8 Şubat 2024 15:03
/
Güncelleme: 20:03

Adana’da Alpargün Apartmanı davası sona erdi: Müteahhittin kolon kesme iddiaları çürütüldü

Adana’da depremde 96 kişinin hayatını kaybettiği Hasan Alpargün Apartmanı davasının ikinci duruşması görüldü. Kurtarma ekibinden bir tanık betondan çıkan deniz kabuğunun elini kestiğini söyledi.

Adana’da Alpargün Apartmanı davası sona erdi: Müteahhittin kolon kesme iddiaları çürütüldü

Fotoğraf: Evrensel

Özge TÜRKOĞLU
Delal ÖZBEY
Adana

6 Şubat depreminde 96 kişinin ölümü ile sonuçlanan Hasan Alpargün Apartmanı’nın yıkılması ile ilgili açılan davanın ikinci duruşması bugün Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Depremzede ailelerin yanı sıra EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan'ın da takip ettiği davada sanık Hasan Alpargün’ün tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme duruşmayı 27 Haziran’a erteledi.

“Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan davada tutuklu yargılanan Sanık Hasan Alpargün duruşmaya SEGBİS ile katıldı.

Sanık Alpargün, bu duruşmada da apartmanda kolon kesildiği iddialarını sürdürdü. Beyanları alınan müştekiler kolon kesme iddiasını reddetti. Tanıkların da dinlendiği bu duruşmada arama kurtarma çalışmalarına katılanlar betonların vinçle kaldırılırken dağıldığını, taşları elle kırabildiklerini belirttiler. Duruşmanın ardından ailelerin yaptığı basın açıklamasında konuşan Av. Beşir Ekinci, "Hasan Alpargün'ün iddia ettiği kolon kesme iddiaları bu mahkemede tamamen çürütüldü. Bununla beraber yeni duruşma tarihi 27 Haziran'a verildi. Burada huzurunuzda şunu söylemek istiyorum. Ben ve arkamda gördüğünüz meslektaşlarım ve aile yakınları olarak bizim gözlerimizde acı var, üzüntü var, keder var, hüzün var. Ama tek bir şey yok. O da korku. Hiçbir zaman da olmayacak. Sadece bu celse değil bundan sonraki bütün celselerde burada olduğu gibi yılmadan, dimdik ayakta giden canlarımızın hesabını sormak için süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Videolarda enkaz ve kum şeklinde yıkıldı. Sağlam karot kalmadı. Kullanılan demirlerin ve çürük olduğu ve bu hususta bir raporun alınması için başka bir üniversiteye heyet raporuna gönderildi. Şimdi bu raporun gelmesini bekleyeceğiz" diye konuştu.

Tanıkların da dinlendiği bu duruşmada arama kurtarma çalışmalarına katılanlar betonların vinçle kaldırılırken dağıldığını, taşları elle kırabildiklerini belirtti. Tanıklardan biri betondan çıkan deniz kabuğunun elini kestiğini belirtti.

BAZI AİLELER SALON DIŞINDA KALDI

İddianame “bilinçli taksirden insan öldürme” suçundan hazırlanmış olsa da sanık, binanın olası depremde yıkılacağını biliyor olması sebebiyle taksirden söz edilemeyeceğini ifade eden müşteki avukatları yargılamanın “olası kast” suçundan yargılanması gerektiğini ifade ediyor. İlk duruşmada müştekiler ve avukatları binada bir tadilat söz konusu olmadığını, binanın deprem yönetmeliğine aykırı yapıldığı için yıkıldığımı belirterek otopsi raporları incelendiğinde ölenlerin çoğunun kum nedeni ile boğularak öldüğünün ortaya çıktığını belirtmişlerdi. Çağdaş Hukukçular Derneği’nden avukatlar aleniyet ilkesi gereği duruşmaya katılmayan ailelerin salona alınmasını talep etti. Fakat Mahkeme Başkanı ile kısa bir gerilim yaşandıktan sonra bazı aileler duruşma salonuna girerken bazıları daha geniş bir salona geçilmediği için dışarıda kaldı.

“BETONU ELLE KIRABİLİYORDUK”

İkinci duruşmada da yakınlarını kaybedenlerin ve tanıkların beyanı ile devam etti. Ailelere kolon kesilip kesilmediği sorulduğunda aileler kolon kesilmediğini beyan etti. Bir müşteki enkaza gittiğinde enkazın iş makineleri değil, kovalar ve küreklerle kaldırıldığına tanık olduğunu belirterek “ İş makinelerinin çalışacağı kolon kalmamıştı. Kumu kaldırmak için kovalar ve küreklerle çalışıyorlardı. Yan apartmanda çiçek saksısı bile düşmezken bu apartman yerle bir oldu” dedi.  Arama kurtarma ekibine katılan tanığın anlattıkları müştekilerin anlattıkları ile örtüşt;  “Arama kurtarma çalışması yaparken eğitimim yoktu. Arama kurtarma çalışmasına gittim. Çalışmaya gittiğimde binanın üstünde yaklaşık 100-150 kişi vardı. Ancak bu şekilde bir yapamayacaklarını, ses alamayacaklarını söylediler. Leğenlerle, küreklerle arama kurtarma çalışması yaptık. Genelde kum vardı. Sadece kum çıkarttım. Betonun elle kırılmaması gerekir ancak Hasan Alpargün apartmanında beton elle kırılıyordu. Enkazda kat denkliği yoktu. Tablalara taş vurarak kırıyorduk. Vinç Ağır beton kolon kaldırılırken bağlandığı yerden kırılarak kaldırıldı. Parçalar kopuyordu. Kum deniz kumu mu bilmiyorum. Kumun içinde deniz kabuğu vardı ve elimi kesti. Kolonu kirişi olmayan evlerde gördüğüm yığılma bu apartmanda da vardı. Bu yığılmadan dolayı yaşam üçgeni oluşturulacak bir alan olmaz”

“GÖRDÜĞÜM KUM DENİZ KUMU”

Arama kurtarma çalışmasına katılan başka bir tanık: “Eğitimim yoktu. 6.15 gibi enkaz alanındaydım. Enkaza ilk gittiğimizde buradan kimsenin kurtulamayacağını düşündük. İlk saatlerde çalışmalarımız sadece kürek ve kova ile oldu. Bölgede yaşam alanı yoktu yaşam üçgeni yoktu. Deprem anında sigorta kutularını aramaya çalıştık çünkü sigorta kutusu kapının yakınında bulunurdu ancak bulamadık. Kazarken en üst katı kazdığımızı düşünürken aslında 6 veya 8’i kazıyormuşuz. Apartmanda kat denkliği yoktu. Vinç geldiğinde beton ve kolonu kaldırırken beton patlıyordu. Sadece kum gördüm. Bu gördüğüm kumun deniz kumu olduğuna eminim. Deniz kumunun ne olduğunu biliyorum ve kumun içinden deniz kabukları çıkıyordu. Kazdığımız yer doluyordu. Yaşam üçgeni arayıp kazdıkça üstüne kum doluyordu. Yaşam alanı yoktu”

Bir başka müşteki de “Belediyeden, ruhsat verenlerin de davaya dahil olmasını istiyorum. Benim canım gelmeyecek ama başka canlar gitmesin” dedi.

SEYİT ASLAN: "TÜM KESİMLERİN YARGILANMASI GEREKİR"

Dava sonrası adliye önünde Evrensel'e konuşan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de yargı sisteminin, hukuk sisteminin nasıl işlediğini çok iyi biliyoruz. Burada gerçek bir adaletin sağlanması konusunda şüphemiz devam ediyor. Çünkü daha önceki davalarda uzun süren yargılamalarda gerçek anlamda bir adalet sağlanmıyor ve sorumlular ceza almıyor.

Burada tek başına bir müheahhidin yargılanması değil; bu apartmanın yapımında, kontrol sürecinde buna izin veren yerel yönetimler dahil olmak üzere bu sürecin içerisinde olan tüm kesimlerin yargılanmasının önünün açılması gerekir.

Bütün sorumluların gerçek anlamda yargılanması gerçekleşmeden burada adalet yerini bulmayacaktır."

Evrensel'i Takip Et