22 Şubat 2011 14:25

Gözlüklü ergenin İtalya seferi

Gurbet, her zaman anlatmaya değer bir konu. Kapitalizmin çağımız insanına bu hediyesinin çok çeşitli halleri bu toprakların hafızasında var. İş, okul, savaş kim bilir ne çok hikayeye gebe. Ama belki de Mazhar, Fuat, Özkan’ın şarkısı hepsi için geçerli: “Nasıl da birmiş meğer hasretler?...”Bir türlü

Gözlüklü ergenin İtalya seferi
Paylaş
Çağdaş Günerbüyük

Bir türlü konuya girememek pahasına devam edeceğim. Çünkü çağrışımlarda ilginç rastlantılar gizli. Türkiye sinemasında gurbet öyküsü diyince ilk akla gelenlerden biri Gurbet Kuşları. Orhan Kemal’in romanından genç Halit Refiğ’in başarıyla uyarladığı film, İstanbul’a gelen çok çocuklu bir ailenin trajediye varan öyküsünü anlatır. Ahlaki temalı Yaprak Dökümü’ne pek benzemez ama. Çünkü sınıfsal bir analizle bunu izleyicisine sunar. İtalya’da da iç göçün şehirlerin çehresini değiştirdiği altmışlı yılların bir İtalyan sinema klasiğiyle bu anlayışı bakımından benzerlik taşır: Rocco ve Kardeşleri.
Nereden nereye, Rocco ve Kardeşleri’nin ve Avrupa sinemasının başka bir çok başarılı örneğinin Yıldız Oyuncusu Claudia Cardinale, bu yıl Türkiye yapımı bir filmin konuğu, hatta baş rolünde. Ekim ayında, ödülleri arasına Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü katmasını ve telefonla ödül töreni sunucusuna bağlanmasını sağlayan filmi, Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak.
 

ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU İTALYAN OLUYOR

Film, İtalya’ya dil öğrenmeye giden bir genç adamın (Ekin) tam da filmin adındaki gibi, oranın kültürünü tanımasını ve olgunlaşmasını hikaye ediyor. Sinyora Enrica, öğrencilere odalarını kiralayan huysuz ve yaşlı bir ev sahibesi. Esas oğlanın eve gelişi bir yanlışlık sonucu oluyor. Çünkü ev aslında sadece kız öğrenciler için. Ama bu çaresiz, gözlüklü, utangaç genç adamın zararsızlığına inanıp onu da ekibe katıyorlar. Olaylar geliştikçe bizim oğlan açılıyor, yaşlı Sinyora yumuşuyor, evin güzel kızı bizimkine yüz veriyor, bu arada Sinyora’nın serseri oğluyla ilişkisi bir düzelip bir bozuluyor. Eleman İtalyanca’yı söküp gözlüğü de çıkarınca kızlardan yana şansı gülmeye başlıyor. Herhalde “İtalyan olmak” oraya bir yere denk geliyor.
Bu gidişattan anlaşılacağı üzere yabancılık çekme, çirkin ördek yavrusunun kız tavlaması, sertlikten anaçlığa geçiş yapan kadın gibi bildik esprilerin filmdeki yeri çok büyük. Ha eğlenceli, izleniyor, izlenmiyor değil de kendini bu yan öykülere fazlaca kaptırmış gibi. O nedenle şu sorunun cevabını bulmak güç; bu filmle tam olarak ne anlatmak amaçlanmış? Sinyora Enrica’nın bir öyle bir böyle tutarsızlığı, oğlunun adam olmayışı, genç adamın büyümesi… sanki hiç biri yerine tam olarak oturmuyor. İlk filmini çeken Yönetmen Ali İlhan, ölçüsünü tam bilemesek de kendi deneyimlerinden esinlenmiş, ama bu da soruya cevap olmaya yetmiyor. Ekin karakterinin “Olmamış hali”, ne yazık ki ergenliğinden kaynaklanmıyor. Hacıoğlu’nun oyunculuğu iyi olmasına iyi ama Ekin’i kurtaramıyor.
Amaç, sadece, bir dönemin efsane oyuncusu Cardinale’yi oynatmış olmak değildir herhalde ama filmden geriye neredeyse bir tek o kalıyor.

[email protected]

Sinyora Enrica ile İtalyan olmak
Yönetmen: Ali İlhan
Oyuncular: Claudia Cardinale, İsmail Hacıoğlu, Lavinia Longhi, Teoman Kumbaracıbaşı, Nilay Cennetkuşu, Fahriye Evcen, Bedia Ener, Galip Erdal, Murat Karasu.

ÖNCEKİ HABER

Genco Erkal soruyor: Nereye gidiyoruz?

SONRAKİ HABER

“Bir Avuç Cesur İnsan”dan mücadeleye devam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...