10 Kasım 2013 11:04

Eskiye rağbet olsun, kıyafetler dönüşsün

Kışlıklar çoktan çıkarıldı. Kalın kalın kazaklar ne çok yer tutuyor gardıroplarda. Ama asıl yer kaplayanlar “bir gün giyerim belki” diye sakladıklarımız. Hemen söyleyelim, o ‘bir gün’ gelmeyecek.

Eskiye rağbet olsun, kıyafetler dönüşsün
Paylaş

Sinem Uğurlu

Kışlıklar çoktan çıkarıldı. Kalın kalın kazaklar ne çok yer tutuyor gardıroplarda. Ama asıl yer kaplayanlar “bir gün giyerim belki” diye sakladıklarımız. Hemen söyleyelim, o ‘bir gün’ gelmeyecek. Kolları sıvayın ve o fazlalıklardan kurtulun, ferahlayın. Size gösterdiğim adres çöp değil elbette. Bir dönüşüm evi. En bakımlısından ikinci el kıyafetlerin bulunduğu Kadıköy’deki bu şirin dükkanda, sizi güler yüzüyle Ayten Keskin bekliyor. İster toplayın bavulunuzu takas yapın, ister ihtiyacınız olanları ucuza satın alın. Yalnız “Bunun 38 bedeni var mı acaba?​” diye sorular sormayın. Çünkü yok. Burada her şeyden bir tane var.

Bir ürünü sıfırdan satmak varken, insanın aklına ikinci el ürünler satan bir dönüşüm evi açmak nereden gelir?
Bu kadar çok tüketim olan bir ülkede böyle bir şeye çok ihtiyaç var. Büyük paralar vererek bir çift ayakkabı giymenin, ya da ayakkabılığında 30-40 çift ayakkabı bulundurmanın bir anlamı yok. O kadar büyük paraları ayakkabıya ya da giysiye vereceğime, bir öğrencinin harcını yatırmak isterim mesela. Bu fikir hep buradan geldi. İnsanlar gidip büyük paralar vermesin, başkasına ait de olsa, temiz ve bakımlı bir giysiyi alıp giyinebilsin istedim. 100 liralık bir ürünü, buradan 20 liraya alabilsin istedim.

‘ÇÖPE GİDEN ÇOK ŞEY VAR’

Dönüşüm evini açmadan önce yaşam tarzınızda da var mıydı böyle bir kültür?
Tabii ki. Biz ailece bunu bir yaşam biçimi haline getirdik. Mesela ben çocuklarımı hep arkadaşlarımın çocuklarının giysileriyle büyüttüm. Kıyıda köşede kalmış atıl şeyleri bulur onları tamir ederim. Ya kendim kullanırım, ya da arkadaşlarımla paylaşırım. Onun önceki halini ve sonraki halini gören, asla inanamaz. “Nasıl bunu bu hale getiriyorsun?​” diye sorarlar. Bu biraz da içinizden gelen bir şey. Böyle olması gerektiğine inanıyorsanız, bunu bir  yaşam biçimi haline getiriyorsunuz. Çünkü çöpe giden çok şey var hayatımızda.

O halde bu yaşam tarzınız da yaygınlaşsın istediniz.
Evet. Bas bas bağırıyor insanlar; “Koca koca ağaçları kesip, büyük binalar dikmeyin” diye. “Kaynaklar tükendi” diyorsunuz, eee, o zaman biz niye bu kadar tüketim toplumu olalım ki? Niye şaşalı vitrinleri olan firmaları daha çok zengin edelim ki? İstersek kendi çapımızda buna “dur” diyebiliriz.

Biz hep ablalarımızın, kuzenlerimizin kıyafetleriyle büyümüşüzdür. Yoğurt kabı bile atılmaz, örneğin saksı yapılırdı. Çöp diye bir kavram yoktu yani. Ne dersiniz; bu kültür tüketim kültürüne kurban mı oluyor?

Bu sistem böyle güçlü devam ederse ve biz de bu kadar kısık sesle ve pasif kalırsak, tabii ki yok oluyor. Benden sonra bu bölgede bir tane daha böyle bir mağaza açıldı. Çocuk dedi ki bana; “Bana çok kızdınız mı? Siz burada tektiniz çünkü”. “Hayır” dedim, “Çok mutlu oldum”. Çünkü ben tek başıma ifade edemiyorum tüm bunları, zorlanıyorum. Lütfen eşyalar yok olmasın, dönüştürelim bunları. Atıl şeyleri kullanalım. Bunları söyleyen başkaları da olursa, daha çok yayılacak bu kültür.

“Başkasının kullandığını giymem” diye bir tabu var, ama siz de aksine “Kullanılanı giyin” diyorsunuz. Zor değil mi insanları buna ikna etmek?
“Ben asla ikinci el giymem” diyen çok misafirim vardı. Ama artık bu dükkandan giyiniyor. Örneğin, siz restorana gittiğinizde yanınızda masa örtünüzü götürüyor musunuz? Kaşığı, çatalı götürüyor musunuz? Ya da otele gittiğinizde havlu ve çarşaf götürüyor musunuz? Aynı şey bu da. Onlar da kullanılmış.

“Kadınlar alışveriş çılgınıdır” denir hep. Siz katılır mısınız buna?
Öğretilmiş bir şey bu. Bu kadar vitrinleri süslerseniz öyle olur elbette. Süslü, ışıltılı vitrinler... Tam bir reklam mantığı. Sezon sonu indirimi diyor, kampanya diyor ve sana ihtiyacın olmadığı halde aldırıyor. Düşünsenize; bir mağaza 10 bin lira kira veriyorsa, 4-5 tane eleman çalıştırıyorsa bir kazağı bu giderlerini karşılamak için ne kadara satıyordur? Örneğin 70 liraya. O kazağı çok ucuza mal ediyor aslında. Biz burada ürünü de kendimiz emek vererek yapıyoruz.

‘HER KIYAFETTE BİR HİKAYE’

Aldığınız kıyafetler arasında en çok ne ilginizi çekiyor?
Gelinlikler beni çok etkiliyor. Geçen bir eve gittim ve 65 yıllık bir gelinlik buldum. Gelinliğin sahibi kadın, Tokat’ta varlıklı bir aileye gelin gitmiş ve aile de Kız Enstitüsü’nde özel bir gelinlik diktirmiş. Üzerini de incilerle süslemişler. Kadın çok güzel bir evlilik geçirmiş ve sonra eşini kaybetmiş. Bana o kadar güzel şeyler anlattı ki, hayatıyla ilgili.

Aslında o gelinlikte 65 yıllık bir hikaye de yatıyor.
Kadının hayatı yatıyor orada. Ne kadar heyecanlanmış kim bilir onu giyerken. Hayatının en heyecanlı gününde giyiyor belki de o gelinliği. Anlatırken gözleri hâlâ pırıl pırıl. Ben o gelinliğe sahip çıkıp bakımını yapmasam, belki yok olup gidecek. Ama ben onu dönüştürüp, bu gelinliğin başkasında da yaşamasını sağlıyorum.

Belki de buradan başka hikayeler doğmasını da

Evet. Yani her ürünün bir hikayesi var. Zaten bu eşyaların hikayeleri beni çok etkiliyor.

MÜZE GİBİ GEZENLER DE VAR

Kazanıyor musunuz bu işten?
Evet, maddi anlamda da geçinebileceğim kadar kazanıyorum. Ama ben asıl ruh olarak tatmin oluyorum bu işten. İşe yaradığımı hissediyorum. Görseniz bana ilk gelen ürünleri. Hepsini yeniden yaratıyorum. Çöpe gitmekte olan bir ürünü kurtardığımı düşünüyorum. Çok heyecan duyuyorum bu işi yaparken. Kızımla birlikte yapıyoruz zaten ve o bana çok destek oluyor. Yeni gelişmelerden beni haberdar ediyor, fikir veriyor.

İlgi var mı peki?
Evet, başka yerlerden de geliyorlar. Müze gibi geziyor bazıları, almasa bile, “Aaa ben hiç ikinci el görmedim” diyor.

Neler bulabiliriz dükkanda?
Ayakkabı, şapka, kemer, ceketler, dönem elbiseleri, ipek bluzlar, pardösüler... Aklınıza gelebilecek her şey. 5 ila 40 lira arasında değişiyor fiyatlar. Poşetleri de topluyorum ben. Çünkü doğayı en çok kirleten onlar. Bu sayede birkaç kere daha kullanılmasını sağlıyorum.

ÖNCEKİ HABER

Evde dönüşümden geri dönüşüme

SONRAKİ HABER

Çöpün kısa tarihi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...