Erdoğan sokak röportajlarını hedef aldı: "Eline mikrofon ve kamera alan gazeteci değildir"
Erdoğan "10. Anadolu Medya Ödülleri" programında muhalif gazetecileri ve sokak röportajlarını hedef aldı, "Türkiye bugün 2002 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir" dedi.

Fotoğraf: AA
3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü geride kalırken, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) 2024-2025 dönemine ilişkin yayımladığı basın özgürlüğü raporuna göre 1 Nisan 2025 itibarıyla en az 18 gazeteci gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklu. 1 yılda ise 29 gazeteci tutuklandı. Bugün "10. Anadolu Medya Ödülleri" programına katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendini "Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış" olarak, "Anadolu medyasını" ise "sessiz yığınların sesi" diyerek niteledi. Basının bugün eskisinden daha "serbest" olduğunu savunan Erdoğan konuşmasında sokak röportajlarını hedef aldı, "Eline mikrofon ve kamera alan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz. Olsa da ona gazeteci denmez" sözlerini sarfetti.
Erdoğan'ın programdaki konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı sürece demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir."
"Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, vesayetçi ve tek sesi medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye bugün 2002 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir."
"Darbe bültenini aratmayan manşetler inşallah bir daha geri gelmemek üzere geride kalmış mazide kalmıştır."
"Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk seviyesine kadar gitmektedir. Ülkemizdeki basın mensupları batıdaki meslektaşlarına göre daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT tırlarının durdurulmasından, 17-25 Aralık darbe girişimine, bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle, o gün FETÖ'ye kol kanat gerenler aynı kişilerdir."
"Özellikle 'sokak röportajı' adı altında sokaklarda adeta terör estirilmektedir. Eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz. Bu şahıslar sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor. Eline mikrofon ve kamera alan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz. Olsa da ona gazeteci denmez."
"Özellikle yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine heveslenen medyaya, ne saygı duyarız ne müsamaha gösteririz"(Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et