskıyla, tehditle ve öldürmeyle halkı yıldırmaktadırlar.

Geçmişten bugüne hangi parti iktidara geldiyse bu tür olaylar daima yaşandı ve halen yaşanmakta çünkü sermayenin kendi partisi var karşımızda. Onun için tek çere kendi semtimizde ve mahallelerimizde çalıştığımız fabrikalarda ve merdiven altı atölyelerde birlik ve dayanışma içinde örgütlenmek. Çünkü örgütlü bir halk yenilmez ve güçlü demektir.

POLİTİKA DEDİKLERİ

Politika yığınları bir düşünceye kazanmaktır, bunun için sınıf mücadelesinde gençliğin kazanılması sermaye güçleri için de son derece önemlidir. Gençliği, onun enerjisini, cesaretini, ataklığını yanına almayan bir gücün, girdiği mücadelede başarıya ulaşması beklenemez. Lenin, işçi sınıfını sınıflar mücadelesinin öncü sınıfı olarak nitelerken sınıfın genç kesimini kazanmanın önemine vurgu yapar.

İşçi B’nin de dediği gibi: Güzel günler gelmez bize, biz güzel günlere yürümedikçe.


SINIF BİLİNCİ EDİNMEK

Tüm işçi ve öğrenci gençlik yığınlarını, kölece bir yaşama ve geleceksizliğe mahkûm eden bu sömürü düzenine, ırkçı, şoven gericiliğe ve her türlü baskıya karşı, insanca bir gelecek, özgürlük ve demokrasi mücadelesine kazanma olanaklarını Haziran direnişiyle somut şekilde görmüş olduk. Sosyal medyada olsun, yaşadığımız her yerde direnişin ruhu ilmik, ilmik işlendi. Genç işçilerin yoğun olarak çalıştığı fabrikalar ve merdiven altı atölyelerde ortaya çıkan deneyimlerin gösterdiği en önemli ders; işçilere sınıf bilincini vermeyi hedeflemeyen bir çalışmanın ilerleme şansının olmadığıdır.

ÖNCEKİ HABER

Sayıştay: AOÇ’de sit alanı talana açıldı

SONRAKİ HABER

Öncesiyle sonrasıyla faşizmi tanımak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...