16 Haziran 2024 04:11
/
Güncelleme: 07:19

15-16 Haziran işçi hareketinin izleri

15-16 Haziran eylemlerinde ECA Fabrikasında Baştemsilci olan Yunus Uysal eylemleri, işçilerin tutumunu ve eylemlerin bugüne yansımalarını anlatıyor.

15-16 Haziran işçi hareketinin izleri

DİSK Arşivi

Andaç Aydın ARIDURU
İstanbul

Yunus Uysal 15-16 Haziran işçi hareketinin önder işçilerinden. 630 işçinin üç vardiya çalıştığı ECA’da daha önce örgütlü olan sarı sendikayı devirip yerine 7 Mayıs’ta Maden-İş Sendikasını örgütlemişler. Uysal, patronun yaklaşık 20 gün direndikten sonra Maden-İş’i kabul etmek zorunda kaldığını; 15-16 Haziran eylemlerinden önce de fabrikalarında irili ufaklı zam ve sosyal hak talepli eylemler yaptıklarını aktarıyor.

Uysal, 15 Haziran’a yaklaşan süreçte hükümetin 274 ve 275 sayılı Yasalarda değişikliğe giderek DİSK’e karşı yüzde 10 barajını dayattığını belirtiyor. “O zaman anladık bizi Türk-İş’e mahkum etmeye çalışıyorlar. Sarı sendikaya” diyen Uysal, o günleri “14 Haziran’da Merter’de yapılan toplantıyla karar aldık, eyleme başlayacağız diye. Ben eve gitmedim fabrikaya gittim.  Fabrikanın marangoz atölyesinde pankart ve dövizler hazırladık” şeklinde anlatıyor.

15 Haziran sabahı fabrikadan çıkan işçilerin megafonlarla çevre fabrikalara çağrı yaparak Kadıköy’e doğru yürüdüğünü aktaran Uysal, “Sungurlar Kazan Fabrikasından arkadaşlar çıkıp bize katıldılar. Ardından TEKEL işçileri de Türk-İş üyesi olmalarına rağmen bize katıldı. Bize katılanlarla birlikte sayımız 3 bine yaklaştı. Yürüyüşün önünü polis ve asker barikatlarıyla kesmek istediler ama işçiye güçleri yetmedi. TEKEL işçisi kadınlar tankların üzerlerine çıkarak barikatı aşmamıza yardım etti” ifadeleriyle eylemlerin ilk gününü özetliyor.

‘15-16 HAZİRAN BUGÜNE DE ÖRNEK OLUYOR’

16 Haziran’da da fabrika önlerinden önce Kadıköy’e geçildiğini söyleyen Uysal, “Bağdat Caddesi üzerinden geçerken heyecan çok yüksekti. Bizi sömüren patronların çoğu bu caddede oturuyor burada sloganları daha güçlü atalım dedik. Caddeden geçerken heyecanımız çok yüksekti” diyor. Kitle Kurbağalıdere’den geçerken polisin açtığı ateş sonucunda yaralandığını ve işçilerin yardımıyla polis aracından çıkarıldığını anlatan Uysal, “İşçilerin birlikte duruşu ve dayanışması yasa teklifini geri çektirdi. Türk-İş’ten DİSK’ten işçilerin birlikte verdiği bu kararlı mücadele, sonrası için örnek oldu” ifadeleriyle 15-16 Haziran işçi eylemleri tecrübelerini aktarıyor.

Uysal, 16 Haziran’da ilan edilen sıkıyönetimin ardından da işçi eylemlerinin fabrikalarda sürdüğünü belirtiyor. Süren eylemlerin ve işçilerin kararlılığının yasa teklifinin çekilmesindeki en büyük etken olduğunu vurguluyor.

Eylemlerin ardından öne çıkan işçilerin mimlendiğini kendisinin de 3 ay boyunca arandığını söyleyen Uysal, “MİT bir liste yapmış ve benim gibi eylemlere katılan arkadaşları mimlemiş. Fabrikalarda iş bulamadım. Terlikçilik yapmaya başladım. 30 yıl burada çalıştım. Ama hep işçi mücadeleleriyle bağlarımı sürdürmeye çalıştım, hiçbir zaman mücadeleden kopmadım” diyor.

Eylemlerin bugün de önemini koruduğunu söyleyen Uysal, “Bugün geçim derdi, düşük ücretler ve baskı işçilerin en büyük problemleri. Çözüm ise birlik olup ortak talepler için tek yumruk halinde mücadele edebilmekte” yorumunu yapıyor.

Evrensel'i Takip Et