Polonez direnişinde iki ay geride kaldı: Kendi işimizi kendimiz halledeceğiz
Tek Gıda-İş’te örgütlendikten sonra işten çıkarılan Polonez işçilerinin direnişinde iki ay geride kaldı. İşçiler, “Polis müdahalesi çok ağır oluyor. Gaz atıyorlar. Çoğumuzun kolları hep mosmor” dedi.

Fotoğraf: ANKA
İLGİLİ HABERLER

Direnişteki Polonez işçileri ters kelepçeyle gözaltına alındı
İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan Polonez gıda fabrikasında çalışırken Tek Gıda-İş Sendikasına üye olduktan sonra işten çıkarılan 146 işçinin direnişi sürüyor.
Kod 46 ile işten çıkarılan işçilerin fabrika önünde başlattığı direniş nöbetinde Çatalca Emniyet Müdürü Ali Osman Turhan, “Hakkınızda işlem yaparsam çocuğunuz zeki bile olsa bu yüzden bir yere giremez” demişti. İlerleyen günlerde eylemin devam etmesi üzerine polisler, sert müdahalede bulunarak işçileri ters kelepçeyle gözaltına almıştı.
Direnişin ikinci ayı geride kaldı. İşçiler, seslerini duyurmak için üç gündür Çatalca Kaymakamlığı önünde gece-gündüz demeden nöbet tutuyor.
İşçilerin direnişine bölgeden geçen yurttaşlar da destek veriyor.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da işçileri ziyaret etti.
Fotoğraf: ANKA
İŞÇİ, KOLUNDAKİ MORLUĞU GÖSTERDİ
İşçilerden İbrahim Erdoğmuş, polis müdahalesi nedeniyle kolunda oluşan morluğu göstererek “19 senedir Polonez fabrikasında çalışıyorum. Pazartesi günü sabah kapının önünde oturma eylemi yaparken polisin şiddetiyle karşı karşıya kaldık. Görüyorsunuz. Ayaklarım, her tarafım morluk içinde. Tekmelerle, kalkanlarla bize vurdular. Bu ikinci müdahale. Daha önce de cuma günü yaptılar. Onda da aynı. Kaç tane arkadaşımızın kaburgası, ayakları kırıldı. Biz hakkımızı istiyoruz” dedi.
“46 KODUYLA HIRSIZLIKTAN SOKAĞA ATILDIK”
Nermin Yılmaz isimli işçi de “Sendikalı olduğumuz için işten çıkarıldık. Bir gece 46 koduyla hırsızlıktan bizi sokağa attı. 13 senelik işçiyim. Bizim değerimiz bu muymuş? Eşim rahatsız. Her şeye göğüs gererek, o işime devam ederek... Çok sözlerim var konuşacak ama kaç günden beri mücadele ediyorum arkadaşlarımla. Bu mücadeleyi kazanacağız. Gaz yedik. Geceyi burada geçirdik” diyerek yaşadıklarını anlattı.
“POLONEZ MARKASINI BİZ YARATTIK”
İşçilerden Bedriye Önal, üretim ustası olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Zaten Polonez markasını biz yarattık, biz büyüttük. Onlar bizi bir gecede ‘Küçülmeye gidiyorum’ diye çıkardılar ama benden sonra nedense 170, 180, 200’e yakın eleman aldılar. Ben 18 yıllık elemanım. Gençliğimiz orada geçti bizim. Gecelere, sabahlara kadar çalışıyorduk biz. Müdürlerin gözü arkada kalmıyordu. En son biz çıkıyorduk. Biz 61 günden beri Polonez’in kapısının önünde eylemdeyiz. Taşeron işçileri içeri almayalım diye biz orada direniyoruz ama polisin müdahalesi bize çok ağır oluyor. Gaz atıyorlar. Arkadaşlarımın çoğunun kolları hep mosmor. Yerlerde sürünüyorlar. Çalışma Bakanı’mızın bir an önce el atması lazım. Emniyet Müdürü çocuklarımızın geleceğiyle bizi tehdit etti. Bizi kimse görmüyor.”
“ÇOCUKLARIMI KİMSE TEHDİT EDEMEZ”
Yasemin Sayın isimli işçi, oğluyla birlikte çalıştığını belirterek sorunlarını şöyle anlattı:
“Sadece sendikaya üye olduk diye işten çıkarıldık. Biz bunları hak etmedik. Oraya çok emek verdik. Geçtiğimiz akşam biz yemek yiyorduk. Biber gazı attılar yere, misket gibi. Ben de astım olduğu için hemen tıkandım, bir arkadaşımız öksürerek az daha boğuluyordu. Çok kötü olduk. Sıkılmadı ama yere atılmış. Misket kadar toz, basınca dağılıyormuş. Öyle dediler. Ben bu işleri çok bilmediğim için… Fabrika önünde de çok baskı, dayak yedik. Zorlandık. Ters kelepçeyle götürdüler zorla. Sürükleye sürükleye götürdüler bizi. Benim iki tane öğrencim var, çocuklarımın masrafını mı vereceğim 15 bin lirayla? Çocuklarımla tehdit ediyor. Benim çocuklarımı kimse tehdit edemez. Alın teriyle çalışır, ben işçiysem o da işçi olur gerekirse. Helalinden kazanır, hiç önemli değil. O kendi çocuklarına baksın öncelikle. Kendisine baksın.”
İki yıldan bu yana fabrikada çalıştığını belirten Nuh Kaya, şunları dile getirdi:
“Bizi tek üzen şey 46 kodu. Sana 20 yıl hizmet vermiş bir insanı bir SMS’le çıkarıyorsun. Yani hırsızlıkla çıkarıyorsun. Biz haklıydık. Cumhurbaşkanı diyor ya, ‘yerli ve milliyiz’ diye. Buralara gelsin de gerçekten milli ve yerli var mı; toprak, fabrika var mı görsün.”
“ÜŞÜTTÜM, ECZANEDEN İLAÇ ALAMIYORUM”
Sağlık sorunu yaşadığını ve eczaneden ilaç alırken zorluk yaşadığını belirten Kaya, “İşsizlik bile alamadığım, 46’ncı kodla çıkarıldığım için paramla cebimden ilaç alıyorum. 285 lira. Normalde 45 lira. Üst solunum enfeksiyonu, ciğerleri üşüttüm. Çünkü biz iki gündür dışarıda yatıyoruz. Bizi ters kelepçeyle Vatan Emniyet Müdürlüğüne götürdüler, sabahın 05.30’unda. Emekçinin emekçiden başka dostu yok. Türkiye’de bunu iyi anladık. Hükümete de Çalışma Bakanlığına da güven yok. Kendi işimizi kendimiz halledeceğiz.”
“TAZMİNATLAR, İHBARLAR ALINAMIYOR”
Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, “İşçilerin işsizlik sigortasından faydalanmaları, tazminatının ödenmesi, ihbarının ödenmesi gerekiyor. İşsizlik sigortasını alıyoruz, bu kamuoyunun baskısıyla oldu. Tazminatlarımızı, ihbarlarımızı ise alamıyoruz” dedi.
“İŞÇİ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI İSTİYOR”
Direnişe desteğe gelen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal “Polonez işçisi çok net, istediği çok açık. Emeğinin hakkını istiyor. İşinin başına dönmek istiyor ve elbette vermiş olduğu yıllardır bir emek var. O emeğin karşılığını istiyor. Görünen açık. Keyfi bir uygulama, görevi kötüye kullanma, şiddet, işkence hepsi var. Valinin, kaymakamın, İçişleri Bakanı’nın, Emniyet Genel Müdürü’nün müdahale edemediği bir yapıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. (İstanbul/ANKA)
Evrensel'i Takip Et