18 Nisan 2024 04:18

Hakan Güneş ile İran-İsrail gerilimi üzerine: 'Keşke bir tiyatro olsaydı ama değil'

İran’ın saldırısının “tiyatro” olarak tanımlanmasını eleştiren Doç. Dr. Hakan Güneş, “Keşke bütün olanlar bir tiyatro olsaydı. Ama maalesef öyle değil” dedi.

Hakan Güneş ile İran-İsrail gerilimi üzerine: 'Keşke bir tiyatro olsaydı ama değil'

Doç. Dr. Hakan Güneş | Fotoğraf: MA

Şerif KARATAŞ
İstanbul

İsrail’in Şam Konsolosluğunu vurması üzerine İran’ın İsrail topraklarına yaptığı misilleme saldırısının yankısı sürüyor. İran’ın saldırısının “tiyatro” olarak tanımlanmasını eleştiren Doç. Dr. Hakan Güneş, “Keşke bütün olanlar bir tiyatro olsaydı. Ama maalesef öyle değil” dedi.

VEKALET SAVAŞINDA YENİ BİR AŞAMA

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye İşçi Partisi Uluslararası İlişkilerden Sorumlu MYK Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ile İran’ın İsrail’e misilleme ve gerilimini konuştuk.

İran’ın saldırısının iktidara yakın basının yanı sıra yaygın bir şekilde ‘tiyatro’ olarak nitelendirildiğine dikkat çeken Güneş, “Buna katılmıyorum. Keşke bütün olanlar bir tiyatro olsaydı. Ama maalesef öyle değil. Çok uzun zamandır iki devletin vekalet savaşında yeni bir aşamaya gelindi ve doğrudan savaş tehlikesini gündeme getiren bir gelişmeyle karşı karşıya kaldık. Bunun tiyatro olarak adlandırılması durumu fazla hafife almak demektir” diye konuştu.

AKP, FİLİSTİN KONUSUNDA SIKIŞTI

Bölgesel gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını da yorumlayan Güneş, AKP iktidarının Filistin konusundaki sıkıştığına dikkat çekti. Güneş, “Filistin konusu öyle kolay kaçabileceği bir konu değil. Son 6 ayda vermiş olduğu kötü sınav ve özellikle İsrail’le ticaret konusunun Türkiye kamuoyunda kendi tabanında da tepki toplamış olması nedeniyle zor bir durumda. Ve bu zor durumu aşmak için de başka bir takım başarı hikayeleri geliştirmek zorunda. O noktada da Türkiye’nin bölgenin istikrarı ve güvenliği için önemli bir ülke olduğunun altını çizmeye çalışıyor. Doğrudur, Türkiye önemli bir ülke. Ama bu önemin ağırlığını taşıyamayan bir hükümet var ortada. Sorun bu” ifadelerini kullandı.

ABD, İSRAİL’E MÜTTEFİKLER YARATMAK İSTİYOR

İran’ın İsrail’e saldırısının ardından CIA Başkanı William Burns’un MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüştüğü ve İran ile ara bulucu olmasını istediği iddiası basına yansımıştı. Bu bağlamda ABD’nin bölgede yürüttüğü politikada Türkiye’ye nasıl bir rol biçtiği sorumuzu yanıtlayan Hakan Güneş şu değerlendirmede bulundu: “Uzunca zamandır Washington’la Ankara ilişkileri pek dikiş tutmuyor. Çok iyi bir noktada iyi bir diyalog geliştirebiliyor durumda değiller. Bu durumun değiştiğine dair de herhangi bir işaret yok. Ancak ABD, özellikle sıkıştıkça -ki İsrail konusunda sıkışmış görünüyor- Ortadoğu politikasını İsrail meselesi etrafında şekillendirirken İsrail’e müttefikler oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’yi de bundan en azından uzaklaştırmayacak bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu görüşmelerin bu çerçevede olduğunu düşünüyorum. Çünkü yeni dönemde İsrail’in İran’a doğrudan saldırmasını da engellemek istiyorlar. Netanyahu’nun böyle bir hamlesi durumunda kendisi zor durumda kalacak. Onun yerine Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır gibi ülkelerin, daha da genişleyecek bir cepheyle İsrail'e daha yakın politikalar izlemesini umuyor. Bunun oyun kuruculuğunu yapmaya çalışıyor. Türkiye'yi de burada bir yerde tutmaya çalışacaklardır. Ama bu da kolay bir iş değil Amerika için.”

ANTİEMPERYALİST DEĞİL, ANTİABD’Cİ BİLE OLAMAZ

İktidar, sürekli olarak bağımsız politika ve antiemperyalist olduğu iddiasını öne çıkarıyor. Bunu daha çok da silahlanma üzerinden yapıyor. Ancak diğer yandan İsrail’le ticaret ve Türkiye’deki NATO üsleri de tartışılmaya devam ediyor. Güneş ise “Erdoğan'ın, Putin, Bolsonaro, Orban ve benzeri birçok otoriter liderin ABD ile yaşadığı sorunu ve ona karşı tepkilerini antiemperyalizm olarak değil, antihegomonyacılık olarak okuyorum” diyor. Buna Avrupa'nın aşırı sağ liderlerini de dahil eden Güneş’e göre, “Onlar da ABD konusunda antiemperyalist değiller, bunun adı AntiABD hegomonyacılığıdır. Aslında bu çerçevede ‘AntiABD’cilik antihegomonyacılık da yapılabiliyor mu?​’ diye sadeleştirelim. Doğrusunu isterseniz bu da cüret ve ciddi bir ulusal ekonomik program gerektirir. AKP’nin dayanağı olan sermaye kesimleri, uluslararası sermayeyle son derece bütünleşik bir yapıdadır. Dolayısıyla ulusal kalkınma programlarını geliştirmeden, güçlü bir ekonomik ulusal altyapı oluşturmadan gerçek bir AntiABD’cilik bile yapmak kolay değil. AKP de bunun handikaplarını yaşıyor. Antiemperyalist olması zaten mümkün değil, AntiABD’ci olmak bile çok zorladığı, zorlandığı bir konu. Ama zaman zaman bir emperyalist ülkeyle bir alt emperyalist ya da bölgesel alt emperyalist ülke ya da bir bölgesel güç çıkar çatışmasına girebilir. Ve bu çerçevede biz önümüzdeki dönemde de yer yer iş birliği yer yer de çatışma göreceğiz. Bunu ABD ile Türkiye arasında göreceğiz.”

"UZUN VADEDE BİR SALDIRI ŞAŞIRTICI OLMAZ"

İran-İsrail geriliminde İsrail’in kısa vadede İran’a saldırı olasılığını düşük gördüğünü belirten Doç. Dr. Hakan Güneş bunun bir nedeninin Gazze’de İsrail’in zorlanması olduğunu vurguladı. Güneş ayrıca “ABD ve Biden yönetiminin de İsrail'i savunacağını ama İsrail’i doğrudan İran’a saldırma konusunda desteklemeyeceğini” ifade ettiğini de hatırlattı. Uzun vadede ise olası saldırının şaşırtıcı olmayacağını söyleyen Güneş, “Benyamin Netanyahu yönetiminin sürekli sertleşen bir politikayla iktidarını ayakta tutmaya çalıştığını görüyoruz. Bu çerçevede sembolik sayılabilecek bir karşılık verebilir mi? Evet verebilir. Ya da bir Mossad, operasyonuyla bir şey yapabilir mi? Mümkün tabii ki” ifadelerini kullandı.

Evrensel'i Takip Et