10 Kasım 2013 10:52

Kendi söküğünü dikmek

Murat Bayramoğlu

Bitlis’te arazilerine akrabalarının koyunları girdi diye çıkan kavganın hemen sonrasında; “Kusura bakmayın ama koyun dediğin Azmi’nin Lokantasında asılı büryan kebabı değil mi? Keşke araya girseydiniz. Siz güngörmüş insansınız, tecrübeniz var, köyün akil insanı sizsiniz” dedim. Dönüvermek üzere Kürt illerine gelmiş ve “sen neden okula gitmiyorsun bakiim” diye kız çocuklarının başını okşayan bir kolonyolist gibi görünmeyi göze alarak...
“Ben geç kaldım, dedi yaşlı adam (sardığı tütünü derince içine çekip uzaklara bakmadan). Minibüsten indim, koştum baktım 3’ü yerde yatıyordu. Oğlum da karışmış. Elimi kaldırdım, bir tokat atacaktım, baktım onun da bağırsakları çıkmış, karnını tutuyor.”
“Dağlar boşaldıkça bu sorunları daha çok duyacaksınız”, diye araya girdi bir kamu görevlisi. “Tam çözülmemiş, dondurulmuş meseleler bunlar”...
***
Van’ın bir köyünde duyduklarım da aynı kapıya çıkıyor gibi...
“‘Gerilla köyümüze geldiğinde hepimizi topladı ve bundan sonra toprağı olan da bir, olmayan da bir. Kimse kimseden üstün değil. Toprağı olan da konuşacak, olmayan da’ demişti. O güne kadar her ay af edersiniz bir köpek, bir koyun, bir inek yüzünden cenaze çıkan köylerimizde durum değişti. Kan durdu. Artık ben de sözümü söylemeye başladım. Sonra erkeklerin ve kadınların eşit olduklarını anlattılar. Her kim karısını döverse bilsin ki karşısında bizi bulur dediler. Önce korktuk, sonra bilinçlendik:) Şimdi karıma git çay getir diyorum, ben yorgunum, kalk kendin getir, diyor. Eskiden bu dayak sebebiydi”.
PKK militanları dağları boşalttıkça artlarından ağlayan ve sahipsiz kaldıklarını hisseden kadınların hikayelerini sıkça duyabilirsiniz bölgede.
Derin dondurucuda bekletilmiş meseleler sanki mikrodalga fırınlardan hızlıca gün yüzüne çıkıveriyor. Ya da tüm bunlar bir abartı!
Her ikisi de olabilir. Ancak son aylarda özellikle kan davaları ve arazi anlaşmazlığı sonrasında yaşanan küçük çaplı katliamlardan sonra Kürt siyasi hareketinin bu süreci yakından takip ettiğini, takip etmekle kalmayıp, Kürt coğrafyasının kılcal damarlarına dek yarattığı örgütlü yapısıyla ortaya çıkan sorunları çözme gayreti içinde olduğunu gösteren demeçler ve girişimler oldu. Bu girişimler yeni değil elbette. Feodalitenin yarattığı sorunlar karşısında, yine o kaynaktan çıkmış ancak büyük oranda dönüşmüş Kürt siyasi hareketi defalarca devreye girdi. Prestiji ve örgütlü gücü sayesinde pek çok sorunu da çözdü. Ancak son dönemdeki gelişmeler karşısında daha pro-aktif olma ihtiyacının ortaya çıkmış olduğunu görmek mümkün. Selahattin Demirtaş’ın sözleri dağ boşaldıkça sorumluluğu daha ileriden devralma kararının emareleri gibi:
“... Parti olarak 100 yıllık bir meseleyi konuşarak, silahsız bir şekilde çözme uğraşı verirken ve savaştan kaynaklı çatışmaları yüzde 100 durdurmuşken aile içi çatışmaları kabul etmiyoruz. Bir yandan barış inşa ederken, bir yandan halkımızın birbirine karşı silah kullanarak, sorun çözmeye çalışmasını asla kabul etmeyiz. Sorunları konuşarak, diyalog yoluyla çözmemiz gerekir. Bu konuda partimiz, halkımızın hizmetindedir. Partimizin barış komisyonları var. Buralara başvurularak sorunlarımızı çatışmadan çözmeliyiz.” (Selahattin Demirtaş, Radikal 23 Ağustos)

DEVLETİN SINIRSIZ SORUMLULUĞU

Arkadaşlarınızla oturmuş rakınızı yudumlarken koyu bir sohbete dalıyorsunuz. Derken sizinle arkadaş olmaya karar vermiş ama bunu nasıl yapacağını bilmeyen, yıllarca da dayağından çektiğiniz babanız geliyor yanınıza. “Hadi gençler bana da bir kadeh koyun da beraber sohbet edelim” diyor. O saniyeden sonra artık müsamere başlamıştır. Rakıya takılmayın, içilen şey çay da olabilir ayran da...
Kürt illerinden arazi anlaşmazlığı, kan davaları gibi barut fıçısı sorunları çözmek, her kamu yetkilisinin düşüdür. Ancak sonradan arkadaş olmaya çalışan babanın yaşadığını deneyimlemekten kurtulamaz. Sorunu yaşayan taraflar, çoğu zaman devletin yerel yetkililerinin itelemesiyle barışmış gibi yaparlar. Barışma anının ritüelleri ve devlet yetkililerinin iyi niyet mesajlarının medyaya yansımasıyla, baba rakı sofrasından kalkar, gençler yarım kaldıkları sohbetlerine devam ederler.
Kan davaları ve arazi anlaşmazlıklarının ortaya çıkması ve mayalanmasında sorumluluğu olan devletin, sorunun çözümünde iyi niyetinden sual etmesek bile başarı göstermesinin olanakları oldukça sınırlı. Bir adım daha atar ve Türkiye’nin batı kamuoyunun hissiyatına onlardan izinsiz tercümanlık yaparsak şunu söylemek de acımasızlık olmaz umarım: “Kürtler kendi söküklerini diksinler”.
Söküğün nedeni üzerine tartışılabilir. Doğru, yanlış bir tarafa, ancak reelde olan da batı kamuoyunun önerdiği gibi ilerliyor. Kürt köylüsü son 30 yılı yalnızca kaçarak, göçerek yaşamadı. Olağan durumlarda toplumsal dönüşümler için ihtiyaç duyulan süreyi acı deneyimleri ve edindiği siyasi bilinçle oldukça kısalttı. Köy boşaltmalar sonrasında yurt dışına ve metropollere yaşanan acımasız göç, Kürtlere ironik olarak türlü kazanımlar da sağladı. Devletin yıkıcı politikaları, Kürt köylüsünün kentle, modern üretim ilişkileriyle, farklı örgütlenme biçimleriyle tanışmalarına da vesile oldu. Taraf Gazetesinin 22.09.2013 tarihli haberine göre Mardin’de iki anne ve üç çocuğun kan davalıları tarafından cezaevi önünde uzun namlulu silahlarla taranarak öldürülmesinden sonra bölge aşiretleri ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek kan davalarının, toprak anlaşmazlıklarının son bulması için bir bildiri yayınlayacaklarını açıklamışlar. Aşiretlerin can yakıcı sorunları çözmede sorumluluk almaları söküğünü kendi dikme inisiyatifinin önemli bir göstergesi. Bildiriye imza atan Sinka Aşireti temsilcisinin aynı zamanda Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin yönetici olması da feodaliteden modern toplum enstrümanlarına geçişin bir göstergesi...
BDP ve DTK başta olmak üzere Kürt siyasi hareketi içinde yer alan partiler ve sivil toplum kuruluşları başta kan davaları ve arazi anlaşmazlıkları olmak üzere, Kürt toplumunun sorunlarında kendilerini dünden daha fazla sorumlu ve muhatap olarak görüyorlar.
Barış süreci duraksamalarla, yoklamalarla ve mücadeleyle devam ederken, Kürt siyasi hareketinin kendi söküğünü dikmeye çalışması, yeni bir kıyafeti baştan yapması için iyi bir pratik olabilir.

Evrensel'i Takip Et